Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2006 00:00
On Dokuz Saniye
Pierre Charras
Çev: Sinem Yenel
Can Yayınları
Bazı kararları almak zordur. Hadi diyelim aldınız, karşınızdakine söylemek, uygulamaya koymak o kararı almaktan daha çok cesaret ister. Tıpkı ayrılıklar gibi, hele 25 yıllık bir evliliği bitirmek söz konusuysa... Fransız yazar Pierre Charras işte böyle bir ayrılık kararını bir tür oyun haline getirmeye karar veren Sandrine ve Gabriel çiftinin yaşadıklarını anlatıyor On Dokuz Saniye adlı romanında. Gabriel eşiyle ilişkilerinin yıprandığını kabul etse de ayrılma taraftarı değil aslında. O yüzden kurguluyor biraz da bu oyunu. Belli bir istasyonda belli bir satte eşi Sandrine ile randevulaşıyorlar. Eğer eşi gelirse ilişkileri devam edecek, gelmezse konuşmaya bile gerek kalmayacak ve bitecek. Sandrine ilişkiyi bitirmek istese de gizlice gelerek o anın tanığı olmak ister ve son saniyede Gabriel kendisini farkeder. 19 saniyelik bir zamanda ilişkilerinin kaderi başkalarının da kaderine karışır ve tamamen farklı bir son beklemektedir onları. 19 fragmanlık ayrılık oyununu onlar başlatsa da bitiren başkaları olacaktır.
Hayali Ölümler
Michel Schneider
Çev. Pınar Yasemin Akan
YKY
"Can çekişerek doğduğu" için hayatta olduğuna hep şaşıran Voltaire’in ölüm takıntısının vardığı nokta Felsefe Sözlüğü’ne ölüm maddesini almamak olmuş. Zaten yaşama şansının zayıf olduğunu öne sürerek vaftiz etmek bile istememişler kendisini. 80 yaşında ölmek için karısından kaçan Lev Tolstoy, hayatının son yirmi yılında günlüğüne hep "eğer hayattaysam" diye başlamış. 40 derece ateşle yattığı gar müdürünün evinde karısı kendisini yine bulmuş ama o yalnız ölmek için son bir gayretle yine kaçmış. Puşkin’in ölümünün ise hayatımın kadını dediği eşinin yüzünden düelloda olduğunu pek çok kişi zaten biliyordur. Nereden çıktı şimdi bu ölüm hikayeleri derseniz, Michel Schneider’in Hayali Ölümler kitabının adresini vereyim. Son sözleri gibi değil de yazarların ölümle ilişkileri üzerine bir kitap bu. Montaigne’den Kant’a, Goethe’den Çehov’a, Stefan Zweig’dan Truman Capote’a kadar pek çok yazarın ölümle hesaplaşması var kitapta. Ölümsüzlüğün yolu bu hesaplaşmadan mı geçiyor acaba? Okuyun, kararı siz verin.