Güncelleme Tarihi:
Havayı alacağım, o ayrı. Yanı sıra bir de yeğenim için elektrikli tren seti almam lazım. Aslında çocuğun yılbaşı hediyesi olarak böyle bir talebi olmadı. Ama ben kendi çocukluğumda her yılbaşında elektrikli tren isterdim. Bir türlü kavuşamadım. 15 yaşımda trenle mrenle hiç işim kalmamış bir noktaya geldiğimde en tırtından bir plastik tren getirdilerdi, ona da ayrı bozulduydum. Hem rötar yapıyorsunuz hem ucuza kaçıyorsunuz diye. Neticede çocuk dediğin de, kendi olmamışlıklarımızı üzerinde oldurmak için var. Benim olmayan tren pekâlâ yeğenimin olabilir.
* * *
Ortalıkta biraz dolanıp üç-beş oyuncakçı gezince trenin niye alınamadığını anladım. Şunun tipi fena değilmiş dediğin 1400 liradan başlıyor.
Tren işi yatar yeğen, hiç kusura bakma. O fiyata 14 kişiye hediye alırım ben. Ama biraz etrafa bakınınca o iş de yaş gibi duruyor.
Geyikli kapı süsü 280 lira
Dükkânlar inanılmaz saçma ürünlerle dolu. Nostalji temalı tişört 240 lira. Nostalji de Kentucky’nin, Teksas’ın nostaljisi; sana bana bir nostaljikliği yok.
Yeni yıl ruhunu yansıtan terlik. Kıpkırmızı, haliyle beyaz ponponları var, üzerinde ‘Let It Snow’ yazıyor. Bunu paketten çıkaran, çıkardığı gibi ağzınıza vurmak için kullanır. ‘Moda tutkunları buraya’ yazmışlar bir de yanına.
Geyikli kapı süsü. 280 lira. Tam yıl boyunca pişman olmalık bir alışveriş... İç çamaşırcılar da seksili kırmızıya abanmış. Ne hayatlar yaşanıyorsa bir yerlerde demek...
Yılbaşı temalı dekoratif vazo var. Kırmızı bir kaktüs şeklinde kendisi. 170 lira. Geyikli bornoz, yeni yıl temalı halı, Noel Baba konseptli köpek giysisi, duş jeli (evet, tematik duş jeli), tabii ki kar küresi...
* * *
Bu muhteşem ürün gamına bakınca Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in geçen dikkatimi çeken, yılbaşı nedeniyle ucuza satılan ürünlere itibar edilmemesi gerektiğini bildirdiği açıklamasını hatırlıyorum. “Nerde bulmuş bu ucuza satılan ürünleri acep” diye düşünmeden edemiyorum. Benim baktığım her yerde millet tuttuğuna 50-100, ne gelirse fazladan yapıştırma peşinde. Hani “Onun dediği merdiven altı, bunlar merdiven üstü” diyeceksin ama pek öyle bir durumları da yok.
Elbette her tarafta Noel Baba’lar var. Bir taraftan çocuklarla boğuşurken, bir taraftan da “Bu yılbaşını da atarlı bir yılbaşı karşıtı tarafından bıçaklanmadan atlatır mıyız” diye endişeli endişeli bakışlar atıyorlar. Allah kurtarsın kardeşim, kendinize dikkat edin, olaylara karışmayın.
Yeğene hediye: Yüksek KDV’li kitap
Bu kadar kırmızı, beni bir noktada boğuyor. Çocuğa yüksek KDV’li kitap alıp topu taca atıyor ve kendisini anaokulundan bir velinin düzenlediği çocuklar için erken yılbaşı partisinden almak üzere