Güncelleme Tarihi:
İtalyan bir anneyle Avusturyalı bir babanı oğlu olarak Türkiye’de doğdu Moris Algazi. Üstelik bu topraklarla bağları eski. Ataları neredeyse 500 yıl önce İtalya’dan Türkiye’ye gelmiş. Algazi de kendini tam bir Türk olarak tanımlıyor.
İstanbul’da Saint Michel Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri okudu. Üniversiteden sonra tekne işleriyle ilgilendi. Lüks yat ithalatı yapan Concept Marin markasını kurdu.
Bir yandan da yazmaya meraklıydı. İlk gençliğinden itibaren geniş hayal gücüyle şiirler ve küçük hikâyeler yazardı. Ama bunların bir gün kitap haline geleceğini hiç düşünmüyordu. 23 yaşından itibaren yaşadıklarını yazarak biriktirmeye başladı. Bu başlangıcın üzerinden tam 12 yıl geçti ve bu 12 yılın sonunda yazılarının tamamını içine sindirip yayınlamaya karar verdi.
Aslında bu ilk kitabı için onu tetikleyen geçirdiği büyük depresyondu. Babasının intiharı onda bir travmaya neden olmuştu: “Babamın kendi kararıydı ve altındaki nedenleri aramak bana düşmezdi. Yine de içimdeki bu fırtına yazıya dönüştü. Hayatımı toparlamaya çalıştım. Yaşadıklarımla yüzleşmeyi göze aldıktan sonra insanı mutlu edenin maneviyat olduğunu anladım. Babamın yaptığını kabullendikten sonra bu kitabı yayınlamaya yüreğim yetti. Kitabın kaynağında kendi anılarım ve anlık duygusal yansımalarım var. Aslında burada önemli olan duygularımızın karşımızdakine hissettirdikleri. Birçoğumuz defalarca intiharın eşiğinden geçiyoruz. Ben de o çok mutlu ve hüzünlü anları açıkça dile getirdim. Ben de intiharı defalarca düşündüm. Bana bunu, terk edilmeler, aşk acıları hissettirdi.”
Algazi’nin kitabını asıl özel yapansa içeriğinden ziyade ulaştığı mecra. Algazi bir yandan da bilgisayara ve yeni teknolojilere çok meraklı. Sık sık iPad’den kitap okuyor. Bunun da verdiği şevkle kitabını Apple’ın iTunes mağazasına sokmak için harekete geçti. “iTunes’un Türkiye’de bir mağazası yok. ABD’deki iBooks’ta da hiç Türkçe kitap yoktu. Sadece bir Türk karikatür kitabı satılıyordu, o da İngilizce kategorisindeydi. Yurtdışındaki bir arkadaşımdan yardım aldım. Uzun süre uğraştık. Sonunda ilk kez bir Türkçe kitap kategorisi oluşturuldu ve yayınlandı”
diye anlatıyor.
NEDEN SANKİ KOYDUM
Kitaptaki yazıların başından sonuna birbiriyle bağlantısı yok. Kitabı tanımlarken sanki şu olmalı bu olmalı derken hiçbir şey tanımlamıyor gibi geldi ve adını ‘Sanki’ koydum. Şiir kitapları da böyle değil midir? Şiir kitaplarının başından sonuna bir hikaye olmayabilir ama o sizi çok etkiler. Bu kitap düz yazı olsa da bir şiir kitabı gibi. Kitabın dili ve yaşattığı duygular hoşunuza gidebilir.
ÇOK İYİ YAZARLIK İDDİAM YOK
Okumaya da çok meraklıyım, haftada bir kitap bitiriyorum. Geceleri okumadan uyuyamıyorum. Yazılarımı da ancak geceleri iş koşturması bittikten sonra yazmaya başlıyorum ama mesleğim yazarlık değil. Çevremde bu kitabı başkasına mı yazdırdın diyenler var. Neden böyle bir şey yapayım! Aslında Concept Marine olarak Türkiye’de altı markanın distribütörlüğünü yapıyorum ve tekne de alıp satıyorum. Aslında bir işadamıyım ve yazmayı seviyorum.