Türkiye’nin önündeki büyük soru: Çocuklarımızı nasıl koruyacağız?

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin önündeki büyük soru: Çocuklarımızı nasıl koruyacağız
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2018 06:39

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hazırlanan Adli İstatistik verilerine göre, 2008-2016 yılları arasında Türkiye’de 104 bin 531 çocuk kayboldu. Üstelik bu sadece hakkında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan veya güvenlik birimleri tarafından bulunan çocukların sayısı. Son iki haftayı Ankara ve Ağrı’da iki küçük kızın sağ salim bulunmasını bekleyerek geçirdik. Evlerinin önünde oyun oynarken kaybolan iki çocuktan üzücü haberlerin geldiği dakikalarda, henüz kaybolmuş başka çocukların anonsu yapılıyordu. Bu çocukları kim, ne amaçla kaçırıyor? İhmal kimin, bulunmaları neden uzun sürüyor? Uzmanlara sorduk...

Haberin Devamı

20 MADDEDE KAÇIRILAN VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR GERÇEĞİ

KAYIPLAR

1 - Şu an Türkiye’de kaç çocuk kayıp?

- Kaçakçılık İstihbarat Hareket ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı’nın verilerine göre Ocak 2015’te 5 bin 600 çocuk hâlâ aranıyordu. O tarihten sonra rakam verilmedi. 5 bin 600 çocuğun hepsi kaçırılan çocuklar değil. Aile içindeki şiddet, baskı, ekonomik sıkıntılar, anne-baba dayağı gibi nedenlerle evden kaçanlar da var. 

2 - Çocuğumuz kayıpsa ilk ne yapmamız lazım?

- Gecikmeden 155 ya da 156’yı aramalı ya da en yakın polis veya jandarma merkezine giderek bildirimde bulunmalısınız. Bazen aileler “Çocuk nasıl olsa bir yerden çıkar” diyerek beklemeyi tercih edebilir. Bu çok yanlış çünkü çok kritik olan ilk saatleri boşa harcamış olursunuz.

3 - Çocuklar neden kayboluyor?

Haberin Devamı

- Organ ticareti, dilendirilmek ve evlatlık verilmek için kaçırılabiliyor, ensest ilişkinin kurbanı olabiliyorlar. Nadiren anne-babasının gizli ilişkisine şahit olan çocuklar da ‘kaybediliyor’. Bu çocuklar aslında cinayete kurban gidiyor. Ama günümüzde en çok pedofili vakaları öne çıkıyor.

4 - Hangi yaş grubunun kaçırılma riski daha fazla?

- Yaş küçüldükçe risk artıyor çünkü çocuğun kendini ifade etmesi, kaçması, hareket etmesi daha zor oluyor, direnemiyor. Çocuğun okula gittiği ve dışarıda tek başına olduğu 5-6 yaşları çok tehlikeli.

5 - Çocukları arama sürecini hızlandırmak için ne yapılabilir?

- Teknoloji sayesinde çocuklarımızın son fotoğrafının elimizin altında olması mümkün. Çocukların kökünden kopmuş saç telini nemsiz bir ortamda muhafaza etmek, kürdanla tükürük örneğini ve diş röntgenini saklamak da yardımcı olur. Kokuya duyarlı köpekler, yıkanmamış giysilerdeki koku sayesinde çocuğunuza ulaşabilir.

6 - Çocuklara yabancı biriyle hangi mesafede ilişki kuracağını nasıl öğretebiliriz?

- Çocuk kaçırmada en çok kullanılan yöntemlerden biri, hoşuna gideceği bir şey verme vaadiyle kandırmadır. Çocukların iyi olanla kötü olanı ayırt etme gücü olmadığı için hiç tanımadığı birinden bir şey almasına izin verilmeyerek bu mesafenin oluşturulması sağlanmalı. Anne ve babanın dışarıdaki insanlara karşı kurdukları ilişkinin düzeyi, çocuğun örnek alması ve diğer insanlarla hangi mesafede ilişki kuracağını yorumlaması açısından önemli. İstismar en fazla yakın bir tanıdıktan geliyor. Hiç kimseye sonsuz bir teslimiyetle güvenilmemeli. Eve birileri geldiğinde, bir odaya kapanmalarına izin vermemeli, ara ara odaya gidip ne yaptıkları kontrol
edilmeli.

