‘Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor’

Güncelleme Tarihi:

‘Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor’
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2023 07:00

Son dönemin popüler dizilerinden birindeki bir karakterin zorla evlendirildiği erkek tarafından pencereden itildiği sahne çok konuşuldu. Karakterin yaşadıkları son yıllarda sıkça gördüğümüz, yüksekten düşerek yaşamını yitiren ve ölümü ‘şüpheli’ bulunan kadınları akla getirdi. Bu vesileyle Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kurucusu ve temsilcisi Gülsüm Kav ve platformun avukatlarından Leyla Süren’le konuştuk.

Haberin Devamı

Bir dizi karakterinin zorla evlendirildiği erkek tarafından pencereden itilmesi, kadın dayanışması sayesinde hayata tutunması ve gördüğü şiddetin hesabını soruşu geçtiğimiz haftalarda çok konuşuldu. Bu sahneler yaşamını benzer şekilde yitiren, isimlerini kadın derneklerinin mücadelesi sayesinde öğrendiğimiz kadınları anmamıza da vesile oldu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yetkililerine şüpheli kadın ölümlerindeki artışı ve bu vakalarda gerçeği ortaya çıkarmak için uygulanan yöntemleri sorduk. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kurucusu ve temsilcisi Gülsüm Kav, birçok şüpheli ölüm dosyası geldiğini, bunların önemli bir kısmının yüksekten düşme vakası olduğunu söyledi. Avukat Leyla Süren ise dosyaların aydınlatılabilmesi için yetkililerin ortaya bir irade koymasına ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

Haberin Devamı

Son günlerde tekrar gündeme geldi ama yüksekten itilme denince akla asıl Şule Çet davası geliyor. Şule Çet’ten önce böyle işlenen kadın cinayeti çok oluyor muydu?

Ondan önce emsal bir davamız var: Esin Güneş davası. Platformumuzun kurulduğu yıl, 2010’da Esin’in Siirt’te Tillo kayalıklarının dibinde cansız bedeni bulunmuş. Kaza denmiş, dosya kapanmış. Aile bize başvurdu. Bu bizim aldığımız ilk aile başvurusuydu. Bir mektup geldi platforma, o toplantıyı hiç unutamam. Toplumun beklentisiyle görevimizin daha da ciddileştiği anlamına geliyordu bizim için bu. Ailenin çağrısına cevap verdik, Siirt yollarına düştük. 2.5 yıl gittik, geldik. Oldukça zorlu bir süreçti. Ama sonra hukuk fakültelerinde örnek olay olarak okutuldu.

‘Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor’

‘Olayı gizleme eğilimi...’

Nasıl çözüldü bu olay?

Adli Tıp da atladı mı, itildi mi çözemiyordu. Fizik kanunlarına göre incelemeyi önerdiler. ODTÜ Fizik Bölümü bir rapor hazırladı. O raporun mahkemeye sunulduğu davaya ben de katılmıştım. Tam anlamıyla bilimin ışığının gerçeği aydınlattığına şahit olduk. O raporla Esin’in bir suç riski olmadan düşme ihtimalinin yüzde sıfır olduğu ortaya kondu. 2.5 yıl  duruşmalara hep serbest gelen sanık ilk kez orada tutuklandı.

Haberin Devamı

Yılda böyle kaç başvuru geliyor size?

Bu davadan sonra senede 1-2 böyle davamız olurdu. Ama hepsi yüksekten düşme değil. Banyoda asılı bulunmuş ama asılarak öldürülme şüphesi olan... Başına aldığı bir darbe sonucu ölen ama darbenin nasıl olduğu anlaşılamayan... Hamileyken ölen ama hamilelik komplikasyonu mu değil mi anlaşılamayan... Fakat son beş yılda şiddet olgularında hem niceliksel hem de niteliksel değişiklikler görmeye başladık. Bu değişikliklerin başlıcası şüpheli kadın ölümlerindeki artış. Şüpheli kadın ölümlerinde de başı yüksekten düşmeler çekiyor. 2017’de 275 kadın cinayetinin yanı sıra 134 şüpheli kadın ölümü kayda geçti. 2022’deyse 334 kadın cinayetinin yanı sıra 245 şüpheli kadın ölümü...

