Güncelleme Tarihi:
Modacı Arzu Kaprol, kazandığı başarılar kadar ünlülerin modacısı olmasıyla da tanınıyor. Bu aralar ise, yeni koleksiyonunu tanıtmakla meşgul. Ama bu koleksiyon, diğerlerine hiç benzemiyor. Çünkü dünyada ilk defa, bir modacı iki sene sonrasının tasarımlarını bugünden sergiledi...
Moda dünyasında son zamanlarda Türk modacıların yükselişi dönemi başladı. Arzu Kaprol de, bu yükselişin ayaklarından biri. Geçtiğimiz günlerde Lycra'nın Assured isimli yeni programının Türkiye ayağını tanıtmak için yapılan defilede ilk kez olarak 2002 tasarımlarını açığa çıkaran Kaprol, bu girişimiyle de büyük beğeni topladı. Geçen sezonların aksine kıyafetlerinde büyük bir renk cümbüşü yaratan genç modacının şimdilerde en büyük korkusu ise, tasarımlarının 2002 kışı gerçekten geldiğinde eskimiş olama ihtimali...
2002 kış koleksiyonunu hazırlayıp sunan başka modacı var mı?
Şu anda yok. Aslında Türkiye'de değil, dünyada da yok. Çünkü Londra, Paris ve Milano'da Şubat ve Mart'ta sergilenecek bütün kış kreasyonları...
Neden bu kadar evvelden yaptınız defileyi?
Dünyadaki kumaş yönü az çok belli. Kumaşçıların artık hazır olmaları lazım. Ben de zaten bir çok kumaşçıyla çalışıyorum. Hem tasarım danışmanı olarak, hem de Lycra'nın bu özel gecesi için böyle bir işbirliğine gittik. 15 ayrı kumaşçı. O yüzden benim de daha erken çalışma imkanım oldu. Üç aylık bir dönemim vardı hazırlık yapmak için. Dolayısıyla bu kadar erken, Türkiye'de ilk defa, dünyada da resmi olarak kayıtlara geçen ilk 2002 kış defilesi oldu bu.
Modacılar arasında yapılamaz diye birşey var mı peki? Bu kadar erken defile yapınca diğer modacılara çelme takmış olmak gibi birşey?
Sadece şu var. Bu kadar erken olunca, bunu açıklamak büyük risk. Hem modeller çalınabilir, hem de trend değişebilir. Ben bile düşünüyorum. Bir sürü arkadaşım gördü bunları. Önümüzdeki sene bunları astığımda, biz bunları çoktan gördük diyebilirler bana. Halbuki hiç alakası yok, 2002 kışı bu...
2001 kışı ne zaman sergilendi bu durumda?
2001 kışını bir sene evvel sergiledik. Normalde sekiz ay ara olması gerekiyor. Demek ki geçen sene Mart'ta bu kışı gösterdik. Ağustos'ta da 2001 yazı sergilendi.
Peki ortada bir tema var mı? Bir konu olmadan çizmek ve tasarlamak mümkün değil mi?
Zaten kafasına göre çizse de, muhakkak kafasında bir şeyler vardır. İlk koleksiyonumu dilediğim gibi ifade edememiştim çünkü kafam doluydu. Ya da arada paradokslu koleksiyonlarım oldu. Bunun adı da ‘‘Kaleideskop.’’ Defilede, bütün giysilerin bir sırası var ve az renklilerden çok renklilere doğru bir açılım var. Form ve doku değiştiriyor. Hem şekiller hem de kıyafetlerin malzeme olarak dokuları değişiyor. O yüzden adı böyle.
Renklerinizde biraz canlanma var sizin. Özel hayattan ileri gelen bir değişim mi bu, yoksa sadece trendler mi canlı renklere geçti?
Var gerçekten. Benim hayat tarzımda bir takım canlanmalar var. Galiba yaşlandıkça canlanıyorum. Bu koleksiyona özel birşey değil. Tamamen kendimle ilgili bir gelişme...
Bu koleksiyonun hazırlanmasıyla ilgili en zor olan neydi?
Sadece Türk kumaşçıların kumaşlarıyla gerçekleştirdik. Hiç yabancı kumaşçı kullanmadık. Onları koordine etmek, o üreticilerle ilişkiyi sağlayabilmek, onlardan bu kadar önce ve istediğim renklerde kumaşları alabilmek işin en zor kısmıydı...
Ne kadar zamanda hazırlandı?
Tamamı üç ayda hazırlandı. Tasarımdan üretime kadar, uzun bir süre bile denilebilir. Tasarım, bir önceki sezon bittiği anda başlıyor. Aslında 68 parça kıyafet için uzun bir süre bu. Bir tek işlemeler ve doku değişiklikleri zaman alıyor.
