Güncelleme Tarihi:
Konser saat 22.00’de. Tüm yaz boyunca saat 21.00’d start alan konserler aklımıza geldiğinden, teravih sonrası (yatsı namazından hemen sonra) konseri mi diye düşündüm önce. Tabi ki yanılmamıştım, Müslümanlığıyla övünen bir sanatçı konseri tabi ki, dini kurallar gözetilerek yapılmalıydı. Hazır o mahalle senin, bu mahalle benim tartışmaları devam ederken, Yusuf’un konserine kimlerin rağbet edeceği konusuna oldukça meraklıydım.
Açıkhava sahnesinin önüne geldiğimde türbanlı-türbansız, erkekli kadınlı, haremlik selamlık olmayan bir insan topluluğu ile karşı karşıyaydım. Başörtüsüz kadınlar yine de açık seçik giyinmemeye özen göstermiş, hayırlı kısmet arayanlarla hayırlı kısmetler bir araya toplanmıştı. Protokolde yaş ortalaması 30’a düşmüşken, salonda 40’ı buluyordu. Annelerinin peşinden gelenler, sevgililerin elinden tutup çekiştirenler, müziği beğenenler, İslami usullere göre pop dinlemek isteyenler, yapay sarışınlar, vakko eşarplılar, Londra Royal Müzik Akademisi Mezunu bu ünlü Müslüman sanatçı için bir aradaydı.
Sami Yusuf, sahneye Birleşmiş Milletler gibi bir orkestra ile çıktı. 4 Kahireli, 1 New York’lu, 2 Boston’lı, 1 Türk ve diğer elemanlarıyla toplam 3 vokal ve 9 müzisyen sahnede yerini aldı. Bu ekibin en dikkat çeken ismi sarıklı davulcusu ve dövmeli gitaristiydi, tabii klavyedeki Süleyman Abi'yi de unutmamak lazım.
“You Came To Me” isimli parçasıyla konserin açılışını yapan Yusuf, “Merhaba, nasılsınız?” diyerek başlasa da hemen İngilizce konuşmaya başlayarak “Ne yazık ki Türkçem çok iyi değil, bu yüzden İngilizce devam edeceğim. Hepiniz çok güzel insanlarsınız. Bu sahne daha önce birçok ünlü ismi ağırladı. Bugün burada olduğumuz için teşekkür ederim” dedi.
“Make a Prayer” parçasında piyanodaki hünerlerini gösteren Yusuf, “who is… Ya Rasul?” parçasında salâvatına ek olarak, seyirci de “Allah” diyerek her nakarat ta eşlik etti. “He is There” de gözlüklerini takıp piyanonun başına geçti. Hemen ardından “Set kurulurken Ramazan ayında bilet bularak, alarak beni görmeye gelmenizden onur duydum. Size minnettarım. Ne yazıkki ben bir sanatçıyım. Ama Müslüman bir sanatçı. Bir sanatçının hayatı boyunca mücadelesi olur. Medya gibi, insanlar gibi. Beni şımartıyorsunuz. Bütün davranışlarınız ve sevginiz beni buraya getirdi. Bana destek olduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Umarım bu şarkıyı seversiniz” deyip bir İran çalgısı olan Santur, piyano ve darbukadan oluşan bir perküsyon çalışması sundu. Ne yalan söyleyeyim, konserin en sevdiğim parçalarından biri de bu oldu, çünkü muhteşemdi.
"Mother" parçasına girmeden önce "Çeçen teroristlerin yaptığı katliam için bu şarkı yazıldı. Orada bir çok çocuk öldürüldü. Bu şarkı o çocuklar için" deyince bir alkış koptu. Piyano ile girdiği parçayı göz yaşları ile tamamladı Sami Yusuf. Parça sonunda "Burada anne olan kimler var? Benim annem de burada ve beni seyrediyor" demekle yetindi.
