Güncelleme Tarihi:
Kuzguna yavrusu en güzeldir denir. Bizler için dünyanın en leziz mutfağı kendi mutfağımız. Hatta annemizin mutfağı. Bir Hintli ya da Meksikalının da farklı düşündüğünü sanmıyorum. Bizler zengin gastronomi geleneğimizin ülkemizin kültür hazinesinin önemli bir öğesi olduğunu biliyoruz. Ama önemli olan bu olgunun yabancı ülkelerde kabul görmesi. Bir yandan gastroturistlerin ülkemizi ziyaret etmesi, diğer yandan da ülkemizin yurtdışı imajının hak ettiği yere gelmesi.Zor bir süreç bu. Stratejik vizyon ve stratejik planlama gerekli. Yurtdışındaki yeme-içme fuarlarına katılmak, bu vizyonun olmazsa olmazlarından. İspanya’nın Bask bölgesindeki San Sebastian, yerkürenin iki-üç gastronomi merkezinden biri. Yeme-içme profesyonellerini ve gastronomi yazarlarını bir araya getiren Gastronomika fuarı da her sene burada yapılıyor. 3-5 Ekim’deki fuara davetli katıldım. Bu vesileyle THY Bilbao müdürü Serkan Özbüyükyörük Bey ve Tur Espania temsilcisi Eren Lea Karslı Hanım’la da uzun yıllar sürmesini dilediğim bir dostluğun temelini attık.
Gastronomika, bazı ünlü şeflerin mutfaklarını tanıttığı ve bunun yanında ciddi şarap tadımlarına sahne olan bir forum. İki ülke mutfağı kapsamlı olarak tanıtıldı: Biz ve Macaristan. Herşeyden önce bunun ciddi bir başarı olduğunu belirteyim. Devlet desteği olmadan gerçekleşmeyecek bir başarı. Bu vesile ile Kültür Bakan Yardımcısı, sayın Hüseyin Yayman ile tanıştım ve onun verdiği, Türkiye ekibinin katıldığı kahvaltıda yer aldım. Kendisi bu kahvaltı sırasında hep duymak istediğim ama ilk kez duyduğum iki önemli mesaj verdi. İlk olarak, şeflerimize ne kadar yüksek bir paye verdiğini belirtti ve onların yurtdışında tanınması için devlet desteği vaat etti. İkinci olarak ise, mutfağımızın ve şeflerimizin ülkenin önemli bir “soft power”, yani top-tüfek gibi sert güç değil, bundan da önemli ve etkisi derinlere giden, “yumuşak” ve ifadesini kültür biçimi ve yaşam tarzında bulan farklı bir gücün temsilcileri olduğunu belirtti.
YUMUŞAK GÜÇ OLMAK İÇİN ÖNERİLERİM
1-Bu tip uluslararası fuarlara katılmalı ama farklı ekipler götürmeliyiz.
2-Sunumlara calışmalı ve Macarların yaptığı gibi daha çok görsel kullanılmalı.
3-Yine Macarların yaptığı gibi ülkemize özgü şaraplık üzümler tanıtılmalı ve mutfağımızdan bazı yemekler ve şaraplar arasındaki uyum herkese gösterilmeli.
4-Konferanslarda küçük odalarda yaratıcı ve kültürel zenginliğimizi gösteren sunumlar olmalı. Örneğin Evliya Çelebi’den yola çıkarak “Seyahatname ve Osmanlı Mutfağı” gibi. Bu kesin yabancı basında yer alırdı.
5-Etkinliklere yabancı basın davet edilmeli. Getirisi yüksek olur.
6-Devletimiz şeflerimizin dışarıda staj yapmasına yardımcı olmalı. Bizde staj yapmak isteyen yabancılarin ülkemize gelmesi de kolaylaştırılmalı.