Güncelleme Tarihi:
Merakla beklenen Maison Martin Margiela with H&M koleksiyonun tanıtıldığı New York’taki dokuz katlı tarihi bina, neredeyse markanın büyük beden ve bozulmuşluk hissini anlatan genel konseptinin de bir özeti gibi. Her katta gerçekleşen farklı sanat ve dans gösterileriyle tanıtılan koleksiyonun kutlama partisine Julianne Moore, Sarah Jessica Parker, Mena Suvari, Kanye West, Alan Cumming gibi isimler de katıldı. Birbirinden etkileyici performanslardan sonra sabahın ilk ışıklarına kadar parti devam etti.
Herhangi bir defilenin gerçekleşmediği gecenin sonunda yapılan alışverişten görünen o ki, bu koleksiyon da H&M’in daha önceki tasarımcı birlikteliklerinden doğan koleksiyomlar gibi kısa zamanda tükenecek. Gelelim, moda dünyasının merakla beklediği “Dünyanın en mahrem ve ulaşılmaz modaevi Maison Martin Margiela, halka en yakın moda markası H&M’le işbirliği yaparsa ortaya nasıl bir koleksiyon çıkar?” sorusunun yanıtına. Herkesin merak ettiği cevabı aylardır nefesimizi tutmuş bekliyorduk.
Modanın harikalar diyarında
Dünyanın dört bir tarafından gelen 100’den fazla gazeteciyle birlikte New York’ta sadece bizlere sunulan kıyafetleri denemeden önce aslında koleksiyonun parçalarını internet üzerinden görebilme imkanımız olmuştu.
Sam Taylor Johnson tarafından çekilen kampanya görselleri ilk açlığımızı gidermiş, ‘Oversize’ büyük beden ceketler, paltolar, pantalonlar, elbiseler bizi nasıl bir koleksiyonun beklediğinin de ipuçlarını vermişti. Markayı yakından tanıyanlar, Harikalar Diyarı’nda keşfe çıkan Alice misali, Maison Martin Margiela’nın değerli arşivinde gezintiye çıkmışcasına sevindiler. Çünkü sadece ‘büyük beden değil, aynı zamanda büyük fiyatlara satılan parçalara H&M sayesinde ulaşabilme şansları da olacaktı. Peki H&M, Maison Martin Margiela gibi, zaman zaman snob ve züppelikle suçlanmış, fotoğraf ve röportaj vermeyen bu içine kapanık, utangaç modaevinin ekibini bu ortaklığa nasıl ikna etti? H&M’de marka ve tasarımcı işbirliklerinden sorumlu Margareta van den Bosch sürecin çok pratik ilerlediğini anlatıyor: “Martin Margiela veya ekibiyle bire bir tanışmışlığım yok aslında. Ama iletişim kurar kurmaz bu işbirliğine sıcak baktıklarını anladık ve her şey çok kolay ilerledi. Her iki taraf da ne istediğini iyi biliyordu.”
Laboratuar önlüklü tasarımcılar
Röportajlarını sadece faks yoluyla veren Maison Martin Margiela’nın, isimlerini bile öğrenemediğimiz ekibine çekinerek yaklaşıyorum. Markanın artık sembolü haline gelmiş bembeyaz laboratuvar önlükleri içindeki ekip elemanları sanılanın aksine fazlasıyla güleryüzlü. Acaba bu birliktelik onlar için ne ifade ediyor? Tasarımcıdan çok doktora benzeyen ekip üyeleri tek tek her parçayı tanıtıyor, her soruyu yanıtlıyor: “Maison Martin Margiela arşivlerindeki klasik parçaları H&M aracılığıyla yeniden yorumlama fırsatı bulduğumuz için mutluyuz. Bizi tanıma fırsatı olmayan genç bir kitleye erişme imkanımız oldu. Ayrıca bizi tanıyan, seven ama satın alamayan herkese dokunduğumuz için de çok heyecanlıyız. Kendi tarihimizde klasikleşmiş parçalara ağırlık verdik. Böylece herkesin gardırobunda yıllarca kulanabileceği bir Maison Martin Margiela parçası olabilecek.”
Alışveriş öncesi tavsiyeler
Her iki markanın sevenlerine müjde: Koleksiyon 15 Kasım’da H&M İstinye Park mağazasında da satışa sunulacak. Saat 10:00 itibariyle kapılarını açacak mağazada bileklik sistemiyle alışveriş yapılacak, her üründen yalnızca birer adet almak koşulu konacak. H&M Türkiye İletişim Müdürü Pelin Atay Kuran erkek ve aksesuvar koleksiyonunun da çok özel parçalardan oluştuğunu ekliyor, kadınlara güzel bir ipucu veriyor: “Kadın müşterilerimize tavsiyem, erkek koleksiyonundaki parçalara da mutlaka göz atmaları. Büyük beden ceket ve paltolar, yıllarca kullanılabilecek klasik parçalardan oluşuyor. Fetiş aksesuvarlarsa Martin Margiela meraklılarının mutlaka edinmesi gereken zamansız aksesuvarlar.”