Ä°ki gün iki gece aralıksız koÅŸuyor

Güncelleme Tarihi:

İki gün iki gece aralıksız koşuyor
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 10, 2005 00:00

Bakiye Duran (46), tek bir güne, bir maratondan fazlasını sığdırıyor. Çünkü o bir ultramaratoncu. Ä°nsanı izlerken bitap düşüren 42 kilometre 195 metrelik maraton yarışlarına deÄŸil, 50 kilometre ve 100 kilometre ultramaraton koÅŸularına katılıyor. Bununla da yetinmeyip hiç uyumadan 24 ve 48 saat koÅŸularında yarışıyor. Performansını korumak için çikolata ve muz yiyor, sadece portakal ve limon suyu içiyor.Ä°stanbul’da sıcak geçmeye aday bir yaz günü, saat 5.30. Kent, mışıl mışıl uyurken Anadolu yakasındaki Çekmeköy Ormanı’nda bir çift ayak sesi duyuluyor. Temposunu kesmeden koÅŸan bir kadın, 30 kilometrelik sabah antrenmanın ilk bölümünü tamamlamak üzere. Bakiye Duran için bu çalışma düzeni yıl boyunca aynı. Bu zorlu sabah antrenmanından sonra öğretmenlik yaptığı Sarıgazi’deki Anadolu Bilgisayar Lisesi’ne gidip dersini verecek. Öğleden sonra okul çıkışı tekrar Çekmeköy yolunu tutup bir 20 kilometre daha koÅŸacak. Çünkü temmuz ayından itibaren yoÄŸun bir tempo bekliyor Duran’ı. Yine yollara düşüp 100 kilometrelik ultramaraton yarışlarına katılacak. Duran, normal insana akıl almaz gelen tüm bu tempoyu altı yıldır sürdürüyor. Ama ultramaratona baÅŸlamadan önce de hep sporla haşır neÅŸir olmuÅŸ: ‘Havza’daki çocukluk günlerimden beri sporla içiçeyim. Lisede voleybol oynadım. Ãœniversitede atletizmin çeÅŸitli dallarıyla uÄŸraÅŸtım. 20 yıl önce ilk maratonumu koÅŸtum: Bir arkadaşımın teÅŸvikiyle Ä°stanbul’da Avrasya Maratonu’na katıldım. Daha sonra Ä°stanbul’da ve Türkiye’de birçok koÅŸuya ve maratona katıldım.’Ama Türkiye’deki yarışlarla yetinmez Duran. Fırsat buldukça yurtdışında yarışır. 1999’da Selanik Yarımaratonu’na katılır ve orada yabancı organizatörlerin teklifiyle karşılaşır. Ultramaraton organizatörleri Duran’ın performansını çok beÄŸenir ve ultramaraton koÅŸmasını ister. Bu konuda fazla bilgisi yoktur Duran’ın, Türk maratonculara hep destek veren Osman Atakan Tekin’in desteÄŸiyle 2000 yılında Hollanda’daki ilk yarışına katılır. ERKEKLER DÖKÃœLÃœYORO KOÅžMAYA DEVAM EDÄ°YORAvrupa Åžampiyonası’nda tüm rakiplerinin arasından sıyrılıp 9 saat 33 dakikada yarışı üçüncü sırada tamamlar. 10 saatlik Dünya Åžampiyonası barajının altına indiÄŸinden, ayrıca Dünya Ultramaraton BirliÄŸi’nin dikkatini çeker. Türkiye Atletizm Federasyonu, 2004’e kadar kurum olarak buraya üye olmadığı için onlar Bakiye Duran’ı muhatap bilirler. Yabancı dil bilmemesine karşın 2003’te uluslararası kongreye katılır, Türkiye adına oy kullanır.Kısa sürede hem Avrupa’da hem de dünyanın diÄŸer ÅŸehirlerinde ultramaraton yarışlarının gediklilerinden biri haline gelir. Her yıl 6-7 ultramaratona katılır. ‘Maratoncular