Ceren ARSEVEN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2011 00:00
Maki Nagamatsu (44) Japon bir tur rehberi. Kenya’ya düzenlediği tur sırasında bir Masai savaşçısına aşık olmuş ve onun ikinci karısı olmayı kabul etmiş. Masai savaşçısının adı Ole Naleiyo Seyio. Hiç okula gitmemiş, geleneksel bir Masai yerlisi. Filmlerdekini aratmayan bir sevgiyle kocasına bağlı olan Nagamatsu şimdi Afrika’nın küçücük bir köyünde, elektrik ve su olmayan bir evde, yokluk içinde ama mutlu bir hayat sürüyor
16 yıldır Kenya’da yaşayan Nagamatsu Afrika’ya aşık. 1996’da Japonya’nın güneyindeki Fukuoka kentinden sırt çantasıyla Kenya’ya gezmeye giden Nagamatsu, ülkenin insanlarını ve iklimini çok sevmiş. Nairobi’ye yerleşmeye karar veren Nagamatsu ‘matatu’ adı verilen rengarenk dolmuşlardan çalıştırmaya başlamış. Nagamatsu’ya göre matatu sadece bir ulaşım aracı değil: “Matatular, şehir hayatını ve kültürünü sembolize ediyor. Ucuz da değil. Satın almak için 10 bin dolar (18 bin lira) verdim. Bir süre sonra Kenyalı bir adamla evlendim. Ama bir süre sonra boşandık.”
2003’te Masai yerlilerinin erkekliğe geçiş törenini izlemeye giden Nagamatsu orada şimdiki kocasıyla tanışmış: “10 yılda bir yapılan, 800 kişinin katıldığı ve bir hafta süren bu törende ilk defa onu gördüm. Bakakaldım. Uzun saçları ve kaslı vücuduyla çok vahşi, çok yakışıklıydı. ınsan gibi değildi. Sanki bir aslandı. O törende fotoğraflarını çektim. Benimle bir kelime bile konuşmadı. Çok cool davrandı. Nairobi’ye döndüm ama kalbim orada kalmıştı. Evleneceğimiz aklımdan bile geçmezdi.
Üç ay sonra tekrar gittim ve fotoğrafları yanımda götürdüm. Herkese
haber bıraktım, onu aradığımı söyledim. Adını bile bilmiyordum. Ertesi gün kaldığım yere geldi. Beni hatırlayıp hatırlamadığını sordum. ‘Hayır’ dedi. O kadar üzüldüm ki. Bir saat konuştuk. Çok zorlandım. Ortak noktamız yoktu. O sadece öküzlerden bahsediyordu. Beni ağırlamak için keçi kestiler. O köye giden ilk yabancıydım.
Yemek yerken köyün ileri gelenleri Seyio’yla evlenmek isteyip istemediğimi sordu. Çok şaşırdım. Aklımdan geçmiyordu. O evliydi ve iki çocuğu vardı. Teşekkür ettim ama evlenemem dedim çünkü işimi çok seviyordum. Onlar da bana evlenince işimi bırakmak zorunda olmadığımı söyledi. Saygı duydular ve bekledikleri tek şeyin saygı duymam olduğunu söylediler. Neden beni seçtiklerini sorduğumda ‘Sen bize Allah’tan gelen bir hediyesin. Kan bunu istedi’ dediler. ılk eşin durumu bilip bilmediğini sordum. ‘Elbette biliyor’ dediler. Masai kültüründe birden çok defa evlenebilir ama bunun iki şartı var. Kocanın eşlere bakabilecek olması ve ilk eşin müsaade etmesi.”
SEKİZ AY KÖYDEYİM
Bir yıl boyunca elektriğin olmadığı bu köye gidip gelmiş: “Her seferinde şoke oluyordum. Derdim yapacak bir şey bulamamaktı. Bildiklerim orada geçerli değildi. Bir gün kocamın ilk karısıyla konuştuk. Bana herkesin orada yapacak bir işi olduğu anlattı. ınek sağamıyordum ama eğitimliydim. Köyün okulu için çalışmaya karar verdim. Maddi olarak destek oldum, inşaatında çalıştım. Okulda 130 öğrenci okuyor. Köye tur grupları götürmeye başladım. Masai kültürünü anlatan bir kitap yazdım, seminerlere katılıyorum. Bu işlerden kazandığım parayı okul için harcıyorum. Zaten yılın sekiz ayını Kenya’da, dört ayını dünyayı gezerek geçiriyorum. Bütün yıl orada kalmam gerektiğini söyleselerdi, evlenemezdim” diyor.
