OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 20, 2003 00:00
Türkiye'nin en ünlü varak çerçeve ustası sırlarını anlattı: Atlastan cepkene, kadın iç çamaşırından gelinliÄŸe kadar çerçeve yapmadığımız yok.Madrid'e 28 kilometre kala ‘‘Kalaora’’ yazılı tabelayı izlerseniz biraz sonra karşınıza Kalaora Kalesi çıkar. Türkiye'nin en eski ve en ünlü varak çerçeve sanatçısı Albert Kalaora'nun soyadı iÅŸte oradan gelir. Osmanlı'nın 500 küsur yıl önce Ä°spanya'daki zalimlerden kurtardığı Musevilerin arasında onun ataları da vardır. Babası Jozef'in dillere destan titizlik ve ustalığını kendi yaratıcılığıyla bileÅŸtirip Floransa ekolünün ülkemizdeki ilk ve tek temsilcisi olmuÅŸtur. Dostu, rakibi herkes söyler ki, Türk çerçeve tarihi kılcal damarlarına kadar ondan sorulur.O halde ne duruyoruz, ver elini TeÅŸvikiye, ver elini Floransa çerçeve, ver elini Vinci Sanat Galerisi. Dört bir yanda resimler, aynalar, çerçeveler ve yine çerçeveler. 40 yıl önce çocuk yaşımda Albert ustanın Sirkeci'deki dükkanından çok, onun yanındaki katmerciyi bilirdim. Albert ustanın telefonu yoktu da, hemen karşısındaki Åžahin Palas Oteli'nin telefonundan ararlardı onu. Otelin Giritli kátibi eliyle telefon iÅŸareti yaptığı zaman yeni müşteri gelecek diye havalara uçardı.Ä°ÅŸte o Albert, babasının Bombay'dan Ä°stanbul'a göç eden Beyaz Ruslarla geliÅŸtirdiÄŸi çerçeveciliÄŸi eÅŸi Åžeyla, oÄŸlu Yossi ve kızı Megi ile yıllardır sürdürüyor. Yine makineli tüfek gibi konuÅŸuyor, yine beyefendi, yine kibar, yine yerinde duramıyor, yine bel fıtığı var ve yine saçları dağınık.Her ÅŸeyi çerçevelerim- Çerçevelerde kullandığımız klasik desenler genellikle kiliselerin süslemelerinden alınma. Avrupa'da bunun kitapları var, beÄŸendiÄŸinizin çelik kalıbını yaptırıp serbestçe kullanıyorsunuz. Bunları çerçeveye uygularken hazır satılanları deÄŸil, kendimize özel bir hamuru kullanıyorum. İçinde reçine, üstübeç gibi maddeler bulunan bu özel hamur, birkaç nesil eskitir yine bozulmaz. Yaptığım iÅŸe plastiÄŸi uzaktan yakından katmam, aksi rezilliktir. Åžark havası taşıyan özgün desenlerimizi tezhip, hat ve minyatürlerde kullanıyoruz. Çerçeve yapamayacağım hiçbir ÅŸey yok, aklınıza ne gelirse. Atlastan cepkene, haritadan bebek patiÄŸine kadar. Kadın iç çamaşırı, sevgilisinin G-stringini, gelinliÄŸini çerçeveleten bile var. Diyen olabilir ki, kardeÅŸim seni uzun uzadıya ne bekleyeyim, giderim bir süpermarkete 5 dakikada istediÄŸim çerçeveyi yaptırırım. DoÄŸru ama, onunla benim aramdaki fark hiç mektebe gitmemiÅŸ bir adamla üniversite mezunu arasındaki fark kadar.Her resmin çerçevesi ayrıdır- 150 senelik bir resme yeni çerçeve yaparsanız tam bir felaket olur, varak çerçeve mutlaka eskitilmiÅŸ olacak. Klasik bir resimde 50 seneden daha genç görünümlü bir klasik çerçeve kullanamazsınız. Ayrıca her çerçeve her resme de gitmez. Yarım