Güncelleme Tarihi:
Seyit, Nehir ve Dicle... Üçü de liseyi Diyarbakır’da okudu. Bu yıl Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Fen ve Teknoloji Lisesi’ni bitiren bu üç öğrenciden ikisi Harvard’a, biri Brown Üniversitesi’ne kabul edildi. Biri yapay zekâya meraklı, biri biyomühendislik konusuna, diğeri matematik ve uluslararası ilişkilere... Farklı alanlarda çalışmak istiyorlar ama ortak bir hedefleri var: Amerika’da eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmek ve buradaki bilimsel çalışmalara öncülük etmek.
Seyit Metin Barut, 19 yaşında. Ev kadını bir anneyle özel bir şirkette çalışan bir babanın oğlu. Liseye başladığında hedefi, üniversite eğitimini yurtdışında almaktı, bu nedenle de hep çok çalıştı. Uluslararası bir şirkette staja başladığında, yapay zekâyla ilgili araştırmalar yaptı. Keman da çaldığı için “Yapay zekâ duyguları müzikle öğrenebilir mi” diye bir proje geliştirdi. Brown Üniversitesi Bilgisayar Bilimi bölümüne tam burslu kabul edilen Barut’a göre bu başarıda robotik alanında elde ettiği birincilikler ve TÜBİTAK’la yaptığı projelerin de etkisi var. “Sadece ne istediğinizi bilirseniz net ilerleyebilirsiniz” diyor, yazılımcı olmak ve akademide ilerlemek istiyor. Niyeti, eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmek, “Buradaki akademik hayatı desteklemek benim için önemli. Kendim için biçtiğim misyonlardan biri de bu” diyor.
‘HER FIRSATI DEĞERLENDİRDİM’
Harvard Üniversitesi’ne kabul edilen Nehir Toklu ve Dicle Ezgi Ekinci’ninse ortak bir yönleri daha var. İkisi de hemşire bir anneyle doktor bir babanın kızları... 18 yaşındaki Nehir Toklu, matematik ve uluslararası ilişkiler gibi birbirinden farklı iki bölüm için başvuru yapmış, “Ama öncelikli olarak matematik alanında eğitim almak istiyorum” diyor.
Toklu; sanat, spor ve bilimle de çok ilgili... Çello ve piyano çalıyor, yüzme lisansı var. Konuştuğumuzda “Çok şaşkınım. Hatta gerçek gibi gelmiyor’’ diyordu: “Harvard’da okuma hayalimi hedefe çevirebilmek için çok çalışmam gerektiğini biliyordum. Beş yıldır önüme çıkan her fırsatı değerlendirdim. Dil eğitimimden sosyal sorumluluk projelerine, robotik çalışmalarına kadar her alanda özgeçmişime yatırım yapmamın etkisini gördüm. Dil sınavlarına, ABD’de eğitim için gerekli sınavlara ve karakter analizi yapan testlere girdim. Harvard’a başvurduğumu ailem bilmiyordu, onlara da sürpriz oldu. Bundan sonra iyi bir akademisyen olmak için çalışacağım.”
Biyomühendislikte okumaya hazırlanan Dicle Ezgi Ekinci’yse 19 yaşında. Mutluluğunu “Emeklerimin karşılığını aldığımı düşünüyorum” diye tarif ediyor. Ekinci, robotik turnuvalarında başarılar kazanmış. Öyküler yazmış, yüzme takımına girmiş. “Kabul almamız sadece akademik başarının değil, sosyal başarıların da önemli olduğunu gösterdi. Başvuru sürecinde testlere girdik, birçok makale yazdık. Biyomühendislik alanında uzmanlaşmak, akademisyen olmak istiyorum. Hedefim, eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönüp öğrendiğim her şeyi ülkemle paylaşmak” diyor.
‘TAKIM RUHUMUZUN ETKİSİ BÜYÜK’
ZEKİ ESEN (BAHÇEŞEHİR KOLEJİ DİYARBAKIR HEVSEL KAMPÜSÜ KURUCUSU):
Öğrencilerimizi beş yıldır yurtdışında okuma hedefiyle hazırlıyoruz. Hem akademik hem de sanat, spor, tarih gibi sosyal başarılar için her türlü çalışmayı yaptık. ABD eğitim testlerinin benzerlerini uyguladık. Bugün başarılarını kutluyoruz.
ALİ İHSAN TAŞ (BAHÇEŞEHİR KOLEJİ DİYARBAKIR HEVSEL KAMPÜSÜ MÜDÜRÜ):
Öğrencilerimiz sanatı da fiziği de, kimyayı da, yabancı dili de uluslararası bir anlayışla öğrendiler. Ezgi’nin karatede derecesi, Seyit’in TÜBİTAK’la çalışmaları, Nehir’in piyano ve yüzmede de başarıları oldu. Bunda takım ruhumuzun ve aile oluşumuzun etkisinin büyük olduğuna inanıyoruz.