İhtilalde kümeste yattı, piliçle 240 milyon YTL ciroya gidiyor

Güncelleme Tarihi:

İhtilalde kümeste yattı, piliçle 240 milyon YTL ciroya gidiyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2008 00:00

Şeker Piliç’in patronu Ali Bor, babası Hüseyin Bor’un Bandırma’da apartman altında tavuk besleyerek işe başladığını söylüyor ve "Zengin de olsak uzun yıllar gün ağarmadan uyanıp kümeslere gittik. Hatta 1960 ihtilalinde sokağa çıkma yasağı yüzünden kümeste tavuklarla yattım" diyor. Ali Bor, geçen yıl 170 milyon YTL olan ciroyu bu yıl 240 milyon YTL’ye çıkaracaklarını söylüyor.

SON yıllarda sıkıntılarıyla gündeme gelen ’piliç sektörü’nün önde gelen üreticilerinden Şeker Piliç’in ikinci kuşak patronu Ali Bor, babası Hüseyin Bor’un 1950’lerin başında 250 civciv alarak Bandırma’da apartmanın bodrum katında başladığı tavukçuluk işinde bu yıl kapasiteyi yüzde 40 büyüteceklerini söylüyor. "Babamızdan en büyük miras iş disiplini oldu. Zengin de olsak yıllarca kardeşimle gün ağarmadan uyanıp kümeslere gittik. Hayatımızın böyük bölümü tavuk kümeslerinde geçti. 1960 ihtilalinde sokağa çıkma yasağı yüzünden hava karardığı için eve gidemeyip kümeste tavuklarla yattığımı hatırlıyorum" diyor. Ali Bor, sektörün yüksek büyüme potansiyeli olduğunu belirtiyor ve geçen yıl 170 milyon YTL ciro yaptıklarını, kapasiteyi yüzde 40 artırarak bu yıl 240 milyon YTL ciro yapacaklarını söylüyor.

Bandırma’da tavuk

1947 Bandırma doğumlu olduğunu söyleyen Ali Bor, "Ailemiz, köklerimiz Bandırmalı. Babam iyi bir iş adamıydı, nakliye müteahhittiydi. Sonra işleri bozuldu, battı. Sebebini hiç öğrenemedik ama zor bir döneme girmiştik. Bandırma’da bir apartmanımız vardı ve babam bir gün 250 civciv alıp o apartmanın altında tavukçuluğa başladı. 1950’lerin başlarıydı. Ne yem yapmayı ne de bu işin nasıl olduğunu biliyorduk. Sonra profesyonel bir şekilde bu işi geliştirmeye başladık."

Çalışma disiplini

Babasının çok hoşgörülü ama aynı zamanda da sert ve disiplinli biri olduğunu anlatan Ali Bor, "Ondan korkardık ama bizi çok sevdiğini de bilirdik. Kuralcıydı; kahvaltıyla ailece oturulacak, erkekler mutlaka traş olacak, çok ciddi çalışılacak gibi kuralları vardı" diyor ve şöyle konuşuyor: "Bizi çok iyi yetiştirmeye özen gösterdi. Babamın en katı kuralı ise hangi iş olursa olsun çoksıkı çalışmaktı. Bu yüzden ben yıllarca güneş doğmadan kalkıp işe başladım. Güneşi görmeden uyanıp işe başlama alışkanlığı 45 yaşıma kadar yani aslında durumumuz iyi olduğu dönemlerde bile devam etti."

Keşfederek büyüdük

Ali Bor, tavukçuluk işinin başlangıcından itibaren uzun yıllar yumurta üreticileri için yumurta tavuğu damızlığı yetiştirerek yürüdüğünü belirtiyor ve sektörün de başlangıç yılları olan o dönemler için şunları söylüyor: "O zamanlar, kimse bir şey bilmiyordu. Keşfederek öğreniyor, işimizi büyütüyorduk. Yem nasıl olur. 1000 tavuk bir arada olursa sonuç ne olur. Hastalıklarla nasıl başa çıkılır. En iyi üretim ortamı nasıl olmalı. Bu soruların cevaplarını hep kendimiz bulmak zorundaydık. Bir sene tavuklarda bit sorunu çıktı neredeyse bütün kümesleri yakacaktık. Babamın bir arkadaşı ’Musevi hesap etmiş bir tavuktan bir yumurta kalırmış’ demişti. Bu söz o yıllar için çok doğruydu."

