Güncelleme Tarihi:
Tiyatro İstanbul'un yeni oyunu "Gönül Hırsızı" perdelerini açtı. Eşini aldatan bir adamın başına gelen komik olayları konu alan oyunun başrol oyuncuları Can Gürzap ve Nilgün Belgün, "Kadınlar, oyundan sonra kocalarına şöyle bir yan gözle bakacaktır. 'Bu da yapıyor mu' diye düşüneceklerdir mutlaka" diyor.
n Can Bey, işiniz gerçekten zor. Oyunda tam dört kadını birden idare ediyorsunuz!
- Can Gürzap: Ekmek parası işte, ne yaparsınız!
n Gerçi bütün erkekler seve seve oynar bu rolü, yanılıyor muyum?
- C.G: Değil mi? Aynen katılıyorum size...
- Nilgün Belgün: Biz bir oyun seçmeye karar vermiştik. Derken Can bana telefon etti, "Ben seçtim, bak bakalım beğenecek misin?" dedi. Kendi oynununu kendi seçti yani... Demek ki kendinden bir şeyler buldu bu oyunda.
- C.G: Her erkek kendinden bir şeyler bulacak zaten bu oyunda. Ama kadınlar da kendilerini bulacak.
- N.B: Neden kadınlar bu oyunda kendilerini bulacak ki? Aldatıldıkları için mi? Bizim hayatımız böyle mi geçecek? Tiyatro hayatın aynası değil midir?
- C.G: Aynasıdır elbette... Biz de insanlar daha iyi görsün diye o aynayı parlatıyoruz.
n "Tiyatro gerçeğin aynası" dediğiniz için soruyorum Can Bey, siz kendinizi buluyor musunuz bu karakterde?
- C.G: Oyunu seyrettiğiniz zaman göreceksiniz ki bu oyun grotesk bir ruha sahip. Kadın-erkek ilişkileri biraz grotesk yönden ele alınıyor. Böyle şeyler olmaz diyemeyiz, yaşanmıştır. Ama yazar burada komediyi daha fazla öne çıkarmak için kaba bu grotesk çizgileri çizmiş.
- N.B: Ama gerçek hayatta aldatılmamız, bizi pek güldürmüyor.
- C.G: Tamam işte, onun için "Kadın da erkek de kendinden bir şeyler bulacak bu oyunda" diyorum zaten.
n Bu durumda kadınlar mı yoksa erkekler mi silkinmeli oyunu izledikten sonra?
- C.G: İş olacağına varır! Çünkü kadın-erkek ilişkileri çoğu zaman tesadüflere bağlıdır.
- N.B: Zaten hayatın tamamı tesadüflere bağlı...
- C.G: Evet, doğru. Aşk kolayca eskiyen bir şey ve bana göre aşk için söylenmiş en güzel sözü, bir şarkısında Billy Hollyday söylemiş: "Aşk som altındır, zaman da hırsız." O som altından zaman çalıp durur.
- N.B: Vay, Can Gürzap sende neler varmış...
- C.G: Bende daha neler var, kimseler bilmez.
n Çok romantikmişsiniz...
- C.G: Çok güzel, değil mi! Zaten dikkat et, genellikle evlilikler en fazla 10 senede aşınır. 10 yılda bir değişiklik istiyor.
n Araba değiştirmek gibi diyorsunuz yani?
- C.G: Arabayı 10 yılda bir değil, 2 yılda bir değiştirirsiniz. Bizim oyunumuza gelenler arasında eşler, sevgililer, metresler, genç kızlar olacak ve "Ben bu durumda olsam ne yapardım?" diyecekler.
- N.B: Tabii canım, metresler, eşler, sevgililer kendilerini sorgulayacak. Mutlaka gelenler arasında metresler de olacak, evliler, aldatan karı-kocalar da...
- C.G: Kadınlar oyundan sonra kocalarına yan gözle bakacaktır şöyle bir..
- N.B: Bu da yapıyor mu diye tabii bakacaktır.