Haberin Devamı

7 - Aileler çocuklarını nasıl korumalı?

- Teknolojisinin sağladığı bazı cihazlar, kaçırılma/kaybolmaya karşı kullanılabilir.  Bunun için üretilmiş birçok uygulama, saat, kolye var. Cinsel istismar konusunda çocuğunuzun rutinindeki değişiklikleri fark etmek, tanımadığı kişilere karşı nasıl davranması gerektiğini öğretmek çok önemli. 12 yaşından büyükse sokakta kullandığı güzergâhları siz belirleyin. İnternet kullanımını takip edin, ailede sevgi görmeyen bir çocuk, aradığı ilgiyi internet ortamında bir yabancıda arayabiliyor. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği üyelerinden birinin altı yaşındaki çocuğunu, elinde köpek olan biri “Gel, ileride bu köpeğin yavruları var” diyerek kandırmaya çalıştı. Babası fark etmese çocuk götürülüyordu. “Benim başıma gelmez” demeyin. Bir anlık dikkatsizliğiniz kötü niyetli kişiler için büyük bir fırsattır.

Haberin Devamı

Türkiye’nin önündeki büyük soru: Çocuklarımızı nasıl koruyacağız

PEDOFİLİ

8 - Çocukları istismar eden herkes pedofil midir?

- Çocukları cinsel obje olarak kullanan herkes pedofildir. Bu kişiler, durumsal ve tercihsel olarak ikiye ayrılır. Durumsal, herkesle cinsel ilişki kurarken çocuklarla da kurar. Tercihsel olanlarsa sadece çocuklara odaklanır. Asıl konuşulan grup işte bunlar! Uzun süre bir çocuğu izler, o çocukla ilişki kurup arkadaş olmaya çalışır, “Bu bizim sırrımız, kimseye anlatma” der. Adam çocuğu onun suç ortağı olduğuna inandırdığında, olayın ortaya çıkması zorlaşır.

9 - Birinin pedofil olduğunu dışarıdan anlamak mümkün mü?

- Pedofiller toplumda yeri olan, belli görevler üstlenmiş insanlar arasından çıkabildiği gibi, sokaktaki suça yatkın kişilerden de çıkabilir. İlgisiz bir şekilde çocuk parkında oturup çocukları seyreden, sürekli okul önlerinde gezinen kişiler şüphe yaratır. Diğer insanlara sosyal olarak uygun olmayan şekilde yaklaşan, çocuk istemese bile ona sarılan, öpen, gıdıklayan, ‘güreşen’, çocukla yaşına uygun olmayan kişisel bilgilerini paylaşan kişilere dikkat etmeli. Çocukla yalnız kalmaya çalışan, ‘gerçek olamayacak kadar iyi’ görünen, farklı farklı çocuklara bakmaya talip olan, çocukları yalnız olarak aktivitelere götürmeye çalışan, durup dururken hediyeler veya para veren, çocuklar varken açık saçık konuşan, sık sık çocuğun vücuduyla ilgili yorum yapan yetişkinlere daha da fazla dikkat etmek gerekir.

Haberin Devamı

10 - Çocuklar için kimler tehlike arz ediyor?

- En büyük tehlike yabancılardan değil, tanıdığımız insanlardan gelir. İstismara uğrayan çocukların yüzde 90’ı istismarcıyı tanır ve yüzde 30’u aile üyelerinin, yüzde 60’ı ailenin güvendiği kişilerin istismarına uğrar. Yüzde 40’ıysa kuzenler veya çocuk bakıcıları gibi daha büyük veya yapılı gençler tarafından istismar edilir. Cinsel istismar olaylarının yüzde 80’den fazlası çocuk yalnızken, bire bir durumlarda      ortaya çıkar.

11 - Çocukları nasıl sevmemiz, nasıl sevmememiz lazım?

