Güncelleme Tarihi:
Türk sporunun dev kulüplerinin ebedi mücadelesi bir süredir tarih sahnesinde de devam ediyor. 2000’li yılların başında tarih defterinin tekrar açılmasına önayak olan kulüp Beşiktaş’tı. Şimdiyse Fenerbahçe, Türkiye Süper Lig’inin başladığı tarih olarak kabul edilen 1959’dan önceki şampiyonluklarının ulusal sayılması ve yıldız hesabına katılması için uğraşıyor. Kulüp 2021’in mart ayında Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) başvurarak söz konusu dokuz şampiyonluktan doğan maddi ve manevi taleplerinin karşılanmasını istedi. Ancak o günden bugüne yönetimi değişen TFF bir karar açıklamadı. Bu belirsizlik nedeniyle de tartışma alevlendikçe alevlendi, kulüplerin taraftarları arasında atışmalara dönüştü. Bu tartışma halen sosyal medyada bazen hararetle, bazen de şakaya vurularak meme’lerle (mim, sosyal medyada mizah amacıyla birleştirilen görsel ve metin) devam ediyor.
TFF’nin 2000’li yılların başında açıkladığı yıldız sistemine göre en üst profesyonel ligde şampiyon olan kulüpler her 5 şampiyonluk için 1 yıldız takma hakkına sahip. Bu sisteme göre Galatasaray 22 şampiyonlukla 4,Fenerbahçe (19) ve Beşiktaş (16) 3 yıldız takıyor. Fenerbahçe’nin talebi bu hesaba 1959 öncesi şampiyonlukların daeklenmesi ve formasında 5 yıldız kul-lanmasına onay verilmesi yönünde. Başvuruda bahsedilen şampiyonluklar Türkiye Futbol Birinciliği’ndeki 1932-1933, 1934-1935 ve 1943-1944 sezonları ve Milli Küme organizasyonundaki 1936-1937, 1939-1940, 1942-1943, 1944-1945, 1945-1946 ve 1949-1950 sezonları... Ancak spor camiasındaki bazı isimlerin buna itirazları var.
Örneğin Galatasaray tarihi ve ulusal şampiyonluklar üzerine araştırmalar yapan Melih Şabanoğlu’na göre Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme adlarıyla düzenlenen organizasyonlarda bir devamlılık ve ulusal kapsayıcılık yok.
***Galatasaray 22 şampiyonlukla 4 yıldıza sahip.***
***Fenerbahçe’nin 19 şampiyonluğu var. Yıldız sayısı 3 ama 9 şampiyonluğu sayılırsa 5’e çıkacak.***
***Beşiktaş’ın şampiyonluğu 16, yıldız sayısı 3. Beşiktaş’ın 2 şampiyonluğu başvurusu sonrası yıldız hesabına katıldı.***
‘İki şampiyon olmaz’
Şabanoğlu, 1937-1950 yılları arasında düzenlenen Milli Küme ve 1924-1951 arasında düzenlenen Türkiye Futbol Birinciliği’nin farklı organizasyonlar olduğunu vurgulayarak aynı sezondan iki ulusal şampiyonun çıkmasının mümkün olmayacağını iddia ediyor: “Bu
dönemdeki 7 sezonda 14 şampiyonluk işlendiğini görüyoruz.
Bu şampiyonlardan biri Milli Küme’den çıkıyor, diğeri Türkiye Futbol Birinciliği’nden. Milli Küme’ye üç büyük şehrin takımları katılıyor. Diğeriyse bugünün Türkiye Kupası’na karşılık gelebilecek, eleme usulüyle oynanan bir turnuva. 7 sezonda bu ikisi çakışıyor ve Fenerbahçe’nin son başvurusunda ikisinin de şampiyon olarak kabul edilmesi isteniyor.”
‘Komite kurulmalı’
Şabanoğlu’na göre TFF Tahkim Kurulu’nun 2002’de aldığı karar bu konuda bağlayıcı. Yıldız sisteminin açıklanmasından sonra 1957 ve 1958’de düzenlenen Federasyon Kupası’nda şampiyon olan Beşiktaş bu 2 şampiyonluğun yıldız hesabına katılması için başvurmuştu. Tahkim Kurulu da bu talebi haklı görüp Beşiktaş’ın yıldız hesabına 2 şampiyonluk ekledi. Şabanoğlu gerekçeli karardan yola çıkarak bunun nedenini açıklıyor:
“O kararda bir standart getiriliyor, yani şunu söylüyorlar: ‘1959’da başlayan lig ile 1957 ve 1958’de oynanan ve Beşiktaş’ın şampiyon olduğu Federasyon Kupası statü olarak aynıdır.’ Evet, statü aynı çünkü Federasyon Kupası’na da Türkiye’deki tüm profesyonel kulüpler katılabiliyor.”
Hürriyet spor yazarı Uğur Meleke ise bu kararın kulüp yöneticileri ve fanatik taraftarlara bırakılamayacağını belirtiyor: “Ulusal şampiyonluklar konusunda küresel bir ölçüt tanımlamak kolay değil. Çünkü her ülkenin kendine özgü koşulları var. 1. ve 2. Dünya Savaşları nedeniyle her ülkenin kendi liginin yapılabildiği, yapılamadığı ya da ulusal olup olmadığı seneler, sezonlar farklı. Türkiye’nin durumunun da ülkemizin koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Bu, kulüp yöneticilerinin ya da fanatik taraftarların karar verebileceği bir konu değil. Türkiye Futbol Federasyonu komite kurmalı. Futbol tarihçileri yer almalı. Hatta Halit Kıvanç gibi o döneme şahit olan uzmanların görüş beyan etmesi gerekir. Mehmet Yüce, Erdinç Sivritepe, Mehmet Şenol ve Tanıl Bora gibi bu ülkede bu konuda ciddi çalışmaları olan uzmanlar var. Her sene ayrı ayrı değerlendirilip hangisinin ulusal kabul edilebileceğinin kararlaştırılması lazım.”