Güncelleme Tarihi:
1 Aralık’a kadar görülebilecek sergi, hilyenin klasik grafik tasarımının yaratıcısı Hafız Osman ile Kazasker Mustafa İzzet, Mahmud Celaleddin ve eşi Esma İbret gibi hat sanatına yön vermiş birçok sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Yıldız Holding, ‘1400. yılında Kur’an-ı Kerim’ sergisinin ardından ‘Hat Sanatının Şaheserleri Hilye-i Şerîfeler’ sergisini de sanatveserlerle buluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle, Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nde açılan sergide, Topkapı Sarayı Müzesi ve Sadberk Hanım Müzesi’nden eserlerin yanı sıra Yıldız Holding Koleksiyonu gibi özel koleksiyonlardan biraraya getirilen 101 kıymetli Hilye-i Şerîfe bir arada görülüyor.
GÖRENLERİN GÖRMEYENLERE ANLATIMI
Türkçe’de ‘süs, ziynet, güzel sıfatlar, güzel yüz’ gibi anlamları bulunan hilye, ‘Hilye-i Şerif’, ‘Hilye-i Şerîfe’, ‘Hilye-i Saadet’ ve ‘Hilye-i Nebevi’ gibi isimlerle de anılıyor. Tam anlamıyla İslam edebiyatı ve hüsn-i hat sanatında Hz.Muhammed’in fiziksel özelliklerini, karakterini, tavır ve hareketlerini anlatan eserlere verilen genel isim olan hilyeler, aslen Hz.Muhammed’i görenlerin, onu göremeyenlere anlatımlarıdır. Eserler, Hz.Muhammed’in vefatından sonra onun nasıl biri olduğunu öğrenmek ve onu tanımak isteyenlerin çoğalması, onu tanıyanların, ona yetişenlerin bildiklerini anlatmasıyla oluşmuştur. İslam anlayışıyla bağdaşmadığına inanmaları sebebiyle, müslüman sanatkarlar, kutsal kimselerin resmini yapmaktan kaçınmışlar, Hz.Muhammed’in özelliklerini, onu tanıyanların tariflerinden yararlanarak yazıyla anlatma yoluna gitmişlerdir.
Hilye metinlerinin büyük bir kısmı Hz.Ali’den rivayet edilen metinlerdir ancak başka rivayetler de bulunur. Hz.Ali’nin rivayeti olan metnin tercümesi şöyle: “Peygamberimizin boyu ne çok kısa, ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa ne düz uzun saçlıydı; saçı, kıvırcıkla düz arasında idi. Yuvarlak yüzlü, duru beyaz tenli, iri ve siyah gözlü, uzun kirpikliydi. İri kemikli ve geniş omuzluydu. Göğsü, ortadan karnına kadar kılsızdı. İki avucu ve tabanları dolgundu. Yürüdüğü zaman, sanki yokuş aşağı iner gibi rahatlıkla ilerlerdi. Sağına ve soluna baktığında bütün vücuduyla dönerdi. İki omuzu arasında ‘nübüvvet mührü’ vardı. Bu onun son peygamber oluşunun nişanesi idi. O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu, en arkadaş canlısıydı. Kendilerini ansızın görenler, heybeti karşısında sarsılırlar, fakat üstün vasıflarını bilerek sohbetinde bulunanlar ise, O’nu her şeyden çok severlerdi.”
KÖTÜLÜKTEN KORUR BEREKET GETİRİR
Bulunduğu yeri kötülüklerden koruduğu, bolluk, bereket ve huzur getirdiğine inanılan hilyeler çeşitli boyutlarda yazılmış. Göğüs cebinde taşınabilenden, boyu iki metreyi aşanına kadar farklı ölçülerde görülebilir.
Hilyelerin yazılacağı, özenle seçilmiş kağıtlar genellikle sarıya çalar renktedir, açık yeşil kağıt üzerine yazılmış örnekler de bulunur. Hz.Muhammed’in sembolü olarak kabul edilen gül, tezhiplerde yaygın bir biçimde kullanılır. Klasik bir hilyede göbek kısmındaki metin dokuz satır, etek kısmındaki metin ise beş satırdır. Satır sayıları, tek sayı kuralı bozulmamak kaydıyla değişebilir.
Hz.Muhammed’in hilyesini yazmak ve tezhiplemek, hattat ve tezhip sanatını icra eden müzehhipler için onurdur, sanatlarını uygulamada ulaşacakları son mertebedir.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker
SADECE EKONOMİK DEĞİL, SOSYAL FAYDA SAĞLAMAKLA DA YÜKÜMLÜYÜZ
Yıldız Holding’in ülkemize katkısını sadece ekonomik faaliyetlerle sınırlı görmüyoruz. Topluma sosyal fayda sağlamak konusunda da yükümlü gördüğümüz Yıldız Holding’in bilhassa kültür ve sanat alanında özgün projelerde yer almasını gönülden destekliyoruz. 2010 yılında düzenlenmesine katkıda bulunduğumuz, ‘1400. Yılında Kur’an-ı Kerim Sergisi’nin sadece ulusal değil uluslararası düzeyde de ilgi görmesi, bizi kültür ve sanat projeleri konusunda cesaretlendirdi. Bu yıl da, yaşadığımız tecrübeden duyduğumuz şevkle ‘Hat Sanatının En Nadide Eserleri: Hilye-i Şerifeler’ sergisinin bir parçası olduk. Hilye sanatının en nadide örneklerini meraklılarıyla buluşturacak sergide, hilyenin klasik grafik tasarımının yaratıcısı Hafız Osman, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Mahmud Celaleddin ve eşi Esma İbret, Yahya Hilmi, Fatma Mevhibe Hanım, Hasan Rıza, Mehmed Aziz Rifai, Kamil Akdik, Hamid Aytaç gibi hat sanatının kıymetli isimlerinin değerli eserleri yer alıyor. Klasik üstat olarak adlandırılan bu isimlerin yanı sıra Hasan Çelebi ve Hüseyin Gündüz gibi çağdaş hat sanatçılarının kıymetli hilyeleri ile Faruk Taşkale’nin Hz.Muhammed’i sembolize eden gül çalışmaları da görülebilecek.
Hem yazan ve tezhipleyenler, hem de sanatseverler tarafından hilyeye duyulan yoğun ilgi, eserlerin Hz.Muhammed’in özelliklerini anlatıyor olmasından ve insanın ruhunu doyuran özel tasarımlarından kaynaklanıyor. Bulunduğu yeri kötülüklerden koruduğuna, o yere huzur ve bereket getirdiğine dair duyulan inanç nedeniyle de hilyeye ayrı bir önem gösteriliyor.