Güncelleme Tarihi:
Pera Müzesi’nde ekim ayında açılan ve 6 Ocak 2013’te sona erecek iki sergi var: ‘Altın Çocuklar / 16-19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler’ ve ‘Flashback-Yapıtlar’. İlki dünyada gerçek anlamıyla ‘eşi’ olmayan bir koleksiyon. İkincisi bu eşsiz koleksiyonun sahibi olan sanatçıların kendi eserleri. Ressam Yannick Vu ve heykeltıraş Ben Jakober’in ayrı ayrı kendi eserleri kadar, ikili olarak da eserleri bulunuyor. Yani, Jakober ile Vu arasında bir başka evliliğin var olduğunu söyleyebiliriz. Bu, heykelle resmin, Batı’ya özgü teknolojik taşkınlık ile dengenin, malzemelere karşı kayıtsızlık ile sanatın her zaman bir buluşma alanı olması gerekliliğinin evliliği. Haliyle ‘Jakober-Vu’ adlı bir üçüncü sanatçıdan bile söz edilebiliyor kimi eserlerde. Yaratımları bu kadar iç içe geçmiş iki sanatçı, karı kocanın Flashback isimli sergisinde yer alan ‘Planta Cara’ adlı eser aslında iki sergiye birden ışık tutuyor...
Yaklaşık dört metre yükseklikte tahta direk üzerine asılmış 20 siyah motosiklet kaskıyla adeta bir mezar taşını andıran eser, sanatçı çiftin kızları Maima’ya adanmış. Zira, bir motosiklet tutkunu olan kızları, 1992’de henüz 19 yaşındayken geçirdiği kazada hayata veda etmiş. Bu ölüm, Jakober-Vu çiftinin hayatları kadar, yarattıkları eserleri hatta koleksiyonlarına dahil ettikleri eserlerin bile içeriğini etkilemiş.
KIZIMIZIN ÖLÜMÜ BİZE MANEVİLİK KAZANDIRDI
Kızlarını bir daha asla göremeyeceğini öğrendikleri gecenin üzerinden aylar geçer. Ben Jakober; acısını kabullenip ilk ‘cruxigram’ını yaptığı gün, ‘ışığın çocuklarının karanlığın çocuklarına karşı savaşı’nın kendisi için güzel başladığından emin olarak yeni serisini oluşturmaya başlar. Eşi Yannick Vu bu seriyi “Acının beyaz çölü belirince Jakober yokluğun siyahına yüz çevirdi ve aniden, çözülmesi gereken harflerin ardında saklı duran gizemli ruh, bütün bir hayata ve anlamına kendi tutarlılığını verdi” sözleriyle tanımlıyor.
Ben Jakober ise ölümün etkisini ve seriyi şöyle açıklıyor: “Kızımızın ölümü, beni Cruxigramlar adlı sergiyi yapmaya yöneltti. Şapel üzerinde çalışmaya başlayınca, Yannick de bana katıldı. Kızımızın ölümü bize bir tür -bunu söylemekte zorlanıyorum- manevilik kazandırdı ama belirtmeliyim ki, bu yapıtlara bir kutsallık duygusu verirken yaklaşımlarımız birbirinden farklı oluyor. Başımıza gelen talihsizlik, tür ve biçim olarak yeni bir yaratıcı güç verdi bize, aynı zamanda bizi yalnızca sanatsal çalışmamızda değil, yaşamamızda da birleştiren yeni bir yaklaşım kazandırdı.”
KOLEKSİYONUN İLK ESERİ KİRAZLI KIZ
Maira’nın ölümü, sanatçı çiftin toplamı 160 eseri bulan ve içeriği açısından dünyadaki tek örnek olan koleksiyonlarını da şekillendirmiş. 1970’li yılların başlarında Yannick Vu en sonunda, uzun zamandır çok istediği bir resmi, Mayorkalı ressam ‘Juan
Mestre i Bosch’un (1826-1893) Kirazlı Kız’ını satın alır. Başlangıçta dekoratif parçalar olarak gördükleri şey, kızları henüz 19 yaşında trafik kazasında ölünce adeta bir saplantıya dönüşür. Kirazlı Kız, ekilen ilk tohumdur. Zamanla filizlenerek, müzayede, sanat tacirleri, sanatçıların dostları ve sponsorlar aracılığıyla edindikleri, çoğunluğu 16-17. yüzyıla ait, günümüzde yaklaşık 160 çocuk portresini içeren bir koleksiyonun oluşmasını sağlar. Bu resimler, kral ailesinden kişilerin ya da soylu saraylıların portreleridir.
ÇOCUKLARA DUYULAN AŞKIN SONUCU
Koleksiyon, 30 yılı aşkın bir sürede, beceriyle geniş bilgi birikimi ve büyük aşkla -tablolardaki çocuklara duyulan büyük aşkla- oluşturulmuş; bu çocukların bazıları çok küçük, birkaç aylık bebekler, diğerleriyse çoktan ergenlik çağına girmiş ve ileride nasıl olacaklarını tahmin etmek mümkün. Yannick ve Ben Jakober başından beri bu çocukların yaşam öykülerini öğrenmeyi, başlarına gelenlerin izini sürmeyi amaç edinmiş. Koleksiyonun zamansal ve coğrafi kapsamı, sadece Avrupa siyasi tarihinin dört yüzyılına değil, aynı zamanda geleneklerin, batıl inançların, sembolik dilin, tasvir yöntemlerinin tarihine ve her ülkenin geçerli moda akımlarına yakından bakmak için de fırsat veriyor.
Kendimizi gezgin kabul ediyoruz
Macar asıllı Ben, Viyana’da doğdu, İngiltere’de yetişti ve Fransa’da yaşadı. Yannick; Vietnamlı bir baba ile Fransız bir annenin çocuğu olarak Fransa’da dünyaya geldi. İkisi de yaratıcı çalışmalarını sürdürmek ve vakfı kurmak için İspanya’yı mesken tuttu. Ortak çalışmaları geçmişte Venedik Bienali, Plaires Kültür Merkezi, Montenay Galerisi, Sao Paolo Bienali, Mecsarnok Müzesi, Santa Barbara Kalesi, Valencia Bienali, Palacio de Sastago vb. sergilemiş olmalarına rağmen 1983’te Viyana’da Brandstatter Galerisi’ndeki ve daha sonra 1989’da gene Viyana’da Wirthle Galerisi’ndeki sergiden bu yana erken dönem çalışmaları sergilenmemişti. O iki sergide de, Yannick Vu’nun ‘otoportreleri’ yer almıyordu.
Chartres
Ben Jakober, kızı Maima 1992’de 19 yaşında ölünce, yalnızca siyah-beyaz düşünüp çalışabilen sanatçı Cruxigrams adı verilen seriyi yaptı. Metal, ahşap ve kumaş gibi çeşitli malzemelerin kullanıldığı kare bulmaca şekillerini temel alan bu çalışmaların tümü, ünlü katedrallerin ya da azizlerin adını taşır. Seramik karolardan oluşan Chartres serideki ilk çalışmadır.
Planta Cara
Yapıtın bir söz oyunu niteliği taşıyan İspanyolca adı hem ‘pahalı bitki’ hem de Planta sözcüğüne bir ‘r’ eklendiğinde ‘göğüs germek’ anlamına gelir. Ben Jakober ile Yannick Vu’nun 1992’de bir motosiklet kazasında ölen 19 yaşındaki kızları Maima’nın anısına yapılmıştır.