Güncelleme Tarihi:
Hjortur Smarson, 2009’da İzlanda’da kapanan bir fast food zincirinin son hamburger ve patates kızartmasını alıp müzeye bağışladı. Üç yıl sonra yer olmadığı için yemek iade edildi. Hiçbir bozulma belirtisi göstermemişti! Smarson son üç yıldır da yemeği kendi otelinde sergiliyor. Hamburger de patatesler de ilk günkü gibi!
Amerikalı David Whipple da 1999’da aldığı hamburgeri 15 yıl boyunca sakladı. Mucizevi biçimde taptaze duruyor!
Çocukken, bir doktor tanıdığımız, beni vazgeçirmek için kolanın içine bir parça et atıp bekletmiş, et zamanla erimeye başlamıştı. Normal bir sonuçtu aslında, zira kolada asit vardır. O yıllarda, gelecekte ne çöpler yiyeceğimizi bilmediğimiz için “Vay be” demiştik. Gazozun kapağını açıp ortada bırakınca içine karınca sürüsü üşüşürdü o zamanlar. Çünkü gazozlarda, tatlılarda, reçellerde pancar şekeri vardı. Reçeller yedi-sekiz ayda şekerlenirdi. Üç sene önce aldığım bir Amerikan akçaağaç şurubunu ise dün buldum. İlk günkü kadar enfes! Dedemden ev kalsa şimdiye çürümüş olurdu ama “Jemima Teyze’nin Akçaağaç Şurubu”nu birkaç kuşak sonrasına ilk haliyle bırakabilirim!
Benim benzer testlerime göre:
Gerçek yoğurt dört günde ekşiyor, hakiki süt bir haftada bozulup kokuyor, organik fındık-ceviz bir ayda böcekleniyor, ev yapımı ekmek yedi günde küfleniyor, köy peyniri tuzsuzsa on günde yeşilleniyor, organik sebze ve meyveler on günde çürüyor.
Ne yediğinize dikkat edin gözünüzü seveyim. Bu gıdalar “gerçek yiyecek” olduğu için sizden başka canlılar da kendileriyle ilgileniyorlar. O hamburgerlere ise bakteriler bile yüz vermiyor.
Küf, böcek, kurt, güve, bakteri, iyi gıdayı bizden daha iyi tanıyor.