Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs salgınının hızla yayılmasını durdurabilmek için alınan tedbirler kapsamında restoran ve kafeler belirsiz bir süreliğine kapatıldı. Bazı mekânlar paket servise döndü, bazılarıysa kepenk indirmek zorunda kaldı. Yeme-içme sektörü tam 2 milyon çalışanıyla hizmet sektörünün lokomotifi. Aileleriyle birlikte neredeyse 10 milyon kişiyi ilgilendiriyor bu karar.
135 milyar lira yıllık geliri olan sektör sadece iki günde 740 milyon lira gelirden yoksun kaldı. Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği’nin (TURYİD) açıklamasına göre sadece iki günde 2 milyon emekçi 74 milyon lira bahşişi evine götüremedi.
Bir yıl içinde ikinci kez kapanan mekânların en büyük mağdurları garsonlarla konuştuk. Başka bir geliri olmadan evinde oturup işletmelerin yeniden açılmasını bekleyenler de var, kırsala göçenler de. Bazılarıysa çalıştıkları mekânın yeni uygulamaları sayesinde “Eski gelirimizi kazanamıyoruz ama ocağımız yanıyor, bacamız tütüyor” diyor...
Şef garsondum, kurye oldum
Hakan Yenidoğan, şef garson (18 yıldır çalışıyor)
18 yıldır meslekteyim, mutfaktan başladım, yıllardır da şef garsonluk yapıyorum. Bir ocakbaşında çalışıyorum. Aslında eve servisimiz yoktu ama mecburen biz de başladık. Garsonlara yapılacak bir iş kalmadı ama patronumuz elinden geldiğince bize destek oluyor. Dükkânın içinde hazırlığa, paket servise yardım ediyoruz. Motor kullanabildiğim için yakın yerlere servise gidiyorum. Kurye oldum bir anda. Buna da şükür. Sektörde evde oturan, borç yükünün altında kalan çok sayıda meslektaşımız var. Müdavimlerimizden de Allah razı olsun, bize destek olmak için ihtiyacı olanlara göndermek üzere buradan kebap, dürüm siparişi veriyorlar. Destekler güzel ama ne kadar devam eder bilemiyoruz. Biz dükkânların kapatılmasına karşı değiliz ancak İstanbul bir süre tamamen kapatılmazsa yeme-içme mekânlarının yeniden açılması çok uzun sürer. Bir yıl içinde ikinci kez kapanma sonrası benim diyen mekânlar dahi ayakta kalamayabilir. Milyonlarca çalışanı olan bu sektöre bir an önce çare bulunmalı.
Hiç gelirim yok, boşandığım eşimle oğluma nasıl nafaka ödeyeceğim?
Fatih Özcan, şef garson (19 yıldır çalışıyor)
Zincir bir restoranda çalışıyorum. 19 yıldır meslekteyim, tanınan altı farklı mekânda çalıştım. Ekonomik sıkıntılar hep oldu ama bu kadar çaresiz, sıkışık bir dönem hatırlamıyorum. Restoran paket servise döndü ama günlük 2 bin lira ciro var, yakında paket servis de kapanır. 35 kişinin çalıştığı dükkânda bugün sadece 4 kişi paketi döndürmeye çalışıyor. İşletme sahipleri en düşük maliyetle günü nasıl kurtaracağını düşünmek zorunda. Süreçte dezenfektan, ateşölçer, masa düzeni gibi sözde küçük pahada büyük masraflar oldu, yüksek kiralar var. Bize maaş ödemeleri mümkün değil. Eşimden yeni boşandım, bir oğlum var. Tam kendime yeni bir hayat kurmak üzere ev tutuyordum ki ikinci kapanma haberi geldi. Ablamın yanına yerleştim. Eşime ve oğluma nafaka vermem lazım, onlar da kirada oturuyor. Hiçbir gelirim yok, kısa çalışma ödeneğine başvurulacak ama maaşımın yarısından az zaten ve ancak ocak-şubatta ödenir. O da kesin değil. Benim gibi milyonlarca insan var, sektörün her kademesinde çalışanların durumu çok zor.
