Güncelleme Tarihi:
Sanatçı Emel Şahinkaya 1982’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden, Neşet Günal Atölyesi’nden mezun oldu. 35 yıllık sanat hayatında çeşitli bahçeleri resmetti. Ömrünü sanata adadı. 1996’dan vefatına dek çalışmalarını Bodrum, Gümüşlük’teki atölyesinde sürdürdü. Sanatçı ilk ölüm yıldönümünde kapsamlı bir sergiyle anılıyor. Vision Art Platform’un düzenlediği serginin küratörü Hayrunnisa Taşyar bu seçkinin Şahinkaya’nın hayatına onun gözünden bakabilme imkânı sunduğunu söylüyor.
◊ Uzun yıllar eserlerini Bodrum’daki atölyesinde üreten Emel Şahinkaya’nın eserlerini İstanbul’a taşıma ve izleyiciyle buluşturma fikri nasıl doğdu?
Emel Şahinkaya, Türkiye’nin en değerli kadın sanatçılarından. Ölüm yıldönümünde bir sergi düzenlemek ve onu bu sergiyle anmak istedik. Ailesinden izin aldık, ustalık dönemine ait eserlerden oluşan, özel bir seçki hazırladık. Bu sergiyle birlikte sanatseverleri Türkiye’de yetişmiş en başarılı sanatçılardan biriyle buluşturmaktan dolayı çok mutluyuz.
◊ “Ustalık eserlerinden oluşan seçki” dediniz, toplamda kaç eseri sergileniyor? Bunlardan hangileri öne çıkıyor?
1988-2010 dönemine ait 12 eseri sergileniyor. Sanatçının figüratif dönemlerine tanıklık etmenin yanı sıra son dönem soyut eserlerini de yine burada görebiliyoruz.
◊ Bu seçki izleyiciye ne vaat ediyor?
Emel Şahinkaya hayatı boyunca resmi varoluşsal bir zorunluluk olarak nitelendirdi. Tuvali bir yaşam ve bilgi alanı olarak gördü. “Kimdir ressam” sorusuna “Resim yapmadan duramayan kimse” cevabını verdi. Onun için tüm birikimi, gözlemleri, donanımı, duyguları ve soruları resminin gereçleriydi. Bu sergi de ömrünü sanata adamış bir sanatçının hayatına onun gözünden bakma imkânı veriyor. Bir sanatçıyı tanımanın en iyi yolu bütün dönemlerini görmektir. İşte bu sergi 12 eseriyle izleyicisine bunu sunuyor. Ziyaretçilerimiz bir sanatçının yaşadığı anı nasıl ustaca fırçasına aktardığına şahit olacaklar.
◊ Eserlerinde öne çıkan unsur nedir?
Emel Hanım’ın sanat hayatı dört-beş dönemden oluşur. Yapıtlarını üretirken bu dönemlerin farklılığını yansıtsa da daima bahçelerinin içindedir. 1957’de İstanbul’da doğan sanatçı bütün çocukluğunu bahçelerde geçirmiş. Bahçeler onun için yurt özlemini ifade ediyordu. Bu yüzden yapıtlarında hep bahçeleri resmetmeyi tercih etti.
◊ Yani yurt; ev, büyüdüğü yer anlamında mı?
Evet. Evine, çocukluğuna olan özlemini ‘yurt özlemi’ diye anlatırdı. Resimlerindeki selviler, kadınlar, köyler ve ağaç altları biçimlerin ötesinde sözcüklerdir en başta. Zengin bitki örtüsüyle dolup taşan bu bahçeler birer cennet değil, açık havada kendine sığınmaya çalışan sanatçının içinde bir doğa kurup yaşattığı korunağıdır. Bahçeler tüm şiddeti, dehşeti, kırılganlığı, çocukluğu ve coşkusuyla sanatçının iç dünyasına bir davetiyedir.
◊ Sergiye Mehmet Ergüven’in kaleme aldığı, Şahinkaya’nın sanat hayatını anlatan bir de kitap eşlik ediyor...
Şahinkaya’nın sanat hayatını anlatan ve eser incelemelerinin yer aldığı bir koleksiyon kitabı... Sanatçının eserleriyle bütünleşebilmek için bu kitaptan daha iyi bir rehber olamaz.
◊ İzleyicinin ilgisi nasıl? Gerçi daha yeni açıldı ama...
5 Ağustos’ta açıldı ama ilgi güzel. Eserlerin renkliliği ve bahçeler her yaştan ilgi görüyor. En çok da resimlerdeki gerçeklik algısı uzun süre izleyiciyi karşısında tutuyor.
◊ Ne zamana kadar gezilebilir?
10 Eylül’e kadar.