Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2003 00:00
İçi boş kavramlara, içi boş lákırdılara, eskiler ‘‘láf ü güzáf’’ derlerdi. Ama el-hakk, Kamu Vicdanı, Milli İrade, Halk İradesi, Ortak Bilinç, Ortak Akıl, Ortak Vicdan gibi faşizm kokan ‘‘láf ü güzáf’’ların okkalı bir sanal ağırlıkları var. Eskiden, ağırbaşlı insanlar, karar verilmesi gereken durumlarda, ne denli düşünceli ve tedbirli olduklarını sezdirmek için, ‘‘müláhazát hánesini boş bırakmak’’ deyimini kullanırlardı. Yani, bir konu hakkındaki düşüncelerin yazılacağı yeri, sütunu boş bırakmak. Eskinin ağır top politikacıları, fıkra ve makale yazarları ne kadar ‘‘dûr-endiş’’ (ilerisini düşünen, tedbirli, akıllı) olduklarını göstermek için bu háneyi daha sonra dolduracaklarını imá ederlerdi. Ama daha sonra da o háneyi boş bırakırlardı.*Ben en çok bu ‘‘láf ü güzáf’’ların ‘‘ortak’’ sözcüğüyle türetilenlerine kızarım. Sanki bir şey ‘‘ortak’’ olursa güvenilirlik, geçerlilik kazanacak. Oysa, ortak mülkiyete iltifat etmeyen ádemoğlu iradesini, bilincini, vicdanını neden başkalarıyla paylaşsın?Daha önceki yazılarımda da ‘‘ortak dikkat’’e arz etmiştim (edilebilir): Böyle içi boş olduğunu sandığınız lákırdılarla karşılaştığınız zaman, bunu (bunları) Fransızca, İngilizce, Almanca (üçü yeter) dillerinden birine çevirin, çevirtin; bakalım o dillerde karşılıkları var mı?Örneğin, ‘‘Ortak Akıl’’... ‘‘Ortak Akıl’’ın Fransızcada geçerliliği varsa, en sıradan bir sözlükte bile olması gerek. Ya ‘‘la raison collective’’ ya da ‘‘la raison anonyme’’ olarak. Ama yok. Buna karşılık, ‘‘usçul, ussal, usa dayanan, akla, usa uygun, usa yatkın, makul, sağduyuya aykırı düşmeyen’’ anlamında ‘‘rasyonel’’ (rationnel) sözcüğü var. Gelin, biz şu gösterişsiz ‘‘rasyonel’’le idare edelim.*Kötü politikacılar ve yazarlar içi boş düşüncelerine ağırlık kazandırmak için toptancı uyduruk kavramlar kullanırlar. Böylece, bir şeyin, bir kimsenin, bir partinin toplumun ‘‘Tamamı’’ tarafından seçildiğini, beğenildiğini, onaylandığını imá etmek isterler. Doğrusunu isterseniz, ‘‘Ortak Mülkiyet’’ten hoşlanmayan halkımız, aklın, vicdanın, iradenin, bilincin ortaklığına düşkün görünmektedir. Oysa, olmayan ortak akla sadece akılsızlar güvenir, olmayan ortak vicdana ise sadece vicdansızlar sığınır.*Örneğin, Başbakan Gül, kendisine yöneltilen haklı eleştirileri savuşturmak için milli iradeyi temsil ettiğini söylüyor. Hangi Milli İrade? Milli İrade varsa bunun karşılığı yüzde 100 oy olmalı. Ama biri çıkıp da ‘‘Hayır, sayın başbakan, siz milli iradenin ancak yüzde 35'ini temsil etmektesiniz!’’ diyemiyor. Diyemiyor, çünkü Başbakan'ın sahip olduğu yüzde 35'in yüzde 65'ten daha büyük olduğunu ileri süren goygoycu dayıları var!*Bir kez daha yazıyorum: Milli İrade bir kuruntudan başka bir şey değildir!
button