Güncelleme Tarihi:
Sinemada görmeye alışık olduğumuz ‘baklava kaslı erkek’ imajından oldukça uzak. ‘Zarif’ diyebileceğimiz bir fiziği, dağınık dalgalı saçları, gözlerinin içine kadar yayılan kocaman bir gülümsemesi var. Timothée Chalamet’nin kendine has bir tarzı olduğu kesin.
Bazen onu rock-metal bir tişörtle röportaj verirken görüyoruz, bazen de iddialı bir tasarımla. Tıpkı bu senenin Venedik Film Festivali’nde giydiği sırt dekolteli takımı veya geçen cuma vizyona giren filmi ‘Kemikler ve Her Şey’in (Bones and All) tanıtımı için gittiği Roma’da taktığı inci kolyeler gibi. Chalamet bu androjen moda anlayışıyla İngiliz Vogue dergisine tek başına kapak yapılan ilk erkek oldu!
Kırmızı halının yıldızı
En çok konuşulan özelliği moda anlayışı olabilir ama onda çok daha fazlası var. Vanity Fair, Vogue gibi dergiler onu çoktan Z Kuşağı’nın favori aktörü ilan etti. İngiliz gazetesi Daily Mail “Z Kuşağı’nın James Dean’i” yakıştırmasını yapıyor. ‘Kemikler ve Her Şey’ filminin Milano’daki galasında, Chalamet’yi bir an olsun görebilmek umuduyla toplanan hayranların yarattığı kalabalık, kırmızı halı etkinliğinin yerel polis tarafından kapatılmasına sebep oldu. Onu böyle bir cazibe merkezi haline getiren yıldız tozunun kaynağı acaba ne olabilir?
Emlak komisyoncusu, eski Broadway dansçısı, Amerikalı Nicole Flender ve UNICEF editörü, Fransız Marc Chalamet’nin oğlu olarak 1995’te New York’ta doğdu. Ablası Pauline de oyuncu. Dayısı yapımcı, teyzesi prodüktör, anneannesi dansçı ve dedesi de senarist olan Chalamet’nin aslında sinemanın içine doğduğunu söylemek yanlış olmaz. Doğal olarak da sanat üzerine eğitim aldı. Birkaç reklam filminde oynadıktan sonra ilk oyunculuk deneyimleri ‘Sweet Tooth’ ve ‘Clown’ gibi kısa korku filmlerinde canlandırdığı rollerdi. Ardından ekranların popüler dizilerinde birkaç bölüm oynadı. Onu bir gişe filmi ‘Yıldızlararası’nda da (Inter-stellar-2014) gördük fakat asıl film eleştirmenlerinin dikkatini çektiği yapım ‘Beni Adınla Çağır’ (Call Me By Your Name-2017) oldu. Genç aktör performansıyla Akademi Ödülü’ne aday gösterildi.
‘Uğur Böceği-Lady Bird’ (2017) ve ‘Kral-The King’ (2019) de Chalamet’nin diğer başarılı projeleri arasında sayılabilir ama asıl geçen sene gümbür gümbür gelen ‘Dune: Çöl Gezegeni’ (Dune: Part One) kariyerinin dönüm noktası oldu.
Amerikalı yazar Frank Herbert’ın 60’larda yazdığı bilimkurgu kitaplarından sinemaya uyarlanan yapım, serinin fanlarının beğenisini topladı. Film gişede de oldukça başarı elde etti. Chalamet’nin canlandırdığı Paul Atreides’in yeni macerasını ‘Dune: Part Two’da
3 Kasım 2023’te izleyebileceğiz. Chalamet’nin geçen yıl rol aldığı ‘Don’t Look Up’tan (Yukarı Bakma) da bahsetmezsek olmaz. Zira burada birlikte rol aldığı Leonardo (DiCaprio) Abi’sinin ona verdiği öğütler çok önemli: “Ağır uyuşturucu ve süper kahraman filmleri yok.” Chalamet de şimdiye kadar bu kodlara uyuyor.
Biraz da Venedik Film Festivali’ndeki prömiyerinin ardından yaklaşık 9 dakika boyunca alkışlanan, yönetmeni Luca Guadagnino’ya En İyi Yönetmen ödülünü kazandıran ‘Kemikler ve Her Şey’den bahsedelim. Film ‘yiyiciler’ olarak tabir edilen iki yamyam gencin aşkına odaklanıyor. Chalamet filmde Lee adında, insan eti yiyen ama menüsünü kötülerden seçmeye çalışan bir genci canlandırıyor. Başrolü paylaştığı Taylor Russell (Maren) da oldukça etkileyici.
Aşk hayatında gizemli
Chalamet’nin gönül işlerine şöyle bir göz atacak olursak ünlü aktörün bu konuda gizemli takıldığını söyleyebiliriz. Tabii ki bu, dedikoduların çıkmasına engel değil. Örneğin en uzun soluklu ilişkisini, ‘Wonka’da koltuğunu devraldığı Johnny Depp’in kızı Lily Rose Depp’le yaşadığı söyleniyor. Şu sıralar yeni rol arkadaşı Taylor Russell’la birlikte anılıyor. İkilinin Instagram’da paylaştıkları sarmaş dolaş pozları, söylentilerin çıkış noktası. Ünlü aktörün bugüne kadar isminin birlikte anıldığı diğer isimler arasında Madonna’nın kızı Lourdes Leon, Meksikalı oyuncu-şarkıcı Eiza González, model Sarah Talabi de var...