Güncelleme Tarihi:
İkisinin de setinin olmadığı bir gün buluşmak üzere sözleşiyoruz. Su Burcu Yazgı Coşkun 17, Onur Seyit Yaran 27 yaşında. Gençlik enerjileri hemen etrafı sarıyor. Uzun süredir birlikte oynadıkları için artık çok yakın dostlar, sürekli şakalaşıyorlar. Sosyal medyayı da çok iyi
kullanıyorlar. Çekim sırasında paylaştıkları bir fotoğrafa, sevenlerinden binlerce tweet’le karşılık geliyor: “Anında kendimizi trend listesinde buluyoruz.” Dahası Yazgı, bu sene Altın Kelebek’te Yıldızı Parlayanlar ödülünü kucaklayacak. Onur En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde finale kalan isimlerden. Çift olarak da
adaylıkları var. Başarılarının en güzel noktasındaki gençlerle başlıyoruz sohbete...
*Dizideki isimleriniz Asiye ve Doruk. ‘Asdor’ adında büyük bir fan kitleniz var. Sosyal medyada sürekli gündemsiniz. Paylaştığınız bir fotoğraf bile sevenlerinizi heyecanlandırmaya yetiyor. Nasıl başardınız bunu?
Onur Seyit Yaran: İşin içerisinde bulunduğumuz her andan büyük bir keyif alıyoruz. Sahnelerimiz üzerine çok çalışıyoruz. Bazen dizinin içindeki bir hikâyeyi değil de
kendi hikâyemizi anlatıyor gibi düşünüyoruz. Bu seyirciye yansıyor, biz de bundan büyük mutluluk duyuyoruz.
*Bu kadar sevilmenize rağmen hakkınızda çok detaylı bilgi de yok. Hadi sizi tanıyarak başlayalım...
Yazgı Coşkun: Annem ev hanımı, babam serbest meslekle uğraşıyor. Ama ben çocukluğumdan beri sanata ilgiliymişim. Enstrüman çalmaya çalıştım, dans ettim ama en çok yatırımı oyunculuğa yaptım, eğitimler aldım. Hâlâ da eğitime devam ediyorum. Zaten bu işe de
5 yaşında başladım.
*Çok küçükmüşsün... Bu kararı o yaşta sen mi verdin?
Yazgı Coşkun: Ailem beni zorla götürmedi tabii, ben o zaman da televizyon izleyip oradaki oyuncular gibi olmak istiyordum. Sonra ısrar etmişim. Yaptığım şeyi sevmeye devam ettikçe de burada kaldım. Şimdi Pera Güzel Sanatlar Tiyatro Bölümü son sınıftayım.
*17 yaşındasın. Sete gidiyorsun, dizin yayımlanıyor, gündem oluyor. Altın Kelebek kazanıyorsun...
Ve ertesi gün okula gidip derse giriyorsun. Zor olmuyor mu?
Yazgı Coşkun: Okulda da tiyatro oynuyoruz. Yine sahneye çıkıyorum. Hayatımda çok büyük bir değişim olmuyor yani. Öğretmenlerim de çok anlayışlı.
*Onur senin maceran nasıl başlıyor?
Onur Seyit Yaran: Annem ev hanımı, babam tekstille uğraşıyor. Bizde de ailede sanatla uğraşan kimse yoktu. Önce izlediğim filmleri taklit etmeye başladım. Aslında eskiden futbol oynuyordum ama hep sahnede olmak istiyordum. Yani içimde böyle bir heyecan, heves vardı. Hep hissediyordum kamera önünde olacağımı, bir şekilde yeteneğimi göstereceğimi. Oyunculuk eğitimiyle başladım, sonra da devamı
geldi zaten.
*Sen hangi okulda okudun?
Onur Seyit Yaran: Haliç Üniversitesi’nin spor akademisinde okuyordum, bırakıp İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne geçtim. Bu arada okuduğum okuldan da ödül kazandım. Bu inanılmaz bir şey benim adıma.
*İsimleriniz ne kadar uzun...
Onur Seyit Yaran: Brezilyalı forvetler gibi, değil mi (gülüyor)?
*Evet. Özellik Su Burcu Yazgı Coşkun. Neden üç isim seçmişler?