Haberin Devamı

‘Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor’

Gülsüm Kav: “Olay yeri yeniden canlandırma diye bir teknik var. Şule Çet davasında adli tıpçılar onu uyguladı, dava öyle aydınlandı.”

Bu artışı neye bağlıyorsunuz?

Kadınların modern haklarını araması şiddetle bastırılmak isteniyor. Kadın mücadelesinin gücü, işin peşinin bırakılmıyor oluşu, kadın cinayetlerinin bir şekilde artık eskisi kadar cezasız kalmıyor oluşu da olayı gizleme eğilimi doğuruyor. Davaların kadınlar tarafından takip edildiği, sonuçta da cezasız kalmadığı görülüyor. Bu yüzden cinayeti gizleyerek cezadan kurtulmaya çalışma eğilimi oluyor. Oysa kadın cinayeti gibi şüpheli ölümler de resmi olarak tanınsa ve cinsiyet merceğine dayalı bir adli süreç işlese failler gizlenebileceklerini sanmazlar. Şu anda yalnızca biz kadınlar sahip çıkıyor ve gerçek aydınlanana kadar peşlerini bırakmıyoruz.

Haberin Devamı

Daha önceki söyleşimizde Ayşe Paşalı’yı öldüren kişinin internette ceza indirimlerini araştırdığının ortaya çıktığını söylemiştiniz. Failler cinayeti, nasıl şüpheli kalacağıyla ilgili araştırma yapıp öyle mi işliyor?

Tasarlanmışı da var, o anda olanı da... Yargı sürecinde de ona göre değerlendiriliyor. Kimilerinin birbirlerinden öğrendiklerini biliyoruz. Ama asıl sorunumuz resmi olarak şüpheli ölümlerin tanınmıyor oluşu. Arada resmi kurumlar tarafından kadın cinayeti raporu yayımlanıyor fakat orada şüpheli ölümlere hiç yer verilmiyor. Öyle olunca cinayet oranı azalmış gibi görünüyor. Bu büyük bir veri ihlali. Şüpheli ölümlerin bir kısmı sonradan cinayet olarak ortaya çıkıyor, bunun da kaydının tutulması gerekir.

Haberin Devamı

Bir şüpheli ölümün, kadın cinayeti olma ihtimali olduğu nereden anlaşılıyor?

Kadın evinde ölü bulunduysa, onu bulan erkek partnerse, eğer bir ayrılık, boşanma
ya da çekişmeli bir mesele varsa, ilişkide şiddet öyküsü varsa bu olayın doğrudan şüpheli kabul edildiği ülkeler var. Latin Amerika Model Protokolü, şüpheli durumda etkin soruşturma adımlarını çok iyi tarif eder.  Bu protokolün Türkiye’de de uygulanmasını önemsiyorum. Çünkü Türkiye’de soruşturma süreçleri böyle ilerlemiyor. Kolluk kuvvetleri şüpheli ölüm olarak kaydetse bile savcılıkta bu, kolaylıkla intihara dönüşebiliyor.

‘Kanaat oluşmadı’

Bu nedenle 6284’ün (Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun) önemini de bir kere daha vurgulamak gerekiyor belki...

