Güncelleme Tarihi:
Hem modellik hem de sunuculukta başarılı bir grafik çizen Ulusoy, özel hayatında yaşadığı mutluluğu da gözleriyle anlatıyor. Ulusoy, özel ve iş hayatına dair merak edilenleri All dergisine anlattı.
Ablanız Nilay Ulusoy benim üniversitede hocamdı. Çok güzeldi ve ona ne zaman iltifat etsek “Siz asıl benim kardeşimi görün” derdi.
- Öyle mi? Mütevazılık etmiş, asıl o çok güzeldir.
Nasıl oldu da bir ailenin iki kızı iki ayrı uçta meslekler seçti?
- Arkadaşlarımız çok dalga geçiyor zaten. “Bir tanesi akademisyen, diğeri manken, oyuncu, sunucu oldu” diye. Aslında benim bu mesleği seçmemdeki en büyük etken ablamdır. Güzellik yarışmasına girmemi ailede en çok o istemişti. 2001 yılında beni ısrarla, hatta zorla yarışmaya soktu. Yarışmada üçüncü olunca modellik yapmaya karar verdim. İki yıl okulumun bitmesini bekledim. 2003’te asıl modellik serüvenim başladı.
Acaba ablanız hep model olmak istedi, içinde ukde kaldı, sonra kardeşinin o hayali yaşamasını mı istedi?
- Sanmıyorum. O hiç denemedi böyle bir şeyi. Herhalde benim boyum daha uzun, fiziğim daha müsait diye. Potansiyeli gördüğü için önayak oldu.
Küçüklüğünüzde ailenizden “Ablanı örnek al” gibi baskılar gördünüz mü ya da kıyaslamalar yapılır mıydı?
- Hiç olmadı. Ben zaten babamın desteğiyle sanat okuyan bir öğrenciydim. Ortaokul ve lisede de bale yaptığım için sanatsal bir yöne doğru gittiğim belli olmuştu. Ailede mimar, doktor, mühendis, her şey vardı. Bir tane de sanatçı olması fikri babamın hoşuna gidiyordu. Dolayısıyla beni baleye başlattı.
“SURVIVOR” YARIŞMASI HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
“Survivor” birçok yarışmacının “Hayatımı değiştiren yarışma” diye ifade ettiği bir deneyim oldu. Sizin için de durum aynı mı?
- Aynen, benim için de öyle oldu. Hayatımda birçok şeyi değiştirdi. Hem kariyerim açısından bana çok büyük şanslar getirdi hem de psikolojik açıdan düşünme şeklimi değiştirdi. Orada birçok konuda düşünme, taşınma, hesap kitap yapma, kendini yargılama süreçleri yaşıyorsunuz. Çok büyük getirileri oldu.
Kariyeriniz dışında bizim görmediğimiz bilmediğimiz değişimler neler oldu?
- Biraz daha şükretmeyi öğrendim diyebilirim. Elimdeki şeylerin kıymetini bilmeye, biraz daha rahat olmaya, bardağın dolu tarafını görmeye, hayata daha pozitif bakmaya başladım.
Hem “Survivor” hem de “Yok Böyle Dans”, bilmediğimiz yeteneklerinizi görmemizi sağladı sanki. Ortaya çıkmayı bekleyen ne gibi başka yetenekleriniz var?
- “Survivor” ve diğer programlarla beni televizyon izleyicisi de tanıdı. Bu da çok büyük bir kitleye ulaşmak demek. Kendimi bu projelerle doğru tanıttığımı düşünüyorum. Dans yarışmasında başarılı olabilmem, bale geçmişimle çok alakalıydı. Gerçi bale ve salon dansları tamamen farklı alanlar olduğu için faydası kadar zararı da oldu ama tabii ki müzik kulağı ve ritim duygumun eğitimli olması işimi kolaylaştırdı. Aklıma şu an başka bir yeteneğim gelmiyor, belki zamanla ortaya çıkar.
GECE HAYATINI ÇOK ARAMIYORUM
Şu anki gündeminizi hangi sözcüklerle tarif ederdiniz?
- Huzurlu, heyecanlı, yoğun.
Ortalama bir gününüz nasıl geçiyor?
- Genelde en geç 9.30 gibi uyanırım. O gün vakit ayırabiliyorsam, mutlaka spor yaparım. Çekimim ya da röportajım varsa kuaföre giderim. Zaten İstanbul trafiğinde bir günde bir röportaj verip ancak eve gelebiliyorsunuz ya da kendinize vakit ayırabiliyorsunuz.
Araba kullanıyor musunuz?
