‘Uçan Dadaş’ zafere atlıyor

Kayakla atlama sporu ülkemizde televizyon yayınları sayesinde tanınır oldu... Kısaca tarif edersek kayaklı sporcular 90-120 metrelik dik rampadan aşağı kayarak havalanmayı, mümkün olduğu kadar yükseğe ulaşarak, düşüşe geçince de yumuşakça en uzak noktaya inmeyi amaçlar. Bu sporda daha önce beş kez dünya kupası finaline kalan milli sporcumuz Fatih Arda İpcioğlu, 29 Aralık-6 Ocak arasında Avusturya Salzburg’da yapılan Dört Tepe Turnuvası’nda da finale kaldı. İpcioğlu ile konuştuk... 

Dünya şampiyonası, Dört Tepe Turnuvası ve kış olimpiyatlarında kayakla atlama branşında Türkiye’yi temsil eden ilk sporcu oldunuz. Bu ilkleri hayal ediyor muydunuz?

Aslında farkındaydık. İlk olmanın yeri geldi avantajı, yeri geldi dezavantajı oldu. 2009’da, 12 yaşındayken başladığım bu sporla bu kadar büyük başarılara imza atacağımı tahmin etmezdim ama zaman geçtikçe belirli hedefleri koydum. Bunlardan en büyüğü 2018 Dünya Kış Olimpiyatları’nda kayakla atlama branşında uçan ilk Türk olmayı başarmaktı; şimdi ikinci kez olimpiyat yolundayım.

Şimdiye kadar bir başarı kaydetmememizin sebepleri neler?

Ülkemizde bu sporun 14-15 yıllık bir geçmişi var; uluslararası arenada ülkemizi temsil edebilecek düzeyde 4 kişiyiz. Bizimle başlayan bazı arkadaşlarımız bıraktı ve alt takımlarımıza antrenörlük yapıyorlar. Alttan yeni sporcular geliyor. Bizim seviyelerimize erişebilmeleri için destek lazım.

Kayakla atlama sporu nedir?

Küçük yaşta başlnan ve başlangıçta belirli fiziksel özelliklere sahip olmanız gereken, sadece profesyonel olarak yapılan bir branş. Fiziksel olarak orantılı ve esnek bir beden gerekli. Emek vermek çok önemli. Üst seviyelere çıkıldıkça, fiziksel yeterliliğin yanı sıra mental hazırlık da başarıyı etkiler.

Bu sporla nasıl tanıştınız?

Erzurumluyuz. Babam her hafta sonu hobi olarak Palandöken’de kayak yapar. Ben ve kardeşim Ceyda dünyaya geldikten sonra biz de katıldık ona. Hep beraber kayarken bir kayak hocası bizi gördü ve babama “Bu çocukları getir, bizim kulübe yazdıralım” dedi. Hâlâ sporcusu olduğum Aras Edaş Kulübü’ne lisanslı sporcu olarak girdim. Alp disiplininde (engeller arasından yokuş aşağı kayma) ulusal yarışmalarda dereceler elde ettim. 2009 yılıydı, iki yıl sonra yapılacak Üniversiteler Arası Kış Oyunları için kayakla atlama branşının açılacağını ve seçmeler olacağını duydum. Babama söyledim. Sıcak bakmadı, şahsi kayağım olmadığı için ancak kulüpten alabileceğimi söyledi. Kulübün buna izin vermeyeceğini biliyordu. İlk tepkisi yatışınca kayak kiraladım, seçmelere katılıp başardım.

Başarı elde etmeye başlayınca ailenizin tepkisi nasıl oldu?

Başta sevindiler tabii, ta ki sakatlık yaşayana kadar. Slovenya’da bir antrenman esnasında düşüp sol bacağımı kırdım. 13-14 yaşımdaydım, Slovenya’da ameliyat oldum. 5 gün hastanede kaldıktan sonra, hocalarım telefonu uzattıklarında annemin “Alo” deyişini hâlâ unutamıyorum. Bu sakatlık dönüm noktam oldu. Erzurum’a döndüğümde ailem bu sporu bırakmamı istiyordu. Ben düştüğüm yerden bir öncekinden daha iyi şekilde kalkmaya karar vermiştim ve öyle de oldu.

Erzurum’daki tesisler bu sporu yapabilmek için yeterli mi?

Şu ana kadar gördüğüm, dünyanın pek çok diğer rampasından daha iyi olanaklara sahip ama birkaç ufak teknik eksiklikleri var. Bunlar bu yaz tamamlanacak. Tesis tam olarak bütün olanaklarıyla işlediğinde Uluslararası Kayak Federasyonu (FIS) Erzurum’a birçok önemli kayakla atlama yarışmasını verecektir.

‘YAZIN DA YAPILABİLİYOR’

Peki, yazın antrenmanları nasıl yapabiliyorsunuz?

Kayakla atlamanın bir diğer güzel tarafı yazın da yapılması. Birçok rampadan hem yazın hem de kışın atlayabiliyorsunuz. Erzurum’daki tesisler de böyle. Hiçbir farkı yok, suni çim sulama sistemleriyle ıslatılıyor ve kıştan farkı kalmıyor.

Uluslararası medya size ‘Uçan Türk’ diyor. Nasıl buluyorsunuz?

Uluslararası medya bu branşta şimdiye kadar alışık olmadıkları bir ülkeden sporcuyla karşılaştı. Uçan Türk demeleri gayet hoş. Bu arada Erzurum’da da ‘Uçan Dadaş’ım.  İsimler, lakaplar gelip geçici, ben işimi yaparım, bayrağımı en iyi şekilde temsil ederim.

Havada süzülürken neler hissediyorsunuz?

Aslında bunun bir tabiri yok; uçmak uçmaktır, anlatılmaz bir gerçek diyebilirim.

Kayak dışında başka tutkularınız var mı?

Neredeyse bütün kış sporlarını denedim ama bu sıralar hafta sonları at binmeye başladım. Zaman zaman da spordan biraz uzaklaşıp kendimi dinliyorum.

‘KAZANILMAMIŞ MADALYALARI KAZANACAĞIM’

Geleceğe yönelik hedefleriniz neler?

Yakın hedefim önümüzdeki şubatta yapılacak olimpiyatlarda ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. En büyük hedefimse ülkemize hiçbir kış sporları branşında kazanılmamış kış olimpiyatları madalyasını kazanmak veya kazandırılmasına vesile olmak. 

Kış sporu yapan biri olarak küresel ısınma sizi nasıl etkiliyor?

Her yıl aslında buna gerçekten bizzat şahit oluyoruz. Dünyanın hemen her yerinde kış aylarında bir önceki yıldan daha az karla karşılaşıyoruz. Tesisler bu gereksinimi suni karlama sistemiyle karşılıyorlar şimdilik ama doğanın dengesinin bozulduğuna şahitlik etmek üzücü. Buna bütün dünya dikkat etmeli, doğamızı korumalıyız.