- C.G: Bu oyunda kadınlar kendi hayatlarına dalmış ve adam diyor ki "Her ayrılışımın sebebi yeteri kadar mutlu olamamam"...
- N.B: Yalnız, oyunu çapkınlığı korumadan anlatırsan daha iyi!
- C.G: Bir dur Nilgün yahu! Adam "Bu değişimin tek nedeni mutlu olmamak. Ben kendim için istemiyorum sadece mutluluğu, onları da mutlu etmek için istiyorum. Çünkü ancak ben mutlu olursam onları da mutlu ederim" diyor. Paradoksa bak adamdaki.
n Nasıl bir mutluluk anlayışı ki bu?
- C.G: Bu, ilgiyi göstermiyorsunuz demektir.
- N.B: Ayol ne istediğini bilmiyor adam. Bak eski ve yeni karıları baş başa vermişler, doğum günü hazırlıyorlar onun için, daha ne! Erkekler biraz nankör...
- C.G: Olabilir, ama ben nankör değilim. Son derece şefkatli, müşfik bir insanım.
- N.B: Buna biz karar veremeyiz, yaşadıklarına sormak lazım!
n Peki bana adres gösterin, gidip sorayım.
- N.B: Gösterelim ama adres defterine sığacak mı bilmiyorum!
- C.G: Ha ha, çok komiksiniz hanımlar!
n Peki sizce kadınlar, çapkınlıklara ve aldatılmaya razı mı oluyorlar Nilgün Hanım?
- N.B: Buna cevabım oyundaki Katherine olarak başka, Nilgün olarak başka... Bazı kadınlar vardır; kocaları gitmesin de ne olursa olsun, düzenleri devam etsin, paralar başka yerlere akmasın isterler. Garantici kadınlardır onlar ve Katrine de işte onlardan biri... Kocam yeter ki eve gelsin, metresi olsa da önemli değil diye düşünüyor.
- C.G: Zaten kadın "Ne güzel yaşıyorduk. Evliydik, metresimiz de vardı, şimdi bu kız nereden çıktı?" diyor! Tehlike unsuru yeni kız oluyor.
- N.B: Böyle kadınlar var işte. Ama bir de sadece aşk için birlikte olup, aşk bittiğinde ilişkiyi bitiren kadınlar var.
n Bu tip kadınlara göre aşk kadınları salak mı oluyor peki?
- N.B: Evet, hem salak gibi gözüküyor o kadınlar, hem de aşk kadınlarının sayısı diğerlerine oranla daha az. Gerçek kadınlar az, yalan kadınlar daha çok!
- C.G: Kadın-erkek ilişkisi zor ve hiçbir zaman çözülememiş bir şeydir. Meselenin içine psikologlar, sosyologlar, seksologlar girmiş, yine çözememişler. İki ayrı insan kişiliği... Sürekli paylaşmak zorundasınız. Senin alışkanlıkların ayrı, benim alışkanlıklarım bambaşka işte.
- N.B: Bir de kadın monogam, erkekler daha poligam olarak biliniyor. Poligam kadınlar da arttı ama genelde kadınla erkeğin ayrılmasının baş nedeni kadının tek erkekle yaşaması, erkeğin ise bir kadınla yetinememesi.
Bu kadın ölüyü bile güldürür
n Can Bey, hoş bir erkeksiniz, yalnızsınız... Kadınlardan ilgi görüyorsunuzdur hálá...
- C.G: Sağ olsunlar, minnet duyuyorum. Çok güzel bir şey bu elbette.
- N.B: Can hakikaten hoş bir adam. Üstelik çok da sıcak ve eğlencelidir. Hiç dışardan göründüğü gibi değildir aslında...
n Siz nasıl buluyorsunuz Nilgün Hanım’ı peki?
- C.G: Benim söylememe gerek var mı, mal ortada! Bu kadın, ölüyü bile güldürür. Çok iyi dosttur, arkadaştır. Neşeli olması çok iyidir. Sinirlendiği, bozulduğu zaman sağ gözü kayar, düşünür kara kara... Hemen anlarsınız halini...