Türkiye’nin ilk kadın kar leoparı: Biz bir şeyi gerçekten istersek Everest bile karşımızda duramaz!

Üniversite bittikten sonra bir dönem kurumsal hayatta çalışmışsınız. Kafe açıp arıcılık bile yapmışsınız. Ne oldu da dağcılık sporuna gönül verdiniz?

Üniversite yıllarımda kariyer hedefleri olan, gelecek planları iş dünyası üzerine kurulu bir işkolik, ‘normal’ bir insandım. Fakat profesyonel olarak birçok outdoor sporu yapıyordum. Sonra yüksek irtifa dağcılığıyla tanışınca her şeyi ona göre planlamaya başladım.�
Hatta  balayı tatilimi bile iptal ettim!

Eğitiminizi nereden aldınız?

Dağcılığa oldukça geç bir yaşta başladığımdan bir kulübüm ya da üniversite kulübü geçmişim yok. Türkiye Dağcılık Federasyonu’ndan eğitim almaya karar verdim. Eğitime vakit ayırmam gerektiğinden kış aylarında daha serbest olabileceğim düşüncesiyle arıcılık yapmaya başladım. Aslında ailemde arıcılık ya da çiftçilik geçmişi yok. Sonra Almanya’ya gitmek zorunda olduğumdan bıraktım.

Parmakları kesilen oldu

Almanya’ya yerleşme fikri nasıl oluştu? Orada ne iş yapıyorsunuz?

Ailevi sebeplerle iki yıldır Münih’e yakın küçük bir şehirde oturuyorum. Postacılık yapıyorum.

İlk uzun macera hangi dağdaydı?

Çok acemi ve çok tedirgin olmama rağmen Kırgızistan’daki 7 bin metrelik Lenin Dağı’nda. 2015’te Dağcılık Federasyonu Başkanı’nın daveti üzerine katıldığım bu tırmanışta vücudumun ne tepki vereceğini ya da başıma nelerin gelebileceğini bilmiyordum. Hayatımda bir ilkti, çok şey öğrendim. Vücudumu tanıdım, bana nelerin iyi, nelerin kötü geldiğini öğrendim. En önemlisi, bu işe kesinlikle devam edeceğimi gördüm.

Bu tip organizasyonlarda federasyon, sporcuları hangi kriterleri gözeterek davet ediyor?

Aslında koşullar her sene ve farklı federasyon başkanlarına göre değişiyor. Genel bir başvuru açılıyor, aldığınız eğitimlere ve deneyimlerinize bakılıyor. Dağda bir eleme yapılıyor. Sonrasında sağlık ve kondisyon testleri yapılıyor. Tümünü geçerseniz listeye girmeye hak kazanıyorsunuz, tabii genelde kişi sayısı sınırlı tutuluyor.

Lenin Dağı’ndan sonra hangi tırmanışlar oldu?

Lenin ile büyük beşliden birini geride bırakmış oldum. 2017’de Tacikistan’daki Peak Korjenevskaya ve İsmail Somoni dağlarına tırmandım. 2018’de Kazakistan ve Kırgızistan’daki Han Tengri Dağı’nın zirvesine, 2019’daysa beşlinin en sonuncusu olan Rusya’daki Pobeda Dağı’na çıktım. Hepsi 7 bin metrenin üzerinde.

7 bin metrelik bir tırmanış çok zor olmalı. Yüksek irtifalara bağlı sağlık problemi yaşadınız mı?

2017’de Korjenevskaya tırmanışında her türlü sağlık problemi yaşadım ama bu avantajdı benim için. Vücudum 7 binlerde yaşayan tüm mikroplara alıştı ve geri kalan dört dağda bağışıklık sistemim iyi savaştı. Dördüncü dağım olan Han Tengri’de ekibin başına çok şey geldi. Çığa maruz kaldık, kaburgası çatlayan bir arkadaşımızı aşağı zor indirdik. Maalesef parmakları donan ve kesilen de oldu. Her şeyi deneyimledim yani. Bu arada bu tırmanışların üçünü federasyon destekli, birini kısmi finansal destekli, diğerini de kendi çabalarımla yaptım.

Gelelim ‘Kar Leoparı’ unvanı da aldığınız beşlinin sonuncusu olan Pobeda’ya... Pobeda’ya çıkışımızsa 11 gün sürdü. 15 Temmuz’da başlayıp bölgeden
15 Ağustos’ta ayrıldık. Çıkarken normal düzeyde zorlandık. Bir bir etapları geçtik. Ama dönüş yolu sıkıntılıydı. 6 bin 800 metrede iki akşam fırtınada mahsur kaldık. Çadırımız zor dayandı. Tırmanışımız sırasında Pobeda Dağı’nda başka ekiplerden dört, Han Tengri Dağı’nda da bir kişi hayatını kaybetti.

Kadınlar yoklukla baş edebiliyor

Fiziksel ve psikolojik özellikleri de göz önüne alırsak, tırmanışlarda kadınlar erkeklere göre hangi konularda daha avantajlı ve dezavantajlı?

Kadınlar sadece bu sporu değil fiziksel güç gerektiren her sporu yaparlar. Erkeklerden daha kaslı ya da daha güçlü değilim. Kas gücü antrenmanla geliştirilebiliyor. Her işte olduğu gibi dağcılığın da kuralları var. Teknik bilgilere ve yeterli deneyime sahipseniz geriye baş etmek zorunda olduğunuz doğa koşulları kalıyor. İşte bu noktada kadınların avantajları başlıyor.

Neden?

Bence biz kadınlar yoklukla daha iyi baş ediyoruz, çok yönlü düşünebiliyoruz ve zorlu koşullarda farklı çözümler bulabiliyoruz. Üstelik inatçıyız. Yüksek dağlarda fiziksel gücün yanında mental güç de çok önemli bir etken. Biz kadınlar bir şeyi gerçekten istediğimizde Everest bile karşımızda duramaz!