Yönetmelik yayımlandı: Karamel için endişeler arttı

Güncelleme Tarihi:

Yönetmelik yayımlandı: Karamel için endişeler arttı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2024 07:00

Sokak hayvanlarına ilişkin düzenlemeleri içeren yasanın yönetmeliğinin Resmi Gazete’de yayımlanması konuyla ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Hukukçular, yönetmeliğin yasadan daha ‘endişe verici’ olduğunu söylerken hayvanseverlerse mahallelerinin ‘maskot’ları olarak gördükleri köpekleri ve kedileri için kaygılılar.

Haberin Devamı

TBMM Genel Kurulu’nda 30 Temmuz’da yapılan oylamada kabul edilerek Meclis’ten geçen 17 maddelik ‘160 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ 2 Ağustos’ta yürürlüğe girmişti. Yasanın uygulama yönetmeliğiyse 13 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelikteki tartışmalı maddeleri (Hayvan Hakları Aktif Güç Birliği Platformu) HAYTAP Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat ve Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Tuğba Gürsoy değerlendirdi.

Yönetmeliğe göre bundan sonra hayvan sahiplenmek isteyenler, ‘634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ kapsamındaki yönetim planını ve bu doğrultuda bağımsız bölümde köpek bulundurabileceğine dair yöneticiden temin edilen izin belgesini ilgili kurumlara teslim etmeden hayvan sahiplenemeyecek. Avukat Tuğba Gürsoy bu gelişmeyi “Popülasyon kontrolü öncelikli bir yasa çıkarıp yönetmeliğe böyle bir maddenin eklenmesi yetki aşımına sebep olur. Yönetmelikler yasaları genişletmez, rehber kitap niteliğindedir. Ancak bu yönetmelikte aksine durumlar var. Yasayı aşan bir şekilde yeni bir yasama gibi. Bahsi geçen madde hem hayvan sahiplenmek isteyen kişilerin işini zorlaştıracak hem de sahiplendirme oranlarını düşürecektir” şeklinde değerlendirdi.

Haberin Devamı

Av. Ahmet Kemal Şenpolat ise yönetmelikte yeterince açıklanmayan iki büyük sorundan bahsetti; köpek ticareti ve kısırlaştırma: “Şelale akmaya devam ettiği sürece sokaklarda köpek olacak. Yani bu hayvanlar öldürülse de bakımevine koyulsa da köpek ticaretinin önüne geçilmedikçe sonu gelmeyecek. Yönetmelik de ne yazık ki bu noktada çok eksik. Köpek çiftliklerinin kapatılmasına ya da bu ticareti sınırlandırmaya dair hiçbir madde yok. Aynı şekilde öncelik olması gereken kısırlaştırma da yeterince ele alınmamış. Ötanazi kelimesini yumuşatmak için adına ‘tedbir’ dediler. ‘Öldürmekten bahsetmeyeceğiz’ dediler. Şimdi yönetmelik yayımlandı ve biz sürekli öldürmeyi konuşuyoruz. Öldürerek popülasyon düşmeyecek. Öncelik her zaman kısırlaştırma ve üretimin önüne geçmek olmalı.”

Yönetmelik yayımlandı: Karamel için endişeler arttı

Haberin Devamı

‘Pratik olarak uygulanabilir değil’

Yönetmelikte sunulan çözümlerin maliyetine de dikkat çeken Şenpolat, yasanın pratik olarak uygulanabilir olmadığını savundu: “Hayvanları sokaktan toplayıp koyabileceğimiz bir yer yok. Yeni bakımevleri yapılsa dahi buradaki tüm hayvanların sahiplendirildiği ideal senaryoda bile bu yöntem zarara sebep olacak. Yeni yapılan ve boşalan bakımevleri sonrasında kullanılamayacak. Biz de sokaklarda hayvan olsun istemiyoruz ama yöntemi yönetmeliktekiler değil.”