Başka modacılar sizin 2002 kış kıyafetlerinizden ilham alırlar diye korkmuyor musunuz?
Korkmaz olur muyum! Ödüm patlıyor. Onu engelleyecek hiçbir şey yok. İlk koleksiyonumda bazı kumaş dokularının patentini almıştım ve onlar hala bende duruyor. Ama ufacık birşeyini değiştirdiğiniz zaman, o patent koruması kalkıyor. Rengi, havası tamamen kopya edilebilir. Herkesin başına sık sık gelebiliyor bu iş. Dünyada da hit olmuş herşeyin taklidi yapılabiliyor. Tek avuntu, onu ilk defa sizin göstermiş olmanız...
En çok beğendiğiniz yabancı modacı kim?
Her sezon başka birilerini beğenebiliyorum aslında. Ama her daim beğendiğim İssey Miyake, Jean-Paul Gaultier, Mark Jacobs diyebilirim. Gucci'yi artık beğenmiyorum. İlk başlarda bizi çok şaşırtan modeller üretmişti, şimdi hepsi bitti. Çok tekdüze olmaya başladı.
Türklerden?
Tabii ki Hüseyin Çağlayan. Ve eminim ki, herkes de aynı şeyi söyleyecektir.
Peki 2002 kışının modası ne olacak? Neler giyilecek, ne renkler kullanılacak?
Artık dünyada tek bir moda yönü diye bir şey yok. Bireysellik moda. O da moda, bu da moda, şu da moda. Bir sürü şey sunuluyor bize, içinden beğendiğimizi giymekte özgürüz aslında. Tayyör giydiğinizin ertesi günü, çıkıp çok pop tarzında da giyinebilirsiniz. Nasıl ki artık kadınların hiçbiri tek bir parfüm kullanmıyor, bunda da çok çeşitlilik var.
Sizin koleksiyonunuzda özellik nedir peki?
Kıyafetlerin birçoğu bebek giysileri gibi. Kırılabilir, naif. Dıştan bakıldığında belki çok özel görünmez ama taşıyan için öyledir. Bir de çok büyük işlemeler filan değil ama, küçük geometrik desenlere yer verdim. Kırmızılar, bordolar ve siyah beyazlarda özellikle geometrik parçalar kullandım.
Arzu Kaprol’ün 2002 tasarımları, ortak özellik olarak renklerin ve geometrik şekillerin birleşimi gibi duruyor. Ona sorarsanız, iki sene sonrasının en favori tarzı, geometrik biçimlerle işlenmiş giysiler...
Arzu Kaprol’ün jean kumaşından yapılma tasarımlarında göze çarpan özellik; pırıltılı işlemelerin çokluğu...
ARZU KAPROL kimdir?
1972 yılında Bursa'da doğdu.
1992'de Mimar Sinan Üniversitesi, Moda Konfeksiyon Bölümü'nden mezun oldu.
1993'te 'Atlantis' koleksiyonuyla Beymen Academia Özel Kostüm Ödülü aldı.
1994'te Paris American Academy'de Perfectionnement Programı'nı bitirdi.
1995'te 'Dekonstüksiyon' koleksiyonuyla Beymen Academia Yeni Yetenekler Yarışması'nda büyük ödülü kazandı.
1996'da 'Artolia' koleksiyonuyla İngiltere'de Birmingham Premiere Collections'a katıldı.
1997'de Beymen mağazalarında 'Arzu Kaprol by Beymen' adıyla kişisel koleksiyonu satışa çıktı.
1998'de CPD Düsseldorf Fuarı'nda 'Tanımsız' koleksiyonu sunuldu.
1999 Ocak'ta Textile Wirtschaft Dünya Tekstil Dergisi tarafından Yılın Modacısı seçildi.
1999 Şubat'ta 'Paradoks' koleksiyonuyla CPD Düsseldorf Fuarı'na katıldı. Ardından aynı koleksiyonla Washington DC'deki Türk-Amerikan Ticaret Konseyi Yıllık Toplantısı'na katıldı.
1999 Temmuz'da Kıbrıs'ta 2000 yazı için 'Tanımsız II' koleksiyonu sergilendi.
1999 Ağustos'ta 'Aydınlanma' kolekisyonuyla CPD Düsseldorf gala defilesinde ilk Türk tasarımcı olarak tanıtıldı.
2000 Ocak'ta Textile Wirtschaft Dünya Tekstil Dergisi tarafından Yılın Modacısı seçildi.
2000 Şubat'ta Sertab Erener'in Avrupa albümü için kostümlerini hazırladı. Ardından Güher-Süher Pekinel'in Bach-Jazz albümü için kostümlerini hazırladı.
2000 Ekim'de ITS International İstanbul Textiles Show'a katıldı.