Güncelleme Tarihi:
“O benim idolümdür. Sayesinde Türkiye’de farklı bir haber anlayışı gelişti.”
Spor spikeriyim ama erkeksi tavrım yok
CNN Türk’ün “mahcup güzel”i spor spikeri Tuğba Dural çok istediği spikerliğe nasıl adım attığını anlattı. Kendisindeki ışığı Mehmet Ali Birand’ın fark ettiğini belirten Dural, sporla ilgilendiği halde erkeksi tavırları olmadığını aksine çok duygusal olduğunu söyledi.
Spora olan ilginiz ne zaman başladı?
- Açıkçası ailem sıkı bir spor takipçisidir. Babam aşırı fanatik bir Galatasaraylı. Ben takım tutmuyorum. Çünkü bu işi yaparken duygularınız öne geçemiyor yani tarafsız oluyorsunuz. Her takımın çok emeği oluyor. Sadece bir takımı desteklemek doğru gelmiyor bana. 5 yıldır CNN Türk’te çalışıyorum. Dediğim gibi zaten sporla büyüdüm. Bu iş karşıma çıkınca da hiç düşünmeden kabul ettim.
Spor spikeri olmanız nasıl gerçekleşti? Çünkü öncesinde kamera arkasında çalışmışsınız...
- Benim zaten isteğim hep spiker olmaktı. Dal fark etmezdi özellikle spor istemedim ama zaten aşinaydım. Bir şekilde spora yöneldim. Diğer dallara göre daha soft ve eğlenceli. İnsanların hobilerini takip ettiği bir dal. Stresi de yok. Yaklaşık 4 yıl ekran arkasında çalıştım. CNN Türk’ün çeşitli programlarında yapımcılık, muhabirlik yaptım. Çok sabredip, çok çalıştım. İlk zamanlar sıkıntılıydım çünkü bir an önce hedefe ulaşmak istiyordum. Sonradan sabretmem gerektiğini öğrendim ve bugünlere gelebildim. İyi ki her departmanda biraz çalışıp bilgi sahibi olmuşum.
Sporla ilgilenmekten gelen erkeksi tavrınız var mı sizin de?
- Hayır, ben çok duygusalımdır. Tabii ki her kadının içinde biraz erkeklik vardır. Mesela bir ortamda spor mevzuu olduğunda erkekler teknik açıdan bakıyorlar bense duygusal açıdan değerlendiriyorum. Sporda sadece teknik yeterli olmuyor.
Serap Ezgü’den spikerlik dersleri almışsınız. Öncesinde tanışıyor muydunuz?
- Hayır, tanışmıyordum ama CNN’de staj yaparken onu tanıyan bir arkadaşım bana yardımcı oldu. Yaklaşık 8 ay yanında eğitim aldım. Ondan çok şey öğrendim. Meğer ben Türkçe bildiğimi sanıyormuşum. Ben sosyal hayatımda kelimeleri yuvarlayan bir insandım. Serap Ezgü’den eğitim aldıktan sonra konuşmamda çok şey değişti.
Burcu Esmersoy’la da çalışmışsınız. Aranız nasıl?
- Burcu’yla da evet çalıştık. Ama kendisi benim sosyal değil, sadece iş hayatımda arkadaşım. Yaklaşık 2 buçuk yıl birlikte çalıştık.
İLK KAMERA TECRÜBEM ZORDU
Spor spikeri olmanın bir zorluğu var mı? Siz yaşadınız mı böyle bir şey?
- Ben bir zorluk yaşamadım. Çok doğru çok dürüst insanlarla karşılaştım.
İlk kamera karşısında geçtiğinizde neler hissettiniz?
- Benim bu konuda kötü bir tecrübem var. Bu işi çok istediğim için ilk yayınımda çok heyecanlanmıştım. Muhabirlik yapıyordum. Bana bağlandılar. Ama ben hiçbir şey söyleyemedim. Artık yönetmenim ve ekibimim desteğiyle yayını bitirebildim. İyi ki de bitirebildim. Yoksa bir daha ekran karşısına çıkamazdım.
Sizi diğer arkadaşlarınızdan ayıran farkınız nedir?
- Ben biraz duygusal ve herkesin eşit olduğuna inanan bir insanım. Bundan dolayı yüzümde hep bir mahcubiyet vardır. “Mahcup güzel” olarak tanıyorlar beni. Ben kendimi kimseden farklı görmüyorum. Ama insanlar görüyorsa da o da bu özelliğimdendir.
İdolüm Birand
Habercilik anlamında örnek aldığınız bir isim var mı?
- Mehmet Ali Birand idolümdür. Tarzını çok farklı buluyorum. Seyirciyle haberi çok samimi bir şekilde birleştiriyor. İnsanların evine konuk oluyor. Bu konuda kendisini çok başarılı buluyorum. O zaten anchorman olduğundan beri Türkiye’ye değişik bir haber anlayışı geldi. Stajyerlik dönemimden bu yana üstümde çok emeği vardır. Taha Akyol da aynı şekildedir benim için. Ben yıllardır orada olduğum için çalışma arkadaşlarımızla güzel bir bağ oluştu aramızda.