Evet, “Derneğinizin adı Kadın Cinayetlerini Durduracağız ama durduramadınız” diyenler olur arada. Oysa hayatta tuttuğumuz pek çok kadın var. Ve bizim bunu yapabilme aracımız 6284. Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor. Şüpheli kadın ölümleri için 6284’ten daha kritik olan İstanbul Sözleşmesi’dir. O sözleşmenin 4 temel taşından 3’üncü taşı; ‘etkili soruşturma ve etkili kovuşturma’dır. Dava sürecinin gerekli hassasiyet gözetilerek uluslararası protokollere uygun şekilde yürütülmesi gerektiğini söyler. O yüzden İstanbul Sözleşmesi’ne ihtiyacımız var ama o da yetmez, Latin Amerika Model Protokolü de uygulanmalıdır.

Kuvvetli cinayet şüphesine rağmen olayın kaza ya da intihar çıktığı da oluyor mu?

Tabii, şüpheli ölüm çok hassas bir konu. Gerçekten cinayet olmayan durumlar da olabilir. Böyle davalarımız da var. Bunun için de psikiyatrik otopsi dediğimiz bir yöntem var. Türkiye’de pek uygulanmıyor ama uygulayan tek hocayı bularak görüş aldığımız oldu. İstanbul’da bir akademisyen kadın banyoda asılı bulundu. Orada psikiyatrik otopsiye de başvurduk ama kanaat oluşmadı, intihar şüphesi hep sürdü. Dava kapandı.

‘Bir fikre sabitlenmek yerine delilleri değerlendirdiğinizde gerçeğe ulaşırsınız’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan avukat Leyla Süren

Nursema karakteri sizin müvekkiliniz olsaydı onu nasıl yönlendirirdiniz?

Diziyi izlemiyorum ama arkadaşların tepkisi üzerine ilgili bölüme baktım. Olaydan sonra deliller toplanmadı, adli makamlara başvurulmadı. Müvekkilim olsaydı etkin bir şekilde delil toplanması gerektiğini söylerdim. Pencereden itilirken parmak izi var mı, gelen giden kişileri gören bir kamera var mı? Ayrıca telefon kayıtlarına bakılmalı, görgü şahitleri dinlenmeli. Delil toplama konusunda savcı zorlanmalı. Olay yerinde inceleme yapan polislerin topladığı delillerin yeterli olup olmadığına bakılmalı. Bütün bunlar için de mağdur, mağdur yakınları mutlaka kadın örgütleriyle, barolarla irtibata geçmeli.

Bu tip olaylar aydınlatılırken hangi yöntemlere başvuruluyor?

Fizik alanında uzman kişilerin bilgisine başvuruluyor. Mağdurun düştüğü yükseklik, düşme ivmesi, açısı bulunduğu şekille uyumlu mu buna bakılıyor. Psikiyatrik otopside de kişinin intihara yatkın olup olmadığı, hayatının o dönemindeki göstergeler intiharı işaret ediyor mu, bu inceleniyor.

Şüpheli ölümlerin aydınlatılması zor mu?

Yetkililer görevlerini yaptıktan sonra ortaya çıkarılmayacak ölüm vakası yoktur. Bunu Şule Çet davasında gördük. Savcı değiştikten sonra dosya çözümlendi. Türkiye’deki görevlilerin elindeki imkânlar bu dosyaları aydınlatmak için yeterli. Önemli olan, o dosyaları aydınlatmakla ilgili irade ortaya koymak. Dosyanın başından itibaren intihar, kaza ya da cinayet olduğu yönünde bir fikre sabitlenmek yerine delilleri değerlendirdiğinizde gerçeğe ulaşırsınız. Maalesef şu an kadınların mağdur olduğu dosyalarda bu iradeyi göremiyoruz. Dosyalar delil yetersizliğinden kapatılıyor. Önemli olan 6284 ve İstanbul Sözleşmesi... Bunları hayata geçirdiğimizde şüpheli ölümler de diğer kadın cinayetleri de yok denecek kadar azalacaktır.

Kamuoyunda yer bulan şüpheli kadın ölümleri

Avukat Leyla Süren platformun takip ettiği davalardan örnekleri anlattı.

‘Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor’
‘Yasa uygulandığında kadınlar hayatta kalıyor’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!