İçine çekildiğimiz düzen bağıra bağıra şarkı söyletiyor

Güncelleme Tarihi:

İçine çekildiğimiz düzen bağıra bağıra şarkı söyletiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2011 19:47

Çocukluktan beri arkadaş olan Deniz Ünlü ve Selim Kırılmaz ikilisinin kurduğu Neyse, ekibe Melih Balta’nın dahil olmasıyla ilk albümünü çıkarttı. Önce, Be The band yarışmasında birinci oldular ardından Babajim Stüdyosu’nda Reuben de Lautour’un prodüksiyonunda grubun adını taşıyan ilk albümleri Neyse’yi kaydedip yayınladılar. Bu albümü ve müzikal kimliklerinin temelini konuştuk.

Haberin Devamı

Albümünüzde çok başarılı temiz bir rock sound’u elde etmişsiniz. Söz ve bestelerin, istenen sound imzasıyla ortaya çıkartmak için ne gibi aşamalardan geçirdiniz şarkılarınızı?
- Deniz Ünlü (davul): İşin kayıt, miks, mastering gibi teknik aşamalarında albümde ismi geçen herkes sound’u oluşturmak için epey emek sarf etti. Ama kayıtlardan çok üçümüzün öncelikle bir araya geldiği ilk dönemlerde üzerinde yoğunlaştığımız şey; parçaları olabildiğince basit fakat bir o kadar da güçlü bir şekilde nasıl sunabileceğimizdi. Hepsini gerek stüdyo gerekse sahnede çalmaya başlamamızla bu durum kendiliğinden oluştu. Prodüktörümüz Reuben de Lautour’la ilk bir araya geldiğimizde daha biz söylemeden o da bize “Sahnede yaptığınızı albüme taşıdık mı bu iş tamamdır” gibi bir kayıt stratejisi sununca biz de doğru yolda olduğumuzu anladık.

Haberin Devamı

Hokkabaz klibini ilk izlediğimde sound’u ve besteyi çok beğenmiştim. Fakat vokalleriniz çok nağmeli gelmişti. Albümün genelinde böyle bir hava da yok işin aslı. Hangi tür müziklerden etkilendiniz?
- Melih Balta (gitar): Üçümüzün en yoğun kesiştiği nokta, insanın kendini bulduğu, tanıdığı o 20’li yaşlarımın başlarında dinlediğimiz grunge grupları. Ama ayrı ayrı bakıldığında hepimizin farklı yönlere gidebilecek beklentileri mevcut. Poptan endüstriyele kadar birçok tarz ve grup sayabiliriz. Bunun yanında elbette bu topraklarda doğmuş büyümüş ve bu sosyal yapı içinden beslenmiş insanlar olarak şu an dinlesek de dinlemesek de bir çok şarkının melodisi kulaklarımıza kazınmış durumda.
- Selim Kırılmaz (vokal, bas gitar): Bir rock solisti olarak rock müzik dışından etkilenmeyi ve deneyler yapmayı ufuk açıcı buluyorum. Son dönemde vokalist olarak Kimbra ve Aynur Doğan’a fazla zaman ayırdım. Rock müzik içindeyse doğulu gamların kullanımı açısından en ilgimi çeken vokalist örnekleri James Maynard Keenan ve Serj Tankian. Ayrıca Chris Cornell, Eddie Vedder ve Matt Bellamy de vokalist olarak üzerimde yoğun etki bırakmıştır.