- Daha büyürlerken anne-baba ve bakım verenlerin çocuğun bedenine, mahremiyetine önem vermesi gerekiyor. O istemedikçe zorla öpmemek, sarılmamak çocuğun bedeninin kontrolünün kendi elinde olduğu ve buna dışarıdan müdahaleye izin vermek zorunda olmadığını öğretmek anlamına gelir. Tersi durumda çocuk iyi ve kötüyü ayırt etme gücü olmadığı için yanağından makas alan biriyle genital bölgesine dokunan kişinin niyetinin ‘onu sevmek’ anlamına geldiğini düşünebilir. Çocuğa küçük yaşlardan itibaren özel bölgelerine kimsenin dokunmasına izin vermemesi gerektiği öğretilmeli. Çocuğunuz herhangi biri onu öptüğünde/dokunduğunda rahatsız oluyorsa bunu paylaşması gerektiğini bilmeli.

Haberin Devamı

12 - Çocuklarla cinselliği ne zaman, nasıl konuşmalıyız?

- Cinselliği konuşmaya erken başlayın, burnunun, ağzının yerini öğretirken cinsel organlarının da yerini öğretin. Çocuklar vücutları hızla değiştikçe kaygılanır, o yüzden yaşanacak değişiklikler hakkında konuşmak, gelecek dönemi güven içinde beklemelerini sağlar.

13 - Çocuklarda istismar farkındalığı yaratmak için nasıl bir yol belirlemeli?

- Çocuğunuza mahremiyeti öğretin. Bu mahremiyetin önemli bir yönü çocukla aynı yatağı paylaşmamaktır. Nerede çıplak ve nerede giyinik olmaları gerektiğini bilmeliler. İyi dokunuşla kötü dokunuşu ayırt etmeyi ve eğer kötü bir dokunuşta karşısındakini durdurmakta güçlük yaşıyorsa mutlaka bir büyüğüne söylemesi gerektiğini öğretin. 0-6 yaş arası çocuklara onları korkutmadan, hoşlanmadığı dokunmalar konusunda bilgi vermeli. Daha büyük çocuklar bu konuda bilgilendirilmişse, istismarcıyı durduramadıkları takdirde, bağırarak yardım istemeleri öğretilebilir.

Türkiye’nin önündeki büyük soru: Çocuklarımızı nasıl koruyacağız

Çocuğunuz kaybolduğunda, ilk saatler en kritik zaman. Hiç beklemeden 155 veya 156’yı aramalı, güvenlik birimlerini haberdar etmelisiniz.

14 - Çocukları internetteki tehlikelerden nasıl koruruz?

- Bunun en temel yolu, ailenin kendi internet kullanma alışkanlıklarını gözden geçirmesi. Çünkü çocuk ailede gördüğü alışkanlıkları tekrarlar. İnternet servis sağlayıcıları tarafından önerilen çocuk profilleri kullanılabilir. Çocuğun internet kullanma düzeni ve ziyaret ettiği sayfalar aile tarafından izlenmeli. Çocuklara internette yabancılarla konuşmamaları, yaş, telefon numarası, adres bilgileri vermemeleri, en önemlisi internetten tanıştıkları kişilerle buluşmamaları tembihlenmeli ve kontrol edilmeli. İnternette rahatsız edici içeriklerle karşılaşmaları halinde neler yapmaları gerektiği ve ailelerini haberdar etmelerinin önemi de anlatılmalı.

15 - Bir çocuğun istismar edildiği nasıl anlaşılır?

- Yaşının gerektirdiğinden fazla cinsel içerikli söylemler, oyunlar, ani ortaya çıkan içe kapanma ya da huzursuzluk, günlük alışkanlıklarında, yeme düzeninde değişiklikler, bazı kişilerden ve mekânlardan kaçınma, ağız çevresi ve genital bölgesinde kızarıklık, morarma ya da ağrı, tuvalet alışkanlığında değişme gözlemlenirse ailenin muhakkak bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanından yardım alması gerekir. Hiçbir çocuk durup dururken istismar edildiğini söylemez.

16 - Çocuk cinsel istismara uğramışsa ilk ne yapmak gerekir?

