‘Türk sanatçılarla bağlantılı projeler olabilir elbette’

Güncelleme Tarihi:

‘Türk sanatçılarla bağlantılı projeler olabilir elbette’
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2022 07:00

Bengi Ünsal, Londra’daki Çağdaş Sanatlar Enstitüsü’nün (ICA) yeni direktörü oldu. Bu ay görevine başlayan Ünsal “Çok beğendiğim Türk sanatçılar var… Başarılarına biraz daha dikkat çekebilmekte payım olabilirse ne mutlu bana” diyor.

Haberin Devamı

Salon İKSV’nin eski direktörü Bengi Ünsal, 2016’da Londra’daki Southbank Center’a transfer olmuş, kültür ve sanat merkezinin çağdaş müzik direktörlüğü görevini üstlenmişti. Ünsal, bu ay yine Londra’daki Çağdaş Sanatlar Enstitüsü’nde (ICA) direktör olarak yeni görevine başladı. Ünsal 75 yıllık tarihe sahip ICA’ya liderlik eden ikinci kadın direktör oldu. “Türkiye’deki kurumlar Avrupa’daki örneklerinden birçok konuda çok daha ileri olabiliyor. Yoktan var etmek zorunda kaldıkları için kurdukları ilişkiler, pratik zekâları bence takdire değer” diyen Bengi Ünsal sorularımızı yanıtladı.

* İKSV’den ICA’ya uzanan yolculuğunuzu nasıl anlatırsınız?
Hem İKSV hem de ICA bulundukları ülkenin, şehrin ve kültür-sanat hayatının gelişiminde çok önemli yeri olan iki kurum. Kendimi her ikisinde de çalışma fırsatı bulduğum için çok şanslı hissediyorum. ICA, iki sineması, sergi alanları, tiyatro/konser sahnesi, restoranı, kafesi, barı, kitapçısı ve prova stüdyosu olan bir kurum ve dolayısıyla yapılabilecekler oldukça kapsamlı. Bu kez, Southbank’te olduğum gibi sadece müzik programlamasından değil, tüm bu alanların, sanat dallarının programlamasından, binanın ve ekibin yönetiminden sorumluyum.

* ICA’ya neler katmayı planlıyorsunuz? İleride Türkiye bağlantılı projeler olacak mı?
ICA çok önemli sanatçıların ve pop art gibi sanat akımlarının çıkış noktası olmuş, kimi zaman radikal duruşuyla ve sistem eleştirisiyle öne çıkmış. Geçen yıllarda kendisini daha çok görsel sanata hapsetmiş. Benim amacım, kurumu eski, çok disiplinli günlerine geri döndürmek. Yeni dönem sanatçılarının üretim yeri haline getirmek istiyoruz ICA’yı. Türk sanatçılarla bağlantılı projeler olabilir elbette. Odağımızın merkezi sanatçılar olacak, hangi memleketten olursa olsun.

Haberin Devamı

“ICA’da sergisi olan ilk kadın sanatçı Fahrelnissa Zeid, biliyor muydunuz?”

* ICA’da Türk sanatçılardan kimlerin performans sergilemesini istersiniz?
ICA’da sergisi olan ilk kadın sanatçı Fahrelnissa Zeid, biliyor muydunuz? Bu üzerine inşa edebileceğimiz çok güzel bir temel. Çok beğendiğim Türk sanatçılar var. İsim vererek unuttuğum sanatçılara haksızlık etmek istemiyorum ama mesela Cevdet Erek, Güneş Terkol, İnci Furni, Leyla Gediz, Bora Başkan, Fatma Bucak, Ahmet Öğüt... Sadece görsel sanattan bahsetmek olmuyor tabii, yazarlar, düşünürler, sinemacılar, müzisyenler... Çok yetenekli sanatçılarımız var ve yurtdışında da son derece aktifler. Başarılarına biraz daha dikkat çekebilmekte payım olabilirse ne mutlu bana.

* Türkiye’ye dışarıdan baktığınız zaman kültür-sanat anlamında ne gibi eksikliklerimiz ya da artılarımız var?
Türkiye’deki kültür-sanat kurumları Avrupa’daki örneklerinden birçok konuda çok daha ileri olabiliyor. Yoktan var etmek zorunda kaldıkları için, kurdukları ilişkiler, pratik zekâları bence kesinlikle takdire değer. Ben de bu mesleği Türkiye’de öğrendiğim için şanslı hissediyorum kendimi. Karşılaştırmak yanlış olur ama örneğin devlet fonlaması Türkiye’de eksik. İngiltere’de sanat kurumları devletten ve ülkenin Kültür Konseyi’nden bütçelerinin yüzde 30-40 civarını hibe olarak alıyorlar. Türkiye’de maalesef böyle bir destek söz konusu değil. Belki daha iyi yapılabilecek, geliştirilebilecek konulara örnek olarak yerel halk ve komünitelerle ilişki alanlarını gösterebilirim. Ücretsiz yaratıcı sanat eğitimi programları da olmalı. Sanat etkinliklerinin İstanbul dışına daha çok aktarılabilmesi de olabilir.

Haberin Devamı

‘Türk sanatçılarla bağlantılı projeler olabilir elbette’

Kimi sanat akımlarının çıkış noktası olan enstitünün binası...

Bir gecede tüm gelirimiz sıfırlandı

* Pandemi sizi nasıl etkiledi?
İş açısından oldukça zor bir-iki yıl geçirdik. Bir gecede, kapanmayla birlikte tüm gelirimiz sıfırlandı. Southbank olarak bir yılda 25 milyon pound kaybettik. Yönetici olarak çok şey öğrendiğim ama oldukça zorlandığım iki yıl oldu.

* Şu sıralar günleriniz nasıl geçiyor?
Haftada iki gün, sabahları online spor yapıyorum. Sonrası kahve ve bilgisayar başına çöküş. İşgünüm çoğunlukla toplantılar ve e-postalarla geçiyor. Akşamlarıysa konserlere veya sergi açılışlarına gidiyorum. Hafta sonunu çoğunlukla dinlenmeye, köpeğim Kylo ile parkta yürüyüş ve yemek yapmaya ayırıyorum. Kylo tüm stresimi alıyor ve beni çok mutlu ediyor. Pandemiyi Kylo sayesinde atlattık diyebilirim.

İstanbul 24 saat yaşayan bir şehir

Haberin Devamı

* İstanbul’daki kültür-sanat ortamını özlüyor musunuz?
Kültür-sanat camiasının çok büyük bir parçası olduğu hayatımı özlüyorum diyelim. Ofiste kahve molasında iş arkadaşlarımla yaptığımız sohbeti, Salon’daki bir konseri, peşi sıra Babylon’a gitmeyi, oradan bir gece kulübünde geceyi sonlandırmayı… DJ’lik yapmayı... Gittiğim her yerde evimmiş rahatlığında vakit geçirebilmeyi, her adımımda bir tanıdıkla veya arkadaşımla karşılaşmayı çok özlüyorum. İstanbul 24 saat yaşayan bir şehir. Londra için aynı şeyi diyemem. Saat 23.00 gibi çoğu yer kapanıyor burada.

* İKSV 50’nci yaşını kutluyor. Ne söylemek istersiniz?
1996’da İKSV’de işe rehberlikle başladım. Tüm gençliğim İKSV etkinlikleriyle geçti. İKSV olmasa bugün burada olur muydum bilmiyorum açıkçası. Türkiye’nin kültür-sanat hayatına etkisi çok büyük, şahane bir kurum.

BAKMADAN GEÇME!