 “Konuyu doğru ele almazsak ekolojik dengeyi bozacağız, biliminsanları buna ‘vakum etkisi’ diyor”

Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Tuğba Gürsoy, konuyu en başından ele alarak sokak hayvanları yasasının her şeyden önce ‘bilimsel bir mesele’ olduğunu ifade ediyor ve yönetmeliğin ‘yanlış’larını anlayabilmek için önce buradaki sorunu doğru tespit etmemiz gerektiğini söylüyor: “Dünyada milyonlarca tür var. Hepsinin varoluşunun bir sebebi var. Eğer bu konuyu doğru ele almazsak en başta ekolojik dengeyi bozacağız. Buna biliminsanları ‘vakum etkisi’ diyor. Şöyle düşünebilirsiniz; üç farklı halka var ve en içteki ilk halka kentte insanlarla teması olan evcilleşmiş hayvanları temsil ediyor. Biz eğer bu hayvanları bulundukları yerden alıp, toplatıp, öldürüp onları doğal ortamından uzaklaştırırsak dengeyi bozarız. İkinci halka kente iner ve bu halkadaki hayvanlar insandan daha uzak bir halkayı temsil eder. Diyelim bu kez ikinci halkayı uzaklaştırdık, bu sefer üçüncü halka yani yabani hayvanlar kente iner ve biz tüm dengeyi bozmuş oluruz. Bir süre sonra da bu durum önüne geçilemez bir hal alır.”

Haberin Devamı

Mahallenin maskotu

Onlar adına konuşuyor, karar veriyor ve uyguluyoruz. Acaba köpekler dile gelseydi tüm bu yaşananları nasıl yorumlardı? Bunu bilmenin bir yolu yok ama onları ‘tanıyan’ birinden dinlemek fikir sahibi olmamıza yardımcı olabilir. Biz de bu amaçla yola çıktık ve yolda Karamel’e rastladık. Karamel 5-6 yaşlarında, hareketli mi hareketli, ‘muzır’ bir köpek. Kartal’daki Soğanlık Yeni Mahalle’nin adeta maskotu. Mahalle sakinleri nereden geldiğini bilmiyor, küçücükken bir gün burada ‘belirmiş’. Son beş yıldır mahallede yaşıyor.

Karamel’i en iyi tanıyanlardan biri Sibel Büyükpatır Yavuz. Kendisinin çevre konutlarda oturan hayvanseverlerle oluşturduğu küçük bir grubu var. Mahalledeki kedi ve köpekleri besliyor, ihtiyaçlarını gideriyor ve aşılarını yaptırıyorlar. Sibel Hanım, Karamel’i şöyle anlatıyor: “Enerjik, her hayvanla anlaşabilen, mahallesini koruyup kollayan, mutlu bir köpek Karamel. Dışarıdan gelen köpekleri asla mahalleye sokmaz. Kendini sevdirmekten pek hoşlanmasa da sizi tanıyorsa mutlaka yanınıza gelir, görüş mesafesinde tutar sizi ve izler. Çok iyi bir gözlemcidir. Oyuncu da aynı zamanda. Çevre sitelerde oturan, çok sevdiği köpek arkadaşları var, onları görünce hep oynamak ister, yanlarına gider. Herkes de tanıyıp sevdiği için sitelere giriş-çıkış izni vardır. Bilirler ki mutlaka bir arkadaşını görmeye gelmiştir!”

Haberin Devamı

Karamel, mahallenin bir köşesinde onun için yapılmış bir kulübede kalıyor. Ona her gün özel mama hazırladıklarını anlatıyor Sibel Hanım: “Karamel kuru mama yemeyi sevmiyor. Hal böyle olunca biz de her gün ona özel yemek hazırlamaya başladık. Çiğneme kemiği de  alıyoruz. Onda da her markayı sevmiyor. Gördüğüm en seçici köpek.”

Tüm mahalleli tanıyıp sevince Karamel’in işi de daha kolay oluyor. Mahallede her gün birileri Karamel için ‘bir şey’ yapıyor. Kimi mamasını, suyunu veriyor, kimi de seveceği kemik markasını bulmak için her gün yeni bir sürprizle kapısını çalıyor. Ayrıca kimse Karamel’e selam vermeden mahalleden ayrılmıyor. Karamel ise her sabah aynı yerde  çocukları okula uğurluyor.

Haberin Devamı

Karamel’e özel yemek hazırlayan, ilacını veren, bir sıkıntısı olduğunda anlayıp çözen insanlar yayımlanan yönetmelik yüzünden bir yandan da onun için her zamankinden daha çok kaygılılar. Sibel Hanım endişesini şu sözlerle dile getiriyor: “Karamel’in evi burası. Mahallenin çocuklarıyla birlikte büyüdü, büyüyor. En büyük endişemiz ondan koparılmak. Yasanın sınırlarını kestirmek mümkün değil. Yayımlanan yönetmelikle birlikte endişelerimiz daha da arttı çünkü hayvanseverlerin söz hakkı yok. Karamel’i hiç tanımayanlar onun hakkında karar verip uygulayacak. Biz endişelenmeyip ne yapalım?”

BAKMADAN GEÇME!