- Cinsel istismara uğradığını söylüyorsa, onu mutlaka dinleyin. Yanlış bildirim çok azdır. Çocuk için bunu söylemenin çok zor olduğunu, inanılmayacağı korkusuyla genellikle bu duruma katlanmaya devam edeceğini unutmayın! Ruhsal tedavi ve destek almaları şart. Çocuğunuzun sizin çok üzgün olduğunuzu bilmesi, onun kendini daha kötü hissetmesine neden olabilir. Çocuğunuzun neye ihtiyaç duyduğuna odaklanın; en önemlisi istismarın asla tekrarlanmayacağını ve bunun kendi hatası olmadığını bilmesi.

17 - Devlet üzerine düşeni yapıyor mu?

- Devlet, “Evet, böyle bir sorun var, bu konuda ne yapabiliriz” konusuna “Cezayı artıralım” şeklinde bakıyor. Cezayla caydırma söz konusu olabilir ama o cezayı uygulayan kişilerin de eğitilmesi lazım. Savcıların, avukatların, öğretmenlerin, polislerin... Alo İmdat hattımız 183’e herkes başvuruyor. Bu konuda yol almış ülkelere baktığınızda çocukların Alo İmdat hattının ayrı olduğunu görürsünüz. Bir sorundan bahsederken sayılar üzerinden gidersiniz ama Türkiye’deki verileri sadece bakanlık biliyor, ne akademisyenlerle ne de sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşıyor!

Türkiye’nin önündeki büyük soru: Çocuklarımızı nasıl koruyacağız

YASALAR NE DİYOR

Avukat Seda Akço Bilen

İdam hiçbir sorunu çözmez

18 - Çocuk istismarı yargılamalarında varılan sonuçlardan memnun musunuz?

- Hayır, değilim. Yargılamalar genellikle yetersiz delille yapılıyor, mağdur çocukların kendilerini rahatlıkla ifade etmelerine olanak sağlayacak uzmanlık ve altyapıya da sahip değiliz. Davalar çok uzuyor, kararlar gecikiyor. Adil olmayan bir yargılama sonucu verilen cezanın hiçbir güvenilirliği olmadığı gibi, mağdur veya olası mağdurlar açısından da koruyucu olmuyor.

19 - Yasalar çocukları yeterince koruyor mu?

- Yasalar deyince sadece ceza yasalarını sorgulamamalısınız. İdarenin önleme sorumluluğuyla ilgili kanunları da bu sorgulamaya dahil etmelisiniz. Bazı koruyucu usuller öngörülmüş durumda. Çocuğun yanında bir uzman bulunması, ifadesinin bir kerede alınması gibi düzenlemeler var. Aynı zamanda bu düzenlemeleri hayata geçirmek için çocuk izlem merkezleri, adli görüşme odaları gibi yerler açılıyor, bu alanda çalışanlara eğitim veriliyor. Çocuk Koruma Kanunu, mağdur çocuklar için tedavi, danışmanlık, bakım gibi tedbirler uygulanmasını öngörüyor. Ancak bunlar yeterli değil. Eğer bir çocuk bile zarar görüyorsa yasada da sistemde de yetersizlik var demektir.

20 - İdam cezası çözüm olur mu?

- İdam hiçbir sorunu çözmez. Yapılması gereken, gerçek çözümleri tartışmak. İstismarın önlenmesine dair hiçbir öneriyle bu derece ilgilenmiyor. Çocuklar için koruyucu bir çevre oluşturabilmeye ancak toplum, devlete “Çocukların kaybolmasını önleyecek tedbirler almıyor musun” diye sorduğunda başlarız.

Kimler katkı sağladı?
Adli tıp uzmanı ve İmdat Derneği kurucusu Prof. Dr. Oğuz Polat, çocuk ve ergen psikiyatrları Prof. Dr. Özgür Öner ile Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, eski cinayet masası dedektifi Mesut Demirbilek, Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) Başkanı Zafer Özbilici, Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Betül Ulukol ile psikiyatr Prof. Dr. Bengi Semerci.

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

BAKMADAN GEÇME!