yüzyıllık bir çerçeveyi antika havasına sokamazsınız, çünkü eskimez. Patine dediÄŸiniz eskitmenin en makbul olan yöntemi gomalakla yapılanıdır. Eskiden mobilyalar da kızdırma gomalakla yapılırdı, ÅŸimdiki gibi sanayi malı pistole boyalar yoktu. Türkiye'de gomalağı rahmetli babamdan daha iyi kullanan kimse yoktur. Çerçevenin kaynağı Rönesans- Çerçevenin doÄŸuÅŸu, öteki süsleme sanatları gibi Rönesans'la baÅŸlar. Çerçeveler, o zamana kadar sadece resmi korumak küçük bir yükseklik verilerek basitçe yapılıyordu. Ä°htiÅŸamlı kiliselerin, katedrallerin, sarayların yapılmasıyla birlikte çerçevecilik de bir sanat kolu haline dönüşmeye baÅŸladı. Resmin karakterine göre çerçeve yapılmaya baÅŸlandı ve zamanla deÄŸiÅŸik ekoller doÄŸdu. Bunlardan Floransa ekolü, bugün hálá dünyada 1 numaradır. Fransa'daki muhteÅŸem eski eserlerin çoÄŸu Floransalı ustaların eseridir. Onlar da kendi dönemlerinde yaptıkları çerçevelerde bol süsleme ve varak kullandı. Hepsi bugün hálá yapıldıkları günkü gibi duruyor. Ben de kendi dükkanımı açtığım 1952'den bu yana Floransa ekolünü seçtim ve ona bütünüyle sadık kaldım. En iyisi beyaz çamdan olur- Biz çerçevede ya yerli beyaz çam ya da ithal malı bir Afrika aÄŸacı olan Ayos aÄŸacını kullanıyoruz. Ayosun en büyük özelliÄŸi fırına girdikten sonra isterseniz 6 metre boyunda çubuk yapın yine eÄŸilmez. Aynı ailenin ikinci sınıf aÄŸacı olan Obeçe ise asap bozacak kadar hafiftir, itibar görmez. Çok iyi bir mal yapmak istendiÄŸinde ben yerli beyaz çam kullanıyorum. Ayancık ürünleri arasından en iyilerini seçip budaklarını yakıyorum. Fırın kurusu mal almam, tek tek özel ızgaralara yatırıp hava kurusu yaparım. Izgaradaki odunları 15 günde bir çevirmezseniz aÄŸaç yanar, çürür. KurumuÅŸ keresteler çeÅŸitli boylara çekilip tesviye edilir. Kordonları de çekildikten sonra kaymak gibi olması için özel yöntemlerle zımpara yapılır. Daha sonra üstü özel bir harman koruyucu macunla doyurularak kaplanır. Kesim dışındaki bütün iÅŸler bizde elle yapılır.Paspartu nerede kullanılmalıPaspartu, gravürde, serigrafta, fotoÄŸrafta mutlaka kullanılmalı, ama posterde kullanılırsa eseri rezil eder. FotoÄŸrafta kullanılan paspartunun normal ölçüsü 6 santimdir. Asitli olmayan paspartu makbuldür, asitlisi yaÄŸ gibi lekeler oluÅŸturup saklananı bozar. Madalya ve benzerlerine kadife paspartu yapıp onlara saray odasına asılacak havayı veririz.Varak çerçeveye ıslak bez sürülmezse, üstüne su dökülmezse asırlarca bir ÅŸey olmaz. Oda içindeki anormal sıcaklık da varağı kavurur. Rutubet de çerçevenin düşmanıdır, hele yalıda oturuyorsanız her gün hepsini çok yumuÅŸak bir bezle sileceksiniz. Bu durumda bile çerçevenin ömrü yarı yarıya azalır, tuzlu su rüzgarı böylesine ölümcüldür.Altın varakların içinde eser miktarda altın olduÄŸu söylenir ama, gerçeÄŸini isterseniz 24 ayar altından yaptırabilirsiniz. Â
button