Babam erken emekli oldu, Özal yolu açtı

ŞEKER Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bor, şunları anlatıyor: "28 yaşına gelince babam elimden tuttu ve ’Sen artık oldun oğlum. Bundan sonra ben sana ancak ayak bağı olurum’ dedi. Onun bu konudaki kararı tam zamanında verdiğini şimdi anlıyorum. Ondan sonra kardeşimle kollektif ortaklık kurduk. İngiltere’ye gittim ve damızlık ithal ettiğimiz firmanın tesislerini gezdim, dünyamız değişti. Şeker 1’i Bandırma’ya 16 kilometre mesafede o zaman kurduk. Yurt dışından damızlık ithalatına başladık, kuluçka makinesi aldık. İlk tesise ekler yaptık, yanındaki arazileri aldık. Damızlık işinde lider olduk. İşimizde kaldıraç olan ise Turgut Özal’ın sektöre desteğidir. Özal aşı ithalatını serbest bıraktı ve yem üretimine teşvik verdi. Bunlar sektör için devrimdi. Çünkü bir hastalık yayılıyordu tavuklarımız ölüyordu ama biz aşı bulamıyorduk. Özal’ın aşı işini çözmesi ve yem üretimine nakit teşvik vermesi sektörü ayağa kaldırdı. Yem fabrikamızı o zaman kurduk. Günde bin ton yem üretiyoruz. Özal’ın muhalifleri de çoktu. Hiç unutmam bir gün, uçaktan damızlık civcivleri kamyona indirirken bir gazeteci geldi, haber yaptı. ’Çikitadan sonra civciv bile dışırdan geliyor’ diye başlık attı. Oysa biz yıllardır damızlık civciv ithal ediyorduk."

Şeker Piliç nasıl doğdu

Hüseyin Bor 1950’lerin başında 250 civciv alıp apartman altında tavukçuluğa başladı. Oğlu Ali ve Osman babasının yolunda devam ettiler. Ali Bor 28 yaşındayken işi devraldı.

Uzun yıllar yumurtacılara damızlık yetiştiren Ali Bor, yem fabrikası kurdu. Et pilicine girdi kesimhane yatırımı yaptı.

Bir anket sonucunda Şeker Piliç marka olarak benimsendi. 2000 yılında yüzde 15’ini halka arz edip İMKB’ye girdi.

Firma, 1000’den fazla doğrudan istihdama sahip ve yılda 72 milyon civciv üretme kapasitesi var. Ciro geçen yıl 170 milyon YTL oldu. Damızlık kapasitesi 600 bine çıkarılıyor.

2008 için 240 milyon YTL ciro hedefi konuldu. Hem kapasite yükseldi hem de yarı pişmiş ürünlere yatırım yapıldı. Eskişehir’de 50 bin metrekarelik iki damızlık ünitesi açılacak.

Şeker Piliç’te tavukların yaşadığı alan klimalı, çünkü tavuk terleyemediği için sıcakta ölüyor. İşçiler, tavukların olduğu alana girmeden önce duş alıyor.

Türkiye’nin en büyük kesimhane yatırımına da Bandırma’da başlanacak. Yeni tesiste saatte 12 bin piliç kesebilecek. Mevcut tesiste saatte 8 bin piliç kesiliyor.

Yeni kesim tesisinde piliçler hava ile soğutulacak. Şu anda su ile soğutulduğu için günde 700 ton su kullanılıyor. Hava ile soğutma sistemi daha hijyen ve daha düşük maliyetli.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!