İbo ile ilginç bir ikili olduk

Dormen bu sürpriz işbirliği için "Bana çok ilginç geliyor. Çünkü bir gün İbrahim Tatlıses ile oynayacağım hiç aklıma gelmemişti. Çok ayrı dünyaların insanlarıyız, ama bence ilginç bir ikili olduk" dedi.

Bir gün İbrahim’le oynayacağımı hiç düşünmemiştim

Bu yıl 50’nci sanat yılını kutlayan Haldun Dormen, İbrahim Tatlıses’le birlikte başrolü paylaştığı "Bahçıvan" dizisini Tempo dergisinden Arzu Erdoğan’a anlattı. "İbrahim Tatlıses’le oynama fikri bana ilginç geliyor" diyen Dormen, Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelediği "Broadway’den İstanbul’a" müzikalini de anlattı.

n Yeni bir diziye başlıyorsunuz, bu sizin ikinci diziniz değil mi?

- Aslında bu üçüncü dizim. Emret Başbakanım’da küçük bir rolüm vardı, konuk sanatçı olarak oynadım. 1973 yılından bu yana televizyonda çok iş yaptım ama oyunculuğu az yaptım. Daha çok sunuculuk ve program yaptım.

n İbrahim Tatlıses’le birlikte oynama fikri size nasıl geliyor?

- Bana çok ilginç geliyor. Çünkü bir gün İbrahim Tatlıses ile oynayacağım hiç aklıma gelmemişti. Herhalde İbrahim Bey’in de aklına gelmemişti. Çok ayrı dünyaların insanlarıyız ama bence çok ilginç bir proje oldu ve bana ilginç bir ikili olduk gibi geliyor. İkimiz de çok memnunuz, inşallah iyi bir şeyler çıkar.

n Nasıl bir dizi olacak?

- Aslında buna iki değişik kültürün çarpışması diyebiliriz. Ama benim için enteresan olanı şu: Bugün artık her şey o kadar değişti ki. Eskiden artılar ve eksiler vardı. Bir zengin ya da prens, şatosunda yaşardı ve şehirle hiç ilişkisi olmazdı. Şimdi öyle değil. Herkes oraya da girebiliyor, buraya da. Hiç kimsenin "Ben yalnız bunu bilirim" gibi bir iddiası olmaması lazım. Bizim dizide İbrahim benden çok şey öğreniyor, ben de ondan çok şey öğreniyorum.

n Dizinin ismini duyunca yıllar önce Zeki Müren’in oynadığı Bahçevan filmi geldi aklıma. Oradaki gibi şarkıya dayalı mı olacak?

- Herkeste böyle bir izlenim var. Ama hayır, öyle şarkılı türkülü bir dizi olmayacak. Yani eğer karakterin şarkı söylemesini gerektiren bir durum olursa söyleyecek. Onun dışında sit-com olarak çekilecek.

n Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

- Bir Osmanlı beyefendisini oynuyorum. Büyük bir malikánede oturuyorum. İbrahim Tatlıses de benim bahçıvanım. Bir kızım var. Bir kez evlenip boşanmış, orta yaşlarda. Bahçıvan kızıma aşık oluyor. Dizide çok mantıklı ayrıntılar var.

n Gazetelerde İbrahim Tatlıses ile kızınızı oynayacak oyuncu nedeniyle gerginlik yaşadığınız yazıyordu. Bunlar doğru mu?

- Çok güldüm o habere. Çünkü İbrahim o kadar saygılı, o kadar şeker ki böyle bir şeyin olması mümkün değil. Zaten kavga yapacak kadar da görmedik birbirimizi. Bir provada görüştük, bir de geçen gün resim çektirirken.

n Didem Uzel ile kendi dansözü Didem yüzünden bir gerginlik yaşandı mı?

