Güncelleme Tarihi:
Ocak ayından bu yana elektrik faturaları herkesin gündemi. Elektrik tüketiminde birim fiyat ciddi oranda zamlandı ve artık kademeli tarifeyle faturalandırılıyoruz. Bütün bunların ne anlama geldiğini anlatacağım ama baştan söyleyeyim, elektrikten tasarruf etmek mümkün!
Biz üç kişilik bir aileyiz. Eşim, kızım ve ben... Kızım küçük, ne kadar çok çamaşır yıkandığını tahmin edebilirsiniz. Kurutma makinesi kullanımı da cabası... Buna rağmen ocakta faturam 178 lira, şubatta 150 lira, martta 230 lira, nisanda 170 lira geldi. Eskiye göre ödediğim tutar yükseldi ama üç-dört katına çıkmadı.
Elektrikten tasarruf etmenin yollarından bahsetmeden önce, faturalandırma sistemini anlatayım. 2 kademeli tarife var: Düşük ve yüksek. Düşük kademeli tarifeden faturalandırılmak için günlük, 8 kWh elektrik tüketimini aşmamanız gerekiyor. Ortalama 10 kWh tükettiğinizi düşünürsek, aştığınız her 2 kWh tüketimi 30 günle çarpılıyor. Sonuç olarak da 60 kWh’lık kullanım bedeli yüksek kademeli tarifeden fiyatlandırılıyor. Düşük kademede birim fiyatı 1.25, yüksek kademede elektrik tüketim birim fiyatıysa 1.85 lira.
Ütü yapmak, bulaşık makinesini çalıştırmak gibi işleri 22.00 sonrasına bırakın. Şarjı dolan telefonları prizden mutlaka çıkarın.
Işığı açık unutmak yok!
Bir diğer ayrıntı, elektriği kullandığınız saatlerdeki tüketim bedelleri... Faturanızda görebileceğiniz üzere 3 farklı endeks var: Gündüz, puant ve gece. Gündüz dönemi 6.00-17.00 arası. Elektriğin en pahalı olduğu zaman dilimine, 17.00-22.00 arasına ‘puant dönemi’ deniyor. Elektriğin en ucuz olduğu zaman dilimiyse 22.00-6.00 arası yani gece...
Tüm bunları cebimize koyduktan sonra evdeki birçok beyaz eşyayı 22.00’den sonra çalıştırmak çok da zor olmuyor. Ancak beyaz eşyanın enerji sınıfı önemli bir konu. A sınıfı eşya çok daha az elektrik tüketiyor, A’ların yanındaki artılar çoğaldıkça cihazın tükettiği enerji azalıyor. Benim faturalarımda tasarruf edebilmemin en önemli sebeplerinden biri, eşyanın hepsinin A ve A++ enerji sınıfından olması. Kısacası B ya da C sınıfı 7/24 hiç durmadan çalışmak zorunda olan bir buzdolabınız varsa faturanızın az gelmesi mümkün olmaz. Ödeyeceğiniz yüksek faturalar yerine 1 yıl taksitle yeni ve iyi bir buzdolabı alabilirsiniz.
Başka neler yapıyorum, bahsedeyim... Elektriğin en pahalı olduğu 17.00’yle 22.00 arası evde sadece -ihtiyaç varsa- televizyon açık. Odaların ışıklarını açık unutmak diye bir şey artık yok! Hava tamamen kararmadan salonun ışığını da yakmıyorum. Eskiden gece kızım için banyonun lambasını açık bırakıp odayı az da olsa aydınlatmasını sağlardım. Artık odanın perdelerini biraz aralıyorum ve sokak lambasından faydalanıyorum.
Gelelim mutfağa... Yemek hazırlarken fırını pek tercih etmemeye çalışıyorum. Ancak bizim mutfakta doğalgaz yok, hâlâ tüp gaz kullanan sayılı hanelerdeniz. En son geçen hafta tüpe 316 lira ödeyince 22.00’den sonra fırını kullanmanın çok daha pahalıya gelmeyeceğine karar verdim. Siz de hesabınızı buna göre yapabilirsiniz. Yemeğiniz pişmeye yakınken fırını kapatmanızı da tavsiye ederim, kendi sıcaklığıyla pişirmeye devam edecektir. Ama ne olursa olsun, benim için mutfağın şampiyonu düdüklü tencere! Tüpten de kâr ettiriyor, elektrikli ocaklardaki enerji tüketiminden de... Annemin tarifiyle düdüklüde pilav bile yapıyorum, üstelik tane tane oluyor.
Mutfağın şampiyonu düdüklü tencere! Tüpten de elektrikli ocaklardan dakâr ettiriyor.
Su ısıtıcısı masum değil
Söylemeden geçmemek lazım: Elektrikli ocaklar, mutfağın kara listesindeki aletlerden... Epey enerji tüketiyorlar. Bir diğeriyse elektrikli su ısıtıcıları yani kettle’lar. Benim gibi mutfağında tüp olanlar elbette kettle kullanmalı ama doğalgazınız varsa suyunuzu 2 dakikada ocakta da kaynatabilirsiniz. “Çok acelem var, kettle’dan vazgeçemem” diyorsanız da ihtiyacınız kadar su doldurun. Bir fincan kahve için 1 litre su koymak daha fazla enerji harcanmasına sebep oluyor.
Bu durum evdeki tüm elektronik aletler için geçerli aslında. Gıda alışverişini haftalık yapın. Tıka basa dolan bir buzdolabı, ortamı yeteri kadar soğutamadığı için zorlanıyor ve normalin üstünde enerji sarf ediyor.
“Hepsi bir kerede yıkansın bitsin” diye kapağını zar zor kapattığımız çamaşır makinesi de bir başka örnek. Ben beyazları, renklileri ve siyahları ayrı ayrı yıkıyorum ama bekletip kurutma makinesine hepsini beraber atıyorum. Bu işleri de 22.00’den sonraya bıraktığım için kurutma makinesi henüz benim için lüks değil.
Kızım küçük olduğu için haberlerimi daha çok geceleri yazıyorum. Gündüz çalışabildiğim zamanlar için 22.00’den sonra dizüstü bilgisayarımı mutlaka şarja takıyorum. Şarjı dolunca da prizden çıkarmaya dikkat ediyorum. Dizüstü bilgisayar, televizyon... Bunlar kapalı dahi olsa prizde kaldıkları için enerji tüketiyor. Her gece televizyonu fişten çekmek mümkün olmayabilir ama anahtarlı prizler sayesinde elektrik akımını kesmek çok basit.
Sırada enerjiyi adeta emen ütü sorunsalı var. Son 1 yıldır pek ütü yapmıyorum. Kurutma makinesinden çıkarır çıkarmaz çamaşırları ‘el ütüsü’ yaparak katlıyorum.
Yine de bazı tişört ve özellikle gömlekler mutlaka ütü istiyor. Bunun için tercihim, yine 22.00 sonrası... Kurutma makinesi olmayan arkadaşlarım, tişörtleri askıya asmadan önce iyice silkeliyor ve kırışıklığını alıyor; sizin de aklınızda olsun.
Kuvvetli fön makineleri, saç şekillendiriciler... Onlar da enerji emen ‘vampir cihaz’lar... Gece endeksinde kullanmakta fayda var.
Evde sırf bir ses olsun diye açık tuttuğumuz televizyonları, gereksiz lambaları kapatalım, elektrikli süpürge çalıştırdığımız temizlik işlerini akşam 17.00’ye kadar bitirelim. Emin olun, siz de benim gibi faturanızdaki farkı göreceksiniz!