Yazgı Coşkun: Herkes kendi istediği adı koymak istemiş.
Ablamın adı Suzan, uyumlu
olsun diye ‘Su’ demişler, babamın adı Burhan, ‘Burcu’ oradan üretilmiş. Ama ben Yazgı’yı kullanıyorum. Uzun ama bence tam star ismi gibi (gülüyor).
Arkadaş konusunda daha seçici olmak gerekiyor
*Üç senede hayatınızda neler değişti?
Yazgı Coşkun: Ben zaten çok dışarı çıkan insan değildim, mekân mekân gezmeyi, dışarıda eğlenmeyi çok sevmem, o yüzden çok kısıtlanma durumu olmadı benim için. Tabii güven konusunda sıkıntılar oluyor, özellikle arkadaş konusunda, arkadaş kazıkları oluyor… Arkadaş konusunda daha seçici olmak gerekiyor.
Onur Seyit Yaran: Bu işten önce izole yaşamaya alışmıştım. Geçmişten tanıdığım arkadaşlarımla bir grup oluşturdum, dört-beş arkadaşım var lise ve üniversiteden. Hayatıma yeni sokacağım insanlar konusunda ben de aynı şeyi düşünüyorum, zaten yalnız kalmaya alışığım. Bence insan ne kadar yalnız kalırsa kişisel gelişimine o kadar odaklanıyor.
*Oyunculuk sizin için ne kadar ‘şöhret olmak’ demek?
Onur Seyit Yaran: Benim için şöhretle bağlantısı yok, oyunculuk tamamen keyif aldığım ve içinde bulunmaktan mutluluk duyduğum bir meslek. Bu işi mesleğim olduğu için ve sevdiğim için yapıyorum. Popülarite bunun getirisi sadece.
Yazgı Coşkun: Bazı insanlar ünlü olmak
ister, hangi yönden ulaşacağını düşünür. Şarkıcı mı olsam, oyuncu mu olsam…
Benimki öyle değil. Oyunculuk benim
mesleğim, her şeyim gibi.
*Yani siz ‘star’ değil ‘iyi oyuncu’ olmak istiyorsunuz…
Onur Seyit Yaran: : Her ikisi de olmak tabii isteğimiz.
Yazgı Coşkun: Kim istemez ki!
Onur Seyit Yaran: Önce iyi bir oyuncu olmak, sonra devamında diğer şeyler, bunlar bir paket halinde.
Her takipçisi yüksek oyuncu başarılıdır demek değil
*Instagram’daki takipçi sayınız 3 milyonu geçmiş. Bu kadar insan tarafından gözleniyor olmak nasıl bir şey?
Yazgı Coşkun: Şöhret gelip bizi aniden bulmadı, biz bunun için çabaladık, bunu istedik ve bunun geleceğini biliyorduk,
o yüzden korkacak bir şey yok. Tabii bazen korkunç şeyler olabiliyor ama yine de sevdiğimiz mesleğin doğal sonuçları.
Onur Seyit Yaran: Ben de aynı şeyi
düşünüyorum; bu işin doğal sonuçları bunlar. Bir şekilde bunun olmaması problem gibi geliyor. Ne kadar sevgi varsa demek ki iş
o kadar onaylanıyor.
*Ne gibi korkunç şeyler?
Yazgı Coşkun: Mesela yakınlarımıza, ailemize mesajlar gidebiliyor.
Onur Seyit Yaran: Sevgi paylaştıkça güzel ama bazen abartılı durumlar olabiliyor.
*Bir yandan da acayip iltifatlar geliyor size, aldığınız en garip iltifat neydi?
Onur Seyit Yaran: En favorim; ‘Sen yeşil yeşil baktığın sürece bizim ağaca, ormana ihtiyacımız yok’ (gülüyor).
Yazgı Coşkun: Bana ‘ölürüm, biterim, deliririm’ gibi şeyler geliyor.
*Takipçi ve başarı doğru orantılı mıdır?
Onur Seyit Yaran: Hayır. Bunun göz önünde bulunmak ya da popüler alanlarda olmakla ilgisi var, yoksa her takipçisi yüksek oyuncunun başarılı olduğu anlamına gelmez.