için bile bir yılda iki yarıştan fazla koÅŸmaması gerektiÄŸi söylenir. Ama bu doÄŸru deÄŸil. DoÄŸru bir çalışma programı izlenirse, her ay 100 kilometrelik bir ultramaraton koÅŸmak mümkün. Ben de programım uygunsa nisan ayından itibaren her ay bir yarışa katılmaya çalışıyorum.’Sadece pistteki yarışlara katılmakla de yetinmez. DaÄŸda bayırda koÅŸulan ve koÅŸucuların yollarını haritayla buldukları trial ultramaratonda bile yarışır.2003’te Ä°sviçre’de Lozan’da 20 günlük bir kamptan sonra 110 kilometrelik yarışa tecrübesiz girdiÄŸi için tedirgindir. Ama Sion yakınındaki Sanech Dağı’nda öyle bir tempo tutturur ki, 11 saat sonunda erkeklerden bir saat ve kadınlardan üç saat önce bitiÅŸ çizgisini geçer. Parkur rekoru kırarak birinci olur.100 kilometrelik ultramaratonda ÅŸartlar son derece zordur. Devamlı terleyip sırılsıklam olan yarışçıların ayakkabı ve malzeme deÄŸiÅŸtirme imkanı yoktur. Sporcular pist kenarındaki içecek ve yiyecek standından faydalanabilirler. Ãœstelik Rus ve Alman sporcular, antrenörleri ve doktorlarıyla ultramaratona katılırken Duran tüm yarışlarda yalnızdır.ÖrneÄŸin 2003 Eylül’ünde Verona’daki ‘Yıldızlar Altında Yıldızlar Geçidi’ ultramaratonunda 35 kiÅŸiyle birlikte yarışır. Öğleden sonra baÅŸlayıp gece sona eren yarışta erkekler altıncı ve yedinci saatlerde paldır küldür düşerken Duran 100 kilometreyi 8 saat 43 dakikada beÅŸinci tamamlarken son derece rahattır. Fransız raportör bunun üzerine ‘Çok dayanıklı. Yarışı çok neÅŸeli ve saÄŸlıklı bitirdi. Çalışırsa 100 kilometreyi 7 saat 30 dakikada koÅŸabilir’ yorumunu yapar.20 DAKÄ°KA DÄ°NLENÄ°P ÇİKOLATA, MUZ YÄ°YORDuran, bu övgülerden de cesaret alıp geçen yıl mart ayında Çek Cumhuriyet’nin Brno kentinde ilk kez 24 saat ve 48 saat yarışlarına da katılır. Öyle ki 24 saat boyunca sadece iki mola hakkı vardır. Bu molaları uyumak yerine sadece kıyafet deÄŸiÅŸtirmek ve tuvalet için kullanır. Besin desteÄŸi olarak çikolata, muz, tuzsuz peynir, yaÅŸ üzüm yer ve yoÄŸunlaÅŸan kanı sulandırmak için portakal suyu ve limon suyu içer. Dayanıklılığı nedeniyle kalın tabanlı ayakkabı giyer. 24 saat sonunda 178 kilometre koÅŸmuÅŸtur ve üçüncü sıradadır. Kararını verir: 48 kilometreye devam edecektir. Ancak, önündeki iki atletin kazası sonucu bileÄŸini burkar ve son 20 saat sakat halde koÅŸar. ‘48 kilometreye baÅŸladığım için devam etmek zorunda kaldım. Etmeseydim 24 saat derecem de silinecekti. Yine de yarışı beÅŸinci sırada bitirdim. Toplam 242 kilometre koÅŸtum.’Böyle bir yarışta iki gün boyunca koÅŸmasına karşın Duran kilo vermiyor. YaÅŸam düzeni de yıllardır aynı. Sabah kalkış saati, akÅŸam uyku saati programlanmış gibi otomatik. Bu tempoyla koÅŸmasına çevresi de alışmış. Okuldaki öğrencileri sınıfta yarış hikayelerini merakla bekliyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!