- Ben Didem Uzel’in oynamasını istedim, yani tavsiye ettim. Bundan sonrasına da prodüktör karar verir. Ben bir kere söyledim, hálá da kimin oynayacağını bilmiyorum. Zaten benden tavsiye istediler ben de olabileceğini düşündüğüm oyuncuların isimlerini verdim. Öğrencilerimin Bahçıvan’da rol alması da böyle oldu. Uzel benim öğrencim de değil. Sadece oradaki rolü güzel, çok genç olmayan bir kızın oynaması gerekiyordu. Ayrıca kızın İbrahim Tatlıses’le karşı karşıya geldiği sahnelerde büyük boy farkı olmaması için uzun boylu biri olması da gerekiyordu. Ben de beğendiğim için Didem Uzel’i önerdim.

n Tatlıses’le ilk kez mi tanıştınız?

- Hayır daha önce birkaç kez görüştük. Hep çok saygılıydı, uzaktan gördüğünde bile ayağa kalkıp selam verirdi. Kendisiyle ilk tanışıklığımız Egemen Bostancı sayesinde oldu. Hasta olduğu dönemde bir Almanya turnesi düzenlemişti.

n En son Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda yaptığınız müzikal de çok ilgi çekti.

- Bir gece oynandığı için pek çok yakınım ve tanıdığım izleyemedi. Sadece oradaki beş bin kişi izleyebildi. Şimdi yeniden oynamayı düşünüyoruz. Tabii ki o ekibi bir araya toplamak çok zor. Çünkü herkesin konseri, albüm çalışmaları var. Kadıköy Bostancı Kültür Merkezi istiyor, dün Almanya Hükümeti’nin, oyunun Almanya’da sergilenmesini istediği haberi geldi, hükümet desteğiyle bizi davet ediyorlar. Yalnız bir daha oynarsak ikinci bölümü yalnızca Türk müzikallerinden yapacağım.

n Yakınlarda 50. sanat yılınızı kutladınız. Elinizde bu 50 yıldan ne kaldı?

- O, Dormen Tiyatrosu’nun kutlamasıydı. Gişecisinden ışıkçısına, oyuncusundan kostümcüsüne kadar herkes için yapılmış bir kutlamaydı. Bu 50 yıldan elimde kalansa Dormen Tiyatrosu’na ait borçlar ve insanların saygısı. Bu borç meselesi beni bir hayli üzmüştü ama dünyalar kadar para versem Haldun Dormen’e gösterilen saygıyı asla parayla satın alamazdım. Çektiğim acıların ödülü de bu olsa gerek...

Semiramis’le bir arkadaşlığım oldu

n Geçenlerde bir haber için çok eski gazeteleri karıştırıyordum, sizin haberlerinize rastladım. Zamanında epey çapkın olarak anılıyormuşsunuz.

- Yok canım öyle bir şey.

n Semiramis Pekkan’a çok değerli yüzükler hediye etmişsiniz. Eski gazetelerde öyle şeyler yazıyordu, ben onların yalancısıyım.

- Semiramis’le bir arkadaşlığımız oldu, bu doğru. Ama hiçbir zaman çapkın olarak tanınmadım canım. Birkaç tane arkadaşım oldu. Bu da normaldi zaten. İşimden gücümden çapkınlık yapmaya vakit bulamadım ki. Zaten Betül’le evliydim uzun bir süre. Semiramis’le arkadaşlığımızın olduğu dönem, çok laf çıktı. Çok şey yazılıp çizildi. Onları görmüşsünüzdür.

n Hálá görüşüyor musunuz?

- Düzenli görüşmüyoruz ama görüştüğümüz zaman selamlaşıyoruz, öpüşüyoruz. Ben çok severim Semiramis’i. O da beni sever herhalde. Eski arkadaşlarımla da, eski karımla da hálá çok yakın dostuz. Ben onları hayatımdan çıkaramam.

n Sezen Aksu’nun dediği gibi "Ben kimseden gidemem" mi diyorsunuz?

- Gerçekten öyle. Eski karılarım, eski sevgililerim, eski arkadaşlarım, eski aktörlerim hep hayatımda duruyor. Kalabalık bir aile gibi yaşıyoruz.