Yerli ekranda öne çıkanlar

TAHAMMÃœLSÃœZLÃœK

Uyarlama listede adını geçirdiğimiz birçok dizi bugün ekranda yok. Orijinal dizilerden de sezon bitmeden final gören çok. Büyük umutlarla başlayan ve büyük emekler harcanan işler acımadan iptal giyotinine gönderiliyor. Bunda kâğıt üstünde iyi duran ama ekranda işlemeyen hikâyeler, kimyası tutmayan oyuncu eşleşmeleri ve üzerinden neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen hâlâ sırrına vâkıf olunamayan reyting sisteminin de etkisi var. Ancak en büyük sebep tahammülsüzlük. Ne kanalların reytingsizliğe, ne yapımcıların parasını çıkarmayan işe ne de vakti az-seçeneği çok seyircinin bin kere izlediği dizilerin benzerine tahammülü var. Çabuk sıkılıyor, çabuk harcıyoruz. Gerçek hayat bizim tahammülümüzü zorlarken bizim de kötü diziye tahammülümüz kalmadı.

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

Sonu gelmeyen kadın cinayetleri, kadına yönelik psikolojik, fiziksel ve finansal şiddetin gün geçtikçe artması ve suçluların yeterli cezayı almamasına duyulan toplumsal tepki, seyirciyi cevval savcı ve avukatların hikâyelerine yöneltiyor. ‘Son Yaz’ ile başlayan, ‘Evlilik Hakkında Her Şey’ ve ‘Mahkûm’ dizileriyle devam eden trendin en başarılı temsilcisiyse savcı Ilgaz ve avukat Ceylin’in hikâyesine odaklanan drama ‘Yargı’.

TRAVMA HİKÂYELERİ

2020’de ‘Masumlar Apartmanı’ ve ‘Kırmızı Oda’ ile başlayan gerçek hayat hikâyelerinden uyarlanan travma dizisi trendi
bu yıl da yüksek reytingli ‘Camdaki Kız’ ile devam ediyor. Travma tarihi kabarık, ancak ekonomik imkânsızlıklar ve toplumsal önyargılar etkisiyle psikolojik yardım alma seviyesinin düşük olduğu ülkemizde bu diziler hem bedava teşhis aparatı hem de ‘vah vah neler var’ işlevi görüyor. Psikolojik sorunların romantize edilmesi riskiyse bu işlerin yumuşak karnı.

AZINLIKLARIN TEMSÄ°LÄ°YETÄ°

Dünya hem kamera önünde hem arkasında eşit ve doğru temsiliyete dayalı bir sistem kurmaya çalışıyor. Yerli ekrandaysa azınlıkların yok sayıldığı, karikatürleştirildiği ya da düşmanlaştırıldığı bir düzen var. Bu yılın en beğenilen dizilerinden ‘Kulüp’ ve ‘Üç Kuruş’ bu düzeni yıkmaya aday. Türkiyeli Yahudi toplumunun hayatını gözler önüne seren ve 6-7 Eylül olaylarını ekrana taşıyan ‘Kulüp’ ve kamerasını Roman toplumuyla ötekileştirilen kahramanlara çeviren polisiye-aksiyon ‘Üç Kuruş’, dileyelim ki uzun bir yolculuğun ilk adımlarını atmış olsun.

YENÄ° SESLER

2021 yeni yazarlardan özgün işlerin parladığı bir yıl oldu. Oyunculuğuyla tanıdığımız Devin Özgür Çınar’ın yazdığı ‘10 Bin Adım’, Deniz Tezuysal’ın yazdığı ‘Bonkis’ ve Feyyaz Yiğit ile Aziz Kedi’nin yazdıkları ‘Gibi’, kısa süreleri, bireyci ve gündelik hayata dair taze hikâyeleriyle, bıktırmış yerli dizi formüllerinden tatlı bir kaçış sundu. Dijital platformlarda yayımlanan diziler hem ulusal kanallardaki komedi açığını kapattı hem de umudu kırık seyirciye ‘demek ki yapılabiliyormuş’ hissini yaşattı. (‘10 Bin Adım’ sadece bir gün farkla 2020’de başlamış olsa da listeye girdi)

BÄ°TMEYEN UYARLAMALAR

Türkiye tüm dünyaya dizi ihraç eden sayılı ülkelerden. Buna rağmen 2021’de yerli ekran uyarlama dizilerle doldu taştı. Uyarlama olduğunu söylemeyen uyarlamalar da listeye dahil elbette. ‘The Affair’ uyarlaması ‘Saklı’, ‘Poldark’ uyarlaması ‘Aziz’, ‘The Split’ uyarlaması ‘Evlilik Hakkında Her Şey’, ‘Liar’ uyarlaması ‘Yalancı’, ‘Mistresses’ uyarlaması ‘Yalancılar ve Mumları’ listenin başında. Anlatım dili ve kültürel kodlarıyla Türkiyeli dizilere benzerlik gösteren Güney Kore ve Japon dizileri de ayrı bir kategori: ‘Cunning Single Lady’ uyarlaması ‘Aşk Mantık İntikam’, ‘Marriage Contract’ uyarlaması ‘İkimizin Sırrı’, ‘Innocent Defendant’ uyarlaması ‘Mahkûm’ ve ‘Oasis’ uyarlaması ‘Misafir’ bu seneki Asyalı dizilerimiz.

Â