Güncelleme Tarihi:
Osmangazi İlköğretim Okulu’nda okudum. Tamı tamına 29 yıl önceydi. Bugün de aynı isimle eğitim veren okulumla hâlâ aynı mahallede oturuyorum. Okulun ilk 80 öğrencisinden biriydim. Bahçesindeki ağaçları bile biz dikmiştik. Müdür yardımcısı Mahmut Hocamızla birlikte bir hafta sonunda girişmiştik bahçe düzenlemesine. Şimdi o akasyalar kocaman oldu.
Okul yeni açıldığı için hiç okuma yazma bilen öğrencisi yoktu. Müdürümüz de sonradan gelmişti. İlk bayrak törenimizde İstiklal Marşı’nı üç öğretmenimiz okumuştu. Törenlerde söyleyebileyim diye marşımızı okuma yazmadan önce öğrendim. Aynı senenin ikinci yarısında yakın çevredeki diğer okullardan yeni öğrenciler geldi ve okul doldu. Biz 1-B sınıfıydık.
Okulun ilk öğrencilerinden biriydim. Bahçesindeki ağaçları biz dikmiştik. O akasyalar şimdi kocaman oldu.
Geçen gün bu sınıftan bir arkadaşım bize ulaştı. Bir WhatsApp daveti gönderdi. Ben de hemen katıldım gruba. Sanki zil çalmıştı ve ders başlıyordu. Tüm o eski arkadaşların isimleri belirmeye başladı. Öğretmenimiz de geldi. Sarıldık mesajlarla birbirimize. Anılar anlatıldı, geçmiş yâd edildi. Önce takip ettim mesajları, yazmadım uzun bir süre. Kim yazarsa onu kafamda canlandırmaya çalışıyorum ve hatırladıkça mutlu oluyorum. Bir süre sonra içlerinden biri “Seni hatırlayamadım” dedi ve ben de kısa bir ses kaydı paylaştım. Minik bir anıdan bahsettim. “Hah tamam, sen şu kibar çocuktun” dedi, güldük.
Bir süre sonra izin isteyenler oldu. “Çocukları yatıracağım” diyenler vardı. Acaba öğretmenimiz ne hissediyordu yazışmaları okurken? Hiç yorum yapmamıştı. Saat iyice geç olunca hepimiz sustuk, okul bir anda dağıldı. Tabii ki bundan sonra iletişimimiz devam edecek diye düşündüm.
Neredeyse çeyrek asırdır karşılaşmadığım insanlar, belki bazıları hâlâ aynı mahallede oturuyor. Fakat nedense onlara artık bir görme engelli olduğumu söyleyemedim. Sanki üzülürler gibi geldi ve o anki neşemiz bozulur diye korktum. Belki yanlış yaptım ama çok mutlu bir akşam yaşadım. Hiçbirinin yüzünü bugün göremesem de yaşadıklarımı hiç unutmadığımı anladım. Yaklaşık 30 yıl öncesinde arkadaşlık kurduğum insanları, çocuk yüzlerini hayal ederek dinledim. Belki buradan okuyanlar vardır, hepsine tekrar selamlar. “Harun çok konuşuyor, hiç susmuyor” diyen öğretmenimin de ellerinden öpüyorum…