Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2004 01:30
Tamer Karadağlı’nın otel odasında para karşılığında kadınlarla birlikte olduğu ortaya çıkınca eşi Arzu Balkan, ‘Her şey zamana bıraktım. Ama içimde kaldı, keşke bir tokat atsaydım’ diye konuştu.
TAMER Karadağlı’nın otel odasında para karşılığında kadınlarla birlikte olması ve şantaja maruz kalması günlerdir konuşuluyor. Skandalın en büyük mağduru, Karadağlı’nın eşi Arzu Balkan dün Hürriyet’in tüm sorularını samimiyetle yanıtladı. İşte Balkan’a sorular ve yanıtları:
Bir kadın olarak yaşayabileceğiniz en kötü şeyi yaşadınız... İlk gün ‘Eşimin arkasındayım’ dediniz. Sonra kafanızın çok karışık olduğundan bahsettiğiniz. Olayı tam detayı ile bilmiyor muydunuz?
- Eşimin arkasındayım lafı sanırım yanlış anlaşıldı... Ben onun arkasındayım derken, ortada bir şantaj ve tehdit olduğunu ve Tamer’in bu durum karşısındaki hareketinin arkasında olduğumu söyledim. Tabii ki ‘aldatma’ olayının arkasındayım demek istemedim. Yani ‘Ah ne iyi etti de aldattı’ gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Kim böyle bir şeyin arkasında durur. Fakat ortada şöyle de bir gerçek var. Tamer bu konuda çok cesur davrandı. Normalde erkekler, refleks sonucu bunu saklar, parayı verip karşısındakini sustururdu. İlk davranış böyle olurdu. Ancak Tamer hatasını bile bile çok erkekçe davrandı. Evliliğini, kariyerini, her şeyi göze alarak polise gitti. Hiçbir şeyi gizlemedi. Bana göre doğru olanı yaptı...
Sizin bu olaydan ne zaman haberiniz oldu?
- Fransa’daki tatilimiz sırasında. Bir kadının kendisine şantaj yaptığını, tehdit ettiğini bana iki hafta önce söylemişti. Fakat çok detaylı bir şey konuşmamıştık. Her şeyi çok üstü kapalı anlatmıştı. Ben de ortada bir ilişki olacağı konusuna çok fazla ihtimal vermediğim ya da düşünmek istemediğim için çok fazla kurcalamamıştım.
Yani o kişiyle ilişkiye girdiğini Fransa’da anlattı. Kendisi durup dururken ‘Sana bir şey anlatacağım’ mı dedi. Nasıl oldu?
- Şantaj olayı gazetelere yansıdı. Sonra ben de ‘Bu nedir?’ dedim ve anlatmaya başladı. Çünkü her şeyi detaylı bir şekilde öğrenmek benim hakkımdı. Ve nelerin olduğunu, olayın nasıl buraya kadar geldiğini, her şeyi anlattı.
ÇOK ÜZÜLDÜM, KIRILDIM
O an ne hissettiniz?
- Tabii ki çok şaşırdım. Çok üzüldüm, kırıldım. Kızmadım ama kırıldım. Çünkü bütün bunları hak etmemiştim. Sonra neden böyle oldu diye düşünmeye başladım.
Ne yaptınız? Çünkü basın toplantısında Tamer Bey’in başında bir bant vardı. Bir şey mi fırlattınız, tokat mı attınız, bağırdınız mı?
- Yok canım, niye bağırıp çağırayım. Başındaki banda gelince, arabadan bir şey alırken alnını kapıya çarpmış. Yoksa ne bir şey fırlattım, ne de yüzünü gözünü tırmaladım. Yakışmaz bana böyle şeyler...
İçinizden tokat atmak gelmedi mi?
- Hayır. Ama keşke atsaydım. İçimde kaldı açıkçası. Ama fark etmez. Tamer yeteri kadar tokat yedi zaten...
Şu an kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- İçim kan ağlıyor. Çok mutsuzum. Tamer’e de çok üzülüyorum. İzliyorum, çok yıpranmış görünüyor. Belli ki pişman. Ama bütün bunlar neye yarar ki? Ortada yapılmış bir eylem var, şantaj var, suç var. O bir şeytana uydu ama bunun bedelini her ikimiz de ağır ödüyoruz...
GURURSUZ DAVRANMADIM
Çok şeyler yazılıp çiziliyor...
- Hepsini okuyorum. Şimdi böyle bir duruma düşen ilk kadın ben değilim, sonuncusu da olmayacağım. Ben gurursuz davranmadım, tam tersi çok gururlu davrandığımı düşünüyorum. Ne yapacaktım, hemen boşanma davası mı açacaktım, bu mu benden beklenen. Unutulmasın ki, evlilik gibi bir düzen konusunda bir çırpıda karar verilmez. Sevgiler hemen nefrete dönüşmez. Herkesin doğruları kendisinedir.
Şu an ayrı mısınız eşinizden?
- Evet ben Tamer ile beraber oturduğumuz evdeyim. Kendisi kuzeninin yanına gitti. Bir süre ayrı yaşayacağız. Ben de, o da düşünüyoruz. Evliliğimizi devam ettirip, ettiremeyeceğimiz bu zaman içinde netlik kazanmış olur zaten.