"Anything For You", "Ya Mustafa" ve "Muhammed (S.A.S.)" parçalarında yer yer "Allah sizden razı olsun" diyen Yusuf, eller havaya da yapmayı ihmal etmedi. My Ummah şarkısına gelince bir alkış daha koptu. Dinledikçe anladım ki şarkı sözlerinin arasında "Benim başım açık değil, ve benim örtülü saçımı göremezsin ve bundan dolayı, orada oturuyor ve gözlerini bana dikip bakıyor, ve beni yargılıyorsun öfkeyle; benim çaresizlik içinde olduğumdan eminsin, ama bu baş örtüsünün altında benim duygularımın olduğunun ve benim umursadığımın farkında değilsin" dediğinin farkına vardım. Tüm bu coşku sırasında sözleri anlayan kaç kişi vardı, o da ayrı bir merak konusuydu tabi.
Bayram şarkısı olan "Eid Song"un hemen ardından Sezen Aksu'nun türkçeye çevirdiği "Without You" parçasına geldi sıra. Tamamen Allah üzerine söylenen bu şarkı ingiizce Türkçe seslendirilirken, Sezen Aksu'nun yazdığı "Eser bir yel dağılır sis, Ne iz bırakır ne bir Giz, Yine o derin, dipsiz, O şefkatle affeden, Evvelim şimdim ahirim,
Benim sevgili sahibim, Bir okula misafirim, Mezuniyeti bekleyen" sözleri büyük alkış aldı. "Sezen Aksu çok başarılı bir sanatçı. Müziğini benim yaptığıml, sözlerini Conner Reeves'in yazdığı bu parçada bizi kırmayarak Türkçe söz yazdı. Çok güzel oldu" dedi Yusuf.
Sıra tüm dünyada büyük başarı kazanan İngilizce, Hintçe, Türkcçe ve Arapça bölümlerden oluşan "Hasbi Rabbi"ye gelince izleyiciler birden ayaklanmaya başladı. Bir çok şarkıya eşlik edemeyen kalabalık bu şarkıyı ezbere biliyordu.
"Allahu" ile konsere devam eden Sami Yusuf, müzisyenlerini tanıtarak geceyi bitirmek istese de sahneden inemeden Al-Muallim'i söylemeye başladı. Konseri tamamlayıp avucunun içini öpüp başına koyarak konseri noktalayan Yusuf, konser sonunda koro halinde kendisine yapılan tezahüratı duymazdan gelemedi. Gece 00:10 olmasına rağmen Hasbi Rabbi'yi tekrar söyleyen Yusuf, hayırlı geceler dileyerek konserini tamamladı. Sonuç olarak gece salavatlarla naatlarla, Allah Allah e Muhammed sesleriyle noktalandı. Tam huşu içinde evimin yolunu tutarken, Al Jamal'dan Pussycat Dolls "Hush Hush" (sus) şarkısının çalması ise neye alametti bilemedim.
Konserden notlar
* Konseri Güneri Civaoğlu, Yiğit Karaahmet, Ece Vahapoğlu ve AKP İstanbul Üçüncü Bölge’den Milletvekili olan Mehmet Müezzinoğlu’nun ailesi de izledi.
* Öğrendim ki, Sezen Aksu’nun sözlerini yazdığı “whitout you” için provalarda Sami Yusuf oldukça zorluk çekmiş. Gerçek bir Türkçe şarkı söylemek için saatlerce prova alınmış.
* Arapça, İngilizce ve Türkçe şarkılar söylendi.
* Dostum dediğim bir çok arkadaşım da (ki çok şaşırdım) oradaydı. Onların nedeni ise yapılan müziğin kalitesiydi.
* Emine Erdoğan'ın konsere geleceğini belirtmesi küçük çaplı bir kriz yaratmadı desem yalan olur. İkinci şarkıdan sonra gelecek, yok kuliste konuştu geri döndü, yok akşam yemeğinde buluştular sözleri bizleri hop oturttup hop kaldırdı.
* Gece boyunca ünlü sanatçı "God Bless You" (Tanrı sizi korusun) deyip durdu. Neden God yerine Allah demedi, işte orası soru işareti olarak kaldı.