Güncelleme Tarihi:
Kızımla doktor randevusuna gidiyoruz. Zamane hastalığı oldu: Alerji. Neredeyse alerjisi olmayan çocuk yok. Sebebi de bulunamıyor, sürekli ilaç kullanması gerek. Test sonuçları hep temiz çıkıyor fakat geçmiyor. Nasıl bir hastalıksa... Neyse, giderken “Randevu saatine daha var” dedi, parka girdik. Salıncakları gördü, “Biraz bineyim mi” dedi. Eskiden bu mahallede park falan yoktu, tek tük evler vardı ben çocukken. Parka ihtiyacımız yok gibiydi. Boş arsalar yetiyormuş bize demek. Ne
zamanki park yapıldı buraya bir seçim dönemi, o zaman anladık ki park ihtiyaçmış. Derken iki çocuk daha geldi. Kenarda dururken düşündüm: ‘Tersi olsaydı ne olurdu?’
Yani görmeyen kızım olsaydı, bu parkta oynayabilecek miydi acaba? Ben çocukken az da olsa görüyordum ve tehlikelerden korunuyordum. Ama göremeyen çocuklar nasıl korunacak? Mesela salıncak sallanırken ona çarpmasın diye ne yapacak? Etrafında herhangi bir koruma yok. Ya da diğer oyuncaklara nasıl binecek? Nasıl tanımlayacak? Diyelim ki hepsine dokundurduk, anlattık, denettik, alıştırdık; yine de tehlikeli alanlar var. Ne kadar dikkatli olabilir ki oyun coşkusuyla? Nereye götürebilirdim acaba çocuğum da görmüyor olsaydı? Doğuştan görmeyenlerin ebeveynlerine sordum “Ne yapıyorsunuz” diye. “Parkta hep bir adım yanında olmamız gerekiyor, bu da diğer çocuklarla iletişimini azaltıyor. Anne-babasıyla oynayan çocuğa diğer çocuklar yaklaşmıyor haliyle” diyorlar.
"Kendini koruyabileceği yaşa geldiğinde de parktan zevk alacak zamanı geçmiş olacak."
Yani düşündüm, bulamadım eğer görmeyen bir çocuğun babası olsaydım onu nereye götürürdüm acaba İstanbul’da diye. Aklıma neresi gelse benden bağımsız eğlenemiyor, yani hep elinden tutmak gerekiyor. Kendini koruyabileceği yaşa geldiğinde de parktan zevk alacak zamanı geçmiş olacak.
Dalmışım. “Hadi baba” diye geldi nefes nefese. “Gidelim de dönerken biraz daha oynarım ben.” Dönüşte de oynadık parkta. Ben de katıldım ona; kaydırak, salıncak derken, tırmandık, indik, asma köprülerden geçtik. Güldük, eğlendik, iki çocuk olduk ama hep o anlattı nereden, nasıl geçeceğiz diye.
Yani çocuğu başka bir çocuk oynattı parkta. Oyuna katılmamın sebebi de aslında cevap bulmaktı. Buldum da; iki çocuk bir arada olursa, biri de görüyorsa bu iş çözülüyor. Fakat biraz eğitmek gerekiyor çocuklarımızı. Yani park erişilebilir değilse eriştirmek için eğitmek gerekiyor çocukları. Ben eğlendim, umarım her çocuk parkta eğlenebilir.