Güncelleme Tarihi:
Riff Cohen, geçen hafta ‘Bye Dubai’ isimli yeni şarkısını hayranlarıyla buluşturdu. 2021’in Kasım’ında gittiği Dubai gezisinden ilham alarak yazdığı şarkısının sözlerinde modernleşmeye ve doğayla olan ilişkimize değiniyor. En son 2018’de Türkiye’de konser veren sanatçı Enter the Music festivali için 26 Mayıs’ta İzmir Arena’da, 27 Mayıs’ta İstanbul KüçükÇiftlik Park’ta Belçikalı müzik grubu Oscar and the Wolf’la art arda sahne alacak. Cohen, sorularımızı
yanıtladı.
*Şarkılarınız çok dinleniyor, konserleriniz dolup taşıyor. Türkiye’de bu kadar çok sevilmenizi neye bağlıyorsunuz? Ülkemizle nasıl bir bağınız var?
Doğu ve Batı arasındaki kültürel kombinasyonu görünüşümde ve müziğimde sıkça kullanıyor olmam sanırım Türkiye’deki hayranlarımın ilgisini çekiyor. Ben de Türkiye’yi modern ve gelenekselin kültürel kombinasyonu olduğu için çok seviyorum. Bu benim kişisel karma kültürüm gibi... Tunuslu büyükannem hayatımdaki en büyük ilhamlarımdan biriydi. Bence Doğu ve Batı arasındaki ortak noktada buluşan bu yaşam şekline tüm dünyanın ihtiyacı var. İstanbul’a yaptığım her ziyaret benim için harika geçti ve tekrar geleceğim için heyecanlıyım.
“Bir karışım gibi hissediyorum. En büyük ilham kaynağım Tunuslu büyükannem. Annem iki kez göç etmiş.”
*Çoğunlukla Fransızca olmak üzere İbranice ve Arapça da şarkı söylüyorsunuz. Kendinizi daha çok İsrailli mi Fransız mı yoksa Kuzey Afrikalı olarak mı görüyorsunuz?
Teknik olarak bu bahsettiklerinizle hepsiyle bir aradayım ve mental olarak kendimi bir karışım gibi hissediyorum. Bu yeni bir salata gibi. Annem hayatında iki kez göç etmek zorunda kalmıştı. Aslında bende de bir çeşit göçmen zihniyeti var. Hâlâ kendimi hiçbir yerde evimde gibi hissetmiyorum.
* Dünyanın birçok yerinde yaşanan çatışmaları gördükçe nasıl etkileniyorsunuz?
Bir sanatçı olarak müziği insanları iyileştirmek, sevmek ve bir araya getirmek için kullanabileceğim bir araç olarak görüyorum. Politikayı
sevmiyorum ve takip etmiyorum. Bir televizyonum bile yok.
* ‘Bye Dubai’ şarkınızın hikâyesi nedir?
Geçen yılın kasım ayında konser vermek için Dubai’ye davet edilmiştim ve çok heyecanlıydım. Harika bir görsel sanatçı olan arkadaşım Michael Liani de bana eşlik etti. Bu büyüleyici yolculuğu belgelemeye karar verdik. Dubai’ye ilk kez gelen iki İsrailli olarak gördüklerimizi anlamamız biraz zaman aldı. Bir süre sonra parıltılı lüks kültürünü çözmeye başladık. Örneğin büyük bir otelde kalıyorduk ve lobideki kitaplar bile dekorasyon olduğu için sahteydi. Şehirde turistlerin dolaştığı yerleri gezdiğimizde hiçbir şeyin gerçekten otantik olmadığını gördük. Çölde bir çalıya, herhangi bir hayvana hatta sineğe bile rastlamadık. Döner dönmez bir şarkı yazdık ve ortaya ‘Eğer bu modernleşmeyse ben yaradılış günlerine dönmeyi tercih ederim’ sözleri çıktı.
* Belçikalı ünlü grup Oscar and the Wolf ile aynı sahnede art arda konser vereceksiniz. İstanbullu ve İzmirli hayranlarınızı neler bekliyor?
Vay vay vay! Eski-yeni şarkılarımı söylerken hep birlikte dans edip zıplayacağımız bir konser olacak!