Güncelleme Tarihi:
Ege ve Trakya’da 5 Eylül’de etkili olan ‘Daniel Kasırgası’ Türkiye’de 8, Yunanistan’da 15, Bulgaristan’da 4 kişinin ölümüne neden olmuştu. Ardından Akdeniz’i aşarak Libya’nın doğusunu vuran kasırga, şiddetli yağışla birlikte bu bölgeyi su altında bırakan sellere neden oldu. Bu satırların yazıldığı sırada ölen insan sayısı 6.000’i geçmiş, kayıpların sayısıysa yine binlerle ifade ediliyordu.
Öte yandan geçen hafta 11-12 Eylül tarihleri için Antalya, Adana ve Mersin için de kasırga uyarısı yapılmıştı ancak Türkiye kıyılarını es geçip Libya’ya doğru yönelmiş ve ülkede şiddetli yağışlarla birlikte sel baskınlarına neden olmuştu. Yine son haberler kasırganın Mısır’a doğru ilerlediğini gösteriyor.
İklim krizinin sonuçlarını sadece seller ve yağışlar değil aşırı sıcaklarla da yaşıyor dünya. Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın 2022 yılı raporuna göre son altı yılda dünyada aşırı sıcakları en fazla yaşayan 10 ülkede açlık yüzde 123 arttı. Bu ülkeler; Afganistan, Burkina Faso, Cibuti, Guatemala, Haiti, Kenya, Madagaskar, Nijer, Somali ve Zimbabve. 7’si Afrika’da olan bu ülkelerde altı yıl önce açlıkla karşı karşıya olan insan sayısı 21 milyonu biraz geçiyordu. Günümüzde bu sayı 50 milyon kişiye dayanmış durumda. İşin çarpıcı tarafıysa bu yoksul ülkelerin bedelini ağır ödediği iklim krizine neden olan karbon emisyonlarının sadece yüzde 0,13’ünden sorumlu olması. Dünya ekonomisinin yüzde 80’inden fazlasını elinde tutan G20 gibi sanayileşmiş ülkeler bu 10 ülkeden 650 kat daha fazla emisyon değerine sahip.
İklim krizinin yaşanan yıkıcı sonuçlarına karşın zengin ülkelerin duyarsızlığı ve ikiyüzlülüğüyse her geçen gün biraz daha belirginleşiyor.
Örneğin zengin ülkeler, yoksul olanların iklim krizine hazırlanmaları için 2009 Kopenhag İklim Zirvesi’nde, 2020’den itibaren her yıl 100 milyar dolar vermeyi taahhüt etti. Birkaç ülkenin vaat ettiği katkıyı vermesi dışında bu para neredeyse hayal oldu.
ÖNGÖRÜLENLER YAŞANIYOR
Bu ikiyüzlülüğe bir başka örnekse geçen aylarda yaşandı. Zenginlik denince Batı’da ilk akla gelen ülkelerden olan İsveç, sağcı hükümetin iktidara gelmesinden sonra iklim kriziyle mücadeleden çekilme sinyalleri verdi. İsveç’in emisyonlarının artmaya başladığını belirten AB yetkilileri ve uzmanlar, İsveç hükümetini ‘yanlış yola sapmakla’ suçluyor. Buna karşın İsveç’in mevcut yönetimi ‘yeşil enerjinin, sıfır emisyonun’ hayal olduğu yönünde açıklamalarıyla gündeme geliyor.
İklim kriziyle mücadelenin öncülerinden olan Bill McKibben’ın yazdığı ‘Doğanın Sonu’ kitabının üzerinden 34 yıl geçti. Yaşadığımız hiçbir şey sürpriz değil. Kitapta öngörülenler neyse bugün aynen onlar oluyor ve katmerlenerek yaşanmaya devam edecek.
Bugün yaşadıklarımızı ve gelecekte olacakların gerçekliğini bilim artık tartışmıyor bile. Dünyanın her yerinden gelen veriler ve yaşananlar yıllardır biliminsanlarının söylediklerinin bir bir gerçeğe dönüştüğünü gösteriyor. Bu gerçeği yoksul ülkeler, insanlar canları pahasına yaşıyor. Bu nedenle iklim krizine karşı dünyanın dört bir yanında mücadele giderek yükseliyor. Dünyanın büyük bölümü tehlikenin farkında. İşin ciddiyetini kavrayamayanlarsa karar vericiler, günübirlik çıkarlar uğruna geleceği feda edenler. Ancak yine de sonucu halkların mücadelesi belirleyecek.
KISA KISA
Ateş karıncalarının istilası büyüyor
Hem ekonomik hem de biyolojik çeşitlilik açısından en tehlikeli istilacı tür sıralamasında 5’inci olan ateş karıncaları İspanya, Finlandiya ve Hollanda’dan sonra İtalya’ya yerleşti. Bu tür, bitkiler ve tarım ürünleri de dahil her türlü canlıya saldırıyor. Current Biology’deki makaleye göre Güney Amerika’dan dünyaya ticaret yoluyla yayılan türün çoğalmasında en büyük etkenlerden biri iklim krizi.
Bir canın bedeli 35 bin lira!
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce, 2023-2024 av turizmi uygulama talimatı ek kararı kapsamında ülke genelinde 225 yaban keçisi, 57 kızılgeyik, 17 çengel boynuzlu dağkeçisi, 17 karaca ve 1 Anadolu yabankoyununun avlanmasına izin verildi. Dünyanın en nadir canlılarından olan ve günümüz koyunlarının atası olarak kabul edilen Anadolu yabankoyununu avlama ücreti 675 bin lira olurken bir kızılgeyiğin can bedeli 35 bin lira olarak belirlendi.
Barajlar alarm veriyor
İstanbul’daki 10 barajın doluluk oranı son yılların en düşük seviyesine gerileyerek yüzde 26,32’ye düştü. Barajlardaki su oranında bu düşüşün başlıca aktörleri kuraklık ve normalin üzerindeki sıcaklıklar. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre son 12 aylık dönemde Marmara Bölgesi’nde şiddetli kuraklık yaşanıyor. Uzmanlar bu su miktarının tekbaşına İstanbul en fazla 2 ay yetebileceğini belirtiyor ve su tasarrufunun öneminin altını çiziyor.