Güncelleme Tarihi:
İnsan başka ülkeye gidince özgürlüğü biraz kısıtlanıyor. Hep refakatçiyle hareket etmek zorunluluğu hissediyorsunuz. Ama bu Almanya’ya ikinci gelişim, biraz özgüven oluştu bende. Aynı şehrin başka bir mahallesindeyim. Fakat ilk anda hissettiğim şey ‘Acaba burası Almanya değil mi’ idi. Etrafta ne var diye uygulamayı açıp yakınlardaki yerler butonunu tıkladım ve inanamadım. Meşhur Karadeniz pidesi mi istersiniz, Bursa iskenderi mi… Berber İsmet de buradaymış mesela. Hayretler içindeyim! Beş kuyumcu buldum, gelinlikçi hemen kapımda. Sevim Pastanesi’nin yanında Baba Dürüm varmış. Caddeyi geçince Türk isimli bir market. Daha neler, neler…
Evden çıkıp 30 metre kadar sola gittim ve kapı açıldı. Biri selam verdi, Türkçe, “Türk müsünüz” diye sordu. Azıcık keşif yapayım dedim ve bir bisiklete çarptım, çünkü elektrik direğine bağlanmıştı. Biraz ileride kaldırımın üzerinde duran bir çöp konteynerine değdi bastonum. İçimden ‘Gerçekten Türkiye’deyim galiba’ dedim.
Durağa gelince fark ettim, kapılar açılınca otobüs aşağıya iniyor ve yana eğiliyor, asfaltla bir oluyor.
Sonraki günlerde bir kimlik sorunu yaşadım. Gelmeden engelli kimliğimi burada kullanabilir miyim diye sormuştum ilgili bir kuruma. “Vatandaş değilsin, kullanamazsın” demişlerdi. Meğer bulunduğum eyalette geçiyormuş. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verdiği kimliği ve İstanbul dışında hiçbir işe yaramayan ulaşım kartımı göstererek otobüse bindim. Yanımda ekibimiz ve organizatörümüz. Sürücü tatlı bir üslupla benim ve hatta yanımda refakat eden kişinin de bilet almasına gerek olmadığını belirtti. Bir an otobüse binerken neden basamak çıkmadım diye düşündüm, herhangi bir rampa da koymadılar, duymadım. Kapı açıldı, yürüdüm ve girdim. Sonraki durağa gelince fark ettim, kapılar açılınca otobüs aşağıya iniyor ve yana eğiliyor. Yani neredeyse asfaltla bir mesafeye geliyor. Sürücünün inip rampa falan koymasına gerek kalmıyor. Bizim otobüslerin de bazıları böyleymiş, sordum da öğrendim.
Ama bir soru daha sormak istiyorum: Neden bizim engelli kimlik kartlarımızda birkaç kelimecik de olsa İngilizce hiçbir şey yazmıyor? Acaba yurtdışına çıkma ihtimalimiz hiç akla gelmemiş olabilir mi? Bir de her ihtimale karşı raporlarımızın bir İngilizce kopyası olmalı bence yanımızda. Oralarda başımıza bir şey gelirse ve ihtiyaç olursa diye...