GARAJ STÜDYOMUZDA İZOLE OLUYORUZ

Grubun isim ve kuruluş hikâyesini anlatır mısınız?
D.Ü: Selim’le arkadaşlığımız anaokuluna kadar gidiyor. Müzik yapmaksa, beraber zaman geçirilip yapılan bir aktivite olarak sonradan dostluğumuza eklendi. Ekibe yaklaşık iki sene önce katılan Melih’le başladı parçaların son hallerine gelmesi. Daha sonra da Be The Band yarışmasını kazanmamız, Babajim Stüdyosu’na girmemiz bizi bugünlere getirdi.
S.K: Grup bir isim altında oluşmadı. Zaman içerisinde bir yerlerde çalınca isim bir gereklilik haline geldi. İsim, sıfat, edat, zamir derken bir şekilde Neyse, biraz rastlantısal olarak grup ismi oldu. Şu anda yaptığımız müzikle ilgili duygunun bu isim altında kendi ifadesini bulması çok keyifli.

Haberin Devamı

Pek çok grup kemik bir kadroyla başlarsa uzun soluklu oluyor fakat sonrada bir üye girdiğinde o üye, kemik kadroya göre sürekli değişiyor. Grup için gerekli olan dostluğa, albüm kaydı zorluklarıyla ilintili olarak zarar veriyor. Siz albüm kaydında ne gibi zorluklar yaşadınız?
M.B: Gruba bir buçuk yıl önce dâhil oldum. Fakat şunu söyleyebiliriz ki şu an çok çok daha uzun bir ahbaplık varmış gibi bir durum söz konusu. Bizi bir arada tutan tek şey müzik değil. Kavgalarımız, tartışmalarımız bile çok keyifli geçiyor. Benzer bağı açıkçası Babajım’a adım attığımız ilk gün de yaşadık. Kayıt süresince elbette bedensel yorgunluklar yaşandı. Fakat zihinsel olarak bu işe dahil olan herkes ekstra bir performans gösterdi ki bunun sebebi de öncelikle bizim aramızdaki enerji.

Haberin Devamı

Albümünüzdeki bazı gitar riff’lerinde biraz post-rock, biraz soft-progressive ve biraz da indie rock havası aldım. Hangi türleri dinlersiniz? Favori gruplarınız kimlerdir?
M.B: Albüme müzikal altyapı açısından baktığımızda müzisyen tavrı olarak 90’ların rock müziğinin etkisinin olduğu söylenebilir. Fakat dediğimiz gibi Pearl Jam, Nine Inch Nails, A Perfect Circle, Tool, Muse ve Travis gibi pek çok grup ve tarz bizi etkiledi. Jimi Hendrix, Led Zeppelin, The Doors gibi eskiler de bunlara dahil edilebilir.

Albüm için ne kadar zamandır çalışıyorsunuz?
D.Ü: Parçaların oluşmaya başlaması altı yıllık geçmişe dayanıyor. Şu anki üç kişi formatında da bir buçuk senedir yoğunlaştık diyebiliriz.

Haberin Devamı

Yazım aşamalarını nasıl geçirdiniz?
S.K: Yazım aşamasında, “haydi bu dönem toplumdan izole olalım” diyerek ya da başka şekillerde özel bir kamp dönemi geçirmedik. Birimizin aklına uyumadan önce, kitap okurken, film izlerken veya daha farklı bir anda bir söz veya melodi gelebiliyor, unutmamak için hemen telefonlarımıza kaydediyoruz ve daha sonra beraberce dinliyoruz. Üzerine eğilmeye karar verdiğimizde de Deniz’in evinin altındaki garaj stüdyosuna girip parçaya yoğunlaşıyoruz.

En çok nerede, nasıl bir ruh halinde verimli ve üretici oluyorsunuz?
D.Ü: Bizi en keyifli ve müzik haricindeki şeylerden izole tutan yer garaj stüdyomuz. İlham kaynaklarınız?
S.K: İçinde yaşadığımız dönem, ülke ve şehir itibariyle beslenmek konusunda olumlu veya olumsuz kaynak sıkıntısı pek çekmiyoruz. Gerek olaylar, gerek içine çekildiğimiz düzen gerekse deforme olmuş bu formasyonun bireyler üzerindeki izdüşümü bir şeyleri bağıra bağıra söyleme arzusunu yeterince besliyor.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!