- Ehliyetim var ama arabam yok, sevmiyorum.
Gece hayatını seviyor musunuz? Eğlenmek için çıktığınızda nerelere gidiyorsunuz?
- Epeydir eğlenmek için dışarı çıkmadım. Çok da aramıyorum açıkçası. En son bir ay önce Sedef Adası’ndaki Elio’ya gittim. Çok güzel ve keyif aldığım bir yer. Orada kendimi tatilde gibi hissediyorum.
KIYAFETE ÇOK PARA HARCIYORUM
Nasıl bir stiliniz var, sizin zevkinizi tutturmak zor mudur?
- Hayır, eğer beni iyi tanıyorsanız zor değildir. Yüksek topuklu ayakkabıları, mini şortları çok seviyorum. Daha spesifik bir şey yok. Yakıştığı ve bulunacağım ortamlara uyduğu sürece her türlü modeli ve her türlü tarzı giyebiliyorum.
Giyim tarzınız da saç kesiminiz de bugüne kadar çok değişti. Değişken bir zevkiniz mi var?
- Aslında o gün nasıl hissediyorsam öyle giyiniyorum. Bir gün çiçekli, böcekli daha hippi bir havaya bürünebilirken, ertesi gün siyah deriler ve zımbalarla ‘rock chic’ havasına girebiliyorum. Ama genel olarak kendi tarzıma derileri, zımbalı metal aksesuvarları yakıştırıyorum.
En çok neye para harcıyorsunuz?
- Kıyafete çok para harcıyorum. Hepimizin Topshop, Zara, Mango gibi hesaplı kaçış noktaları var tabii ki ama ayakkabı ve çantada biraz daha lükse kaçabiliyorum. Yine de yıllardır sezon indirimlerini mutlaka takip ederim. Ekonomik fiyatları yakalamaya çalışırım, araştırırım. Beğendim diye her şeye körü körüne atlamam. İnternetten de çok alışveriş yaparım.
Gardırobunuzda en çok neler var?
- Mini şort, tayt ve tişörtler.
MANAVDA YIRTIK JEAN’LİYİM DİYE ELEŞTİRDİLER
Rüküş olduğunuz yazılıp çizildiğinde bozuluyor musunuz?
- Hangi şartlar altında eleştirildiğim önemli aslında. Bir keresinde İstinye Park manavında yırtık jean’leyim diye eleştirildim. “Manava nasıl gidersiniz ki zaten?” diye düşündüm!
Eleştiriye açık biri misiniz?
- Eleştiriye açığım evet. Herkesin gözü farklıdır. Benim çok beğendiğim bir şeyi başka biri beğenmeyebilir o yüzden de eleştirilmekten rahatsız olmam.
Peki eleştirildiğiniz konuların üstüne düşünür müsünüz?
- Benim içime sinmişse, memnunsam çok da düşünmem açıkçası. Yakın dostlarım, ailem ‘tamam’ dediyse başkasının söyleyeceği şeyleri çok da fazla önemsemem. En çok ablamın fikirlerini, eleştiri ve yorumlarını dikkate alırım. Çok iyi gören bir gözü var her anlamda. Annem de onun gibi iyi akıl verir. Uğurkan Erez’i de dinlerim her konuda.
İLİŞKİMLE İLGİLİ YORUMLAR HUZURUMU BOZAMAZ
Yarın seyahate çıkıyormuşsunuz, nereye gideceksiniz?
- Los Angeles’a gidiyorum. Amerika’nın batı tarafına daha önce gitmemiştim. Yoğunluk başlamadan gidelim istedik.
Erkek arkadaşınızla mı gideceksiniz?
- Arkadaşlarımla gideceğiz.
Sabancı soyadlı biriyle beraber olmanın yarattığı spekülasyonlarla nasıl baş ediyorsunuz?
- Benim için her zaman yaşadığım şey ve karşımdaki insanla iletişimim önemlidir. O yüzden dışarıdan gelen hiçbir şeye kulak asmıyorum. Hiçbir yorum, düşünce huzurumu bozmuyor, çünkü ilgilenmiyorum.
Romantik bir çift misiniz, çiçekler böcekler havada uçuşuyor mu?
- Huzurlu ve mutlu bir çiftiz diyebilirim.
AİLE KURMAYA DAHA VAKİT VAR
Her an bize tekrar bir evlilik sürprizi yapma ihtimaliniz var mı?
- Şu an için kariyerime yoğunlaşmış durumdayım. Kariyerimi sağlam temeller üzerine oturtmaya çalışıyorum, o yüzden aile kurmanın daha vakti var diye düşünüyorum.