Yazgı Coşkun: Doğru orantılı değil tabii; sadece popüler olduğu için, güzel olduğu için takip edilenler de var.
Onur Seyit Yaran: Bir de mesela ben ünlü değilim, ben popülerim…
*Kim ünlü peki?
Onur Seyit Yaran: Ünlü Hülya Avşar’dır, Sibel Can’dır, herkesin ismini ezbere bildiğidir. Biz sadece popüleriz gibi geliyor bana. Eğer bu popülaritenin uzun sürmesini istiyorsak çok çalışmalıyız.
Kolumdaki tokayı iki ayrı kıza ithaf etmiştim
*Çok tatlı partnerlersiniz ama siz bu partnerlik işini abarttınız mı biraz… Onur senin bileğinde hâlâ Asiye karakterinin tokası var?
Onur Seyit Yaran: Hoşuma gidiyor, bu biraz da işi sahiplenmek gibi. Yedinci bölümde bir sahnede Asiye saçlarını topluyordu, Doruk onun saçları açıkken daha güzel olduğunu görüyor ve tam şarkı yarışmasına çıkmadan önce Asiye’nin saçını açıp tokasını kendi bileğine takıyor. Lisede falan bu bir mesajdır aynı zamanda, onunla ilgili bir şeyi taşımak istersin. Ben de bileğimde aynen muhafaza ettim, yazın denize girerken bozulmasın diye çıkardım sadece. Mesela diğer bileğimdeki bileklik de bir izleyicimizin hediyesi. Birine ait bir şeyleri üstümde taşımayı, anısını saklamayı seviyorum.
*Sana lisedeyken hiç tokasını veren oldu mu?
Onur Seyit Yaran: Olmuştu, hatta kolumdaki tokayı iki ayrı kıza ithaf ettiğim oldu (gülüyor).
*İki kıza aynı anda mı âşıktın?
Onur Seyit Yaran: Yok, flörtleştiğim bir dönemde, o zamanki gençlik heyecanı…
*Sizce nasıl partnerlersiniz?
Yazgı Coşkun: Sette “Kestik” dendikten sonra da diyaloğunuzun iyi olması, iyi anlaşmanız size yansıyor. Sahnelerden önce kolayca konuşabildiğim biri, o yüzden benim için kolaylık Onur.
Onur Seyit Yaran:Biz mental olarak birbirimizin eksiğini çok iyi biliyoruz. Neye üzülebileceğimizi, neyin eksik olduğunu… Onun mutsuz olduğu yerde ben devreye giriyorum, benim düşük olduğum yerde de o…
Yazgı Coşkun: Hemen birbirimizi yükseltmeye çalışırız.
*Birbirinizde uyuz olduğunuz hiç mi bir şey yok?
Onur Seyit Yaran:İşle alakası olmayan konularda birbirimizle zıtlaştığımız oluyor ama bunlar ufak tefek fikir ayrılıklarıyla ilgili.
Aşkta statü farkı olmaz
*‘Kardeşlerim’de canlandırdığın Doruk karakteri zengin aile çocuğu, Asiye ise maddi durumu daha düşük bir kız… Sizce aşkta statü, zenginlik farkı olur mu?
Onur Seyit Yaran: Olur ama olmamalıdır. İki kalp birbirini seviyorsa Asiye ve Doruk gibi hiçbir şeyi engel görmemeli. Ama maalesef günümüzde böyle engeller var gibi sanki.
Yazgı Coşkun: Bence de aşkta statü farkı olmaz, gü-
nümüzde bunun zor olduğunun farkındayım ama ben
bu konularda biraz daha eski kafalıyım.
*Peki, bu hikâyedeki gibi, aşk insanları değiştirir mi?
Onur Seyit Yaran: Bence aşk insanı değiştirir çünkü bencilliği bırakıp karşındaki insanı da düşünmeye başlarsın ve fedakârlık başlar. Benim de aşkla değiştiğim zamanlar oldu.
*Sizce hangisi daha kötü, hiç âşık olmamak mı, her aşkın kötü bitmesi mi?
Yazgı Coşkun: Kesinlikle her aşkın kötü bitmesi.