DÜĞÜNDE İNEK KANI İÇİLDİ
Ailem Afrikalı bir savaşçıyla evlenmeme itiraz etmedi. ızin de almadım zaten sadece haber verdim. Annemin kuma olarak evlenmeme kızabileceğini düşünmüştüm ama anlatınca bunun Masai’lerin kültürü olduğunu anladı. 2005’in Nisan ayında üç gün süren geleneksel bir törenle evlendik. Japonya’dan ailem, arkadaşlarım geldi. ıkinci gün hep birlikte şimdi yaşadığımız köye gittik. Gelin köye girmekte nazlanıyor, damadın annesi bir keçi hediye ediyor. Eve girmekte nazlanıyor, bir başka keçi hediye ediliyor. Böyle devam ediyor. Toplamda kocamdan dört inek, annesinden de dört keçi aldım. Törende normalde keçi kesiliyor ama biz çok kalabalık olduğumuz için inek kesildi. Kesildiği anda kanı içiliyor. Ben istemediğim için içmedim ama kocam ve ailesi bayılarak içiyorlar.
KONSERVE VE MAKARNAYLA BESLENİYORUM
Masai adım ‘Nongokua’. Anlamı, ‘uzun yağmur mevsimi’. Bana bu adı vermelerinin sebebi de düğünümüz sırasında çok şiddetli yağmur yağmış olması. Yağmur, Masai’ler için çok önemli. Kocamın adı Ole Naleiyo Seyio. Takma ismiyse Jackson.
Sıradan bir günde yedide uyanıyorum. Yağmur suyunu toplayan bir su tankım var. Dolayısıyla nehire gitmem gerekmiyor. Onunla banyo yapıyor, kıyafetlerimi yıkıyorum. Evde tuvalet yok. Onlar kullanmasa da ben tuvalet kağıdı satın alıyorum. Yemek işi biraz zor. Sebze, tahıl ya da et yok. Buzdolabı da... Nairobi’den konserve gıdalar ve makarna alıp onları yiyorum. Uzun süreler köyden uzakta kaldığım için oradayken kocam benimle kalıyor. Benim yemeklerimden yemiyor ama. Karısının yaptığı mısır unuyla süt karışımı bir lapa yiyor. Japonya’ya geldi bir kere. Orada her şeyi yedi. Çok sevdi Japonya’yı. ılk defa balığa dokundu, CD gördü, trene bindi. Trende giderken, “Etrafımızda bir sürü şey var ama onlara dokunamıyoruz” dedi.
Köyde normal kıyafetlerimle geziyorum. Bugüne kadar kimse beni dışlamadı, garipsemedi. Bazen kendimi yalnız hissediyorum. Kadınlar Svahili konuşmuyor dolayısıyla sadece erkeklerle konuşabiliyorum. Bu da bazen sıkıcı oluyor.
SÜNNET OLMADIM
Masailerde kız, ergenliğe girene kadar cinsel ilişki serbest. Bir savaşçı seçiyor ve onunla birlikte oluyorlar. Savaşçılar birden çok kızla birlikte olabiliyor ama kızlar sadece bir tek kişiyle olabiliyor. ılk adetten sonra evlenecekleri adama kadar kimseyle sevişemiyorlar. Aileler belirliyor kimin kiminle evleneceğini. Masailerde kadın sünneti yaygın. Sünnet olmadan kadın sayılmıyorlar, evlenemiyorlar. ılk kez adet gören kızlar hemen sünnet ediliyor. Benim sünnet olmamı istemediler. Daha doğrusu olmak istemememe saygı duydular.
SEKS İKİ DAKİKA SÜRÜYOR
Masai’lerde seks zevk için yapılan bir şey değil. Evlilik de sevgi temelli değil. Tek amacı çocuk sahibi olmak. Bu sadece kadınlar için değil, erkekler için de böyle. Aşk, sevgi, evlilik bambaşka anlamlara geliyor. Bu yüzden kocamın ilk karısını kıskanmıyorum. Zevk için sevişmediklerini biliyorum. Benim için seks zevkli bir işti eskiden, hem de çok. Ama kocam tam bir Masai. Sevişmemiz sadece iki dakika sürüyor. Bir kere bile öpüşmedik ayrıca. Öpüşme diye bir şey de yok Masai kültüründe. Yıllarca kocama yalvardım. Bir kere öptü beni, o da kısacık. Cinsel organına dokunmama bile izin vermiyor. Seks hayatımız çok kötü olsa da onu seviyorum. Karakteri her şeyden önemli. Bir süre çocuk yapmayı denedik ama olmadı. Biz de vazgeçtik. Kocamın zaten beş çocuğu var.
KUMA OLMAK MUTLULUK VESİLESİ
Birinin kuması olacağımı hiç düşünmemiştim. Afrika’da uzun yıllar yaşadığım için çokeşlilik tanıdık bir kavramdı. Bizi evlendirme fikrini bana söylediklerinin ertesi sabahı kocamın ilk eşi yanıma geldi. Yüzünde koskocaman bir gülümsemeyle bana “Kocamla evlenirsen mutlu olurum. Burada yapılması gereken çok iş var. Sen de bize yardım edersin” dedi. O an Masai’ler için bu meselenin bir kıskançlık değil mutluluk vesilesi olduğunu anladım.