Tazminatımı alabilirsem Datça’ya yerleşeceğim
Mehmet Atalar, şef garson (24 yıldır çalışıyor)
1996’da mesleğe başladım, şimdiye kadar altı-yedi farklı firmada çalıştım. Aralarında kafe, bar, restoran ve gece kulübü gibi aklınıza gelebilecek her yer mevcut. Mesleğin her kademesinde çalıştım... O dönem abilerimiz “Ülkede her şey biter ama yeme-içme sektörü devam eder. Cebini hep doldurursun” derlerdi. Öyleydi de... Tüm ekonomik krizlere rağmen çarkımız bir şekilde döndü bugüne kadar. Hiç işsiz kalmadım, bir firmayla yolumu ayırsam bir diğerini kolaylıkla buluyorduk. 2010’da otel sektörüne geçtim ve 9 aydır da evde oturuyorum... Pandemi sürecinde kısa çalışma ödeneğinden faydalanarak geçimimi sağlamaya çalıştım. Eşim de pandemi dolayısıyla işten ayrıldı. Senelik enflasyonu da hesaba katarsak yaklaşık yüzde 60 gibi bir gelir kaybı yaşıyorum. İstanbul’dan kaçmak için yıllarca yaptığımız planların tam sonuna gelmişken salgınla baş başa kaldık ve işten çıkarmalar yasaklanınca 10 senelik tazminatım bekleme salonuna alındı. Artık o kadar belirsizleşti ki her şey, hayal kurmak bile zor. Hedefimizde Datça’ya yerleşmek var. Paramı alır almaz gideceğiz. Mesleğimi çok severek ve saygı katarak yaptım yıllarca, taşınacağım yerde de yapmak istiyorum ama dedim ya, hayal etmek bile artık güç.
İŞLETMELER FARKLI UYGULAMALARLA MEKÂNLARI AYAKTA TUTMAYA ÇALIŞIYOR
Meyhaneyi balık-ekmek konseptine çevirdiler
Bülent Şenel, Egeo Balık sahibi
Bir yıl içinde ikinci kez işletmemizi kapattık. Kısa çalışma ödeneğiyle çalışanlarımız geçinemiyor. Meyhane menümüzle paket servis konseptine dönmek mantıklı değildi. O yüzden artık dükkânın önünde hem canlı balık hem de balık-ekmek satıyoruz. Evlere de bu şekilde servis götürüyoruz. Amacımız ocağımız yansın, çorbamız kaynasın, kâr edemeyiz ama yedi çalışanımızla ekmeğimizi bu şekilde bölüşebiliriz. Müdüründen garsonuna hepimiz balık ayıklıyoruz, evlere paket servis yapıyoruz. Sağ olsun mahalleli de çabamızın farkında ve bize destek oluyorlar.
125 kişi çalışıyordu, şimdi 5 kişiyiz
Barış Tansever, Sunset Grill & Bar işletmecisi
Kapanış haberiyle hızlıca paket servis hazırlıklarına başladık. Gel-al servisinin yanı sıra Fuudy ile anlaştık. Müdavimlerimizin menümüzde yoğun ilgi gösterdiği suşi, karides tempura ve edamame’yi paket servis menümüze ekledik. Şu an menümüzde bulunan Sunset klasikleri üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. En kısa sürede özel paketleriyle Sunset’in vazgeçilmez birçok lezzetini evlere veya işyerlerine ulaştırmayı planlıyoruz. Bu sayede ayakta kalabilecek miyiz, göreceğiz... Koca Sunset’te 125 kişi çalışırken şimdi 5 kişiye düştük. İki suşi ustası, telefonlara da bakan bir kasiyer ve bir de garson. Diğer tüm arkadaşlarımız ücretsiz izinde.