Onur Seyit Yaran: Bence hiç âşık olma, daha iyi... Kötü bitince ben üzülürüm, dertsiz başımıza dert almayalım.
Birbirimize kamyon arkası yazılar atıyoruz
*Güzelliğin başarınızda ne kadar etkili olduğunu düşünüyorsunuz?
Yazgı Coşkun: Benim için sıfır. Çünkü Asiye hiç güzel olması gereken bir karakter değil, hatta ‘Asiye’yi güzel giydirin’ diye çok duyuyorum.
Onur Seyit Yaran: Sana ‘İspanyol paça’ diyorlar.
Yazgı Coşkun: Evet, ama ben böyle bir karakteri canlandırdığım için mutluyum. Çabamı karakterime göre şekillendiriyorum.
Onur Seyit Yaran: Biz görsel bir iş yapıyoruz. Ama güzellik aynı zamanda temiz bir görüntüdür bana göre ve bunu özel hayatımızda korumak gerekir diye düşünüyorum.
*Bize birbiriniz hakkında şaşırtıcı ne söylersiniz?
Onur Seyit Yaran: Yazgı bazı sahnelerde ağlıyor. Asiye ve Doruk’un hallerine bakıp ne kadar tatlılar deyip ağlamışlığı var.
Yazgı Coşkun: Biraz duygusalım ama hüngür hüngür de ağlamıyorum. Bütün duygularımı yoğun yaşıyorum ve ulaşılabilir bir yerde tutuyorum. Oyunculuk açısından bunun çok faydasını gördüm çünkü her duyguyu yaşamak istiyorum ki iyi yansıtabileyim.
*Sen Onur için ne söylersin?
Yazgı: İçinde arabesk biri var. Bazen birbirimize kamyon arkası yazılar atıyoruz. ‘Bedel Ödeyenler’ diye bir sayfa var Instagram’da, orayı takip ediyoruz.
*Ne dinlersiniz birlikteyken?
Onur Seyit Yaran: Ahmet Kaya, Azer Bülbül…
*Kendi aranızda lakaplarınız var mı?
Onur Seyit Yaran: Ben ‘Yazgım’ derim ona, o da bana ‘Seyidom’ der.
İspanya’da sinema yapmak en büyük hayalim
*Biriniz 95, diğeriniz 2005 doğumlusunuz. Sizin kuşağı nasıl anlatırsınız?
Yazgı Coşkun: Ben her zaman çalışmayı çok seven biri oldum, hep disiplinliydim. Ama yaşıtlarım şu an sosyal medya çağında çok çalışmıyor gibi hissediyorum. Gerçekten emek vermeden bir yerlere gelemiyorsun.
Onur Seyit Yaran: Benim zamanıma kıyasla çok farklı bazı şeyler. Sosyal medya, internet kullanımı eleştiriliyor ama çocuk onunla büyüdüğü için başka bir şey bilmiyor ki. Çağın gereği bu demek ki.
*Çok fazla genç oyuncu var. Siz onlardan nasıl ayrılıyorsunuz?
Yazgı Coşkun: Şöhret gerçekten insanı değiştiriyor. Ama ben karakterime güveniyorum. Bence bizim farkımız karakterimiz.
Onur Seyit Yaran: Bir çocuğa, bir gence örnek olabiliyorsun. Bunun getirdiği büyük bir sorumluluk var. Adımlarımızı çok dikkatli atıyoruz; istemeden kötü örnek olmayalım diye. Belki de bu yüzden farklıyız.
*Kendinize bir uyarıda bulunsanız...
Onur Seyit Yaran: Samimi kal derdim.
Yazgı Coşkun: Kendini kaybetme, şöhret yolunda karakterini koru derdim.
*Bundan sonrası için hayalleriniz ne?
Onur Seyit Yaran: İspanya’da sinema yapmak en büyük hayalim, dil öğreniyorum. Hatta bu yaz Barselona’ya gittim.
Yazgı Coşkun: Önce herkes beni tanısın, tüm Türkiye adımı, işlerimi bilsin. Türkiye’den sonra kim istemez ki zaten yurtdışına açılmayı… Zamanı gelecek diye düşünüyorum.