Güncelleme Tarihi:
Papa Francis, Katolikleri yapay zekânın insanlığa karşı ayaklanmaması için dua etmeye çağırdı. Tesla’nın kurucusu Elon Musk’ın “Birkaç yıl içinde robotlar o kadar hızlı ilerleyecek ki bugünleri el feneriyle arayacağız” sözlerinin hemen ardından gelmesi tesadüf mü? Bizi yakın gelecekte neler bekliyor? Yapay zekâ bizim için aslında bir tehdit mi? Teknolojide Kadın Derneği Başkanı Zehra Öney sorularımızı yanıtladı.
Son açıklamaları takip ettiniz mi, yapay zekâ insanlık için gerçekten bir tehdit içeriyor mu?
Giderek dijitalleşen yaşantımızda taşınabilir cihazlarımız ve bu cihazların sahip olduğu yapay zekâ altyapılarıyla hayatlarımız bir taraftan muazzam bir konfora ulaşıyor. Ama farkında olmadan milyarlarca veri bırakıyoruz. Bu veriler sürekli depolanıyor ve yapay zekâyı besliyor. Yani yapay zekânın gelişimine ücretsiz işçilik yapıyoruz. Hatırlarsınız, 2017’de Facebook, yapay zekâyla öğrenen Alice ve Bob isimli iki robot üretti. Fakat bu iki robot kısa süre içinde insanların anlamadığı bir dil geliştirerek konuşmaya başladı.
Sonuç?
Facebook projeyi durdurmak zorunda kaldı. Asıl ilginç olanı, Facebook bu projeyi başlattığı zaman Tesla’nın CEO’su Elon Musk yapay zekânın insanlığın önündeki en büyük risk olduğunu söylemişti. Kontrolsüz geliştirilirse elde edilecek ürünlerin dünyaya ve insanlara ciddi tehdit oluşturabileceğini... Sonunda haklı da çıkmış oldu.
Biraz daha açar mısınız, bizi yakın gelecekte tam olarak ne bekliyor?
Tüm bu teknolojiler sayesinde aynı anda birden fazla yerde olabildiğimiz, sosyal hayatımızı tamamen dijitale taşıdığımız, GIG ekonomisi (uzaktan çalışma veya freelance iş modellerinin olduğu ekonomi) kavramının yaygınlaşacağı, robotlarla ve yapay zekâyla yani ‘metal yakalılar’la entegre şekilde çalışacağımız, kişisel verilerimizin paradan daha değerli olacağı bir gelecek artık çok yakın.
Yani değişmeden, dönüşmeden ileriye gidemeyeceğimiz gibi yerimizde de kalamayacağız...
Aynen öyle. ‘Back to the Future’ (Geleceğe Dönüş) filmi... O filmde yer alan teknolojilerin hiçbiri o sırada hayatımızda yoktu. Oysa şimdi, o teknolojilerden çok daha üstün teknolojilerle iç içe yaşıyoruz. İnsanın en büyük özelliği olan sağduyuya da sahip robotlar yakın gelecekte hayatımızın içine girecekler, hatta girmeye başladılar. Metal yakalılarla bir arada çalışıyor ve hatta onlardan evlerimizdeki işlerde de yardım alıyoruz.
Mesela?
Öncelikle savunma sanayiinde... Ülkelerin kendilerini savunmak için hastalanmayan, terlemeyen, susamayan, ölmeyen ordular yaratması, ürettiği drone ve benzeri uçan cihazlarla keşif yapabiliyor olması... İnsan anatomisi de tüm bu koşullara uygun olarak elbette robotlaşacak ve ölümsüzlük kavramı hayatımıza girecek.
Yeni işlerin yarısı onlarda
Metal yakalılar insanların yerini tutabilecek mi? Ya işlerimizi kaybedersek?
Metal yakalılar, aslında robotları da kapsayan çok geniş bir çalışan yelpazesi. İnsandan çok daha hızlı öğrenebilen ve özellikle rutin işleri daha az hatayla gerçekleştiren teknoloji ürünleri. Bu ürünler her zaman insan formunda bir robot görünümünde olmayabilir. MIT ve Boston Üniversitesi’nin yazdığı bir rapora göre işe başlayan her robot, ortalama beş çalışanın yerine geçebilecek. 2022’de 130 milyon yeni iş fırsatının oluşacağı ve bu işlerin 70 milyonunu metal yakalıların yapacağı tahmin ediliyor. Metal yakalıların ve yapay zekânın tehdidi altında çalışırken bu durumdan en çok şirketlerin üst yönetimindekiler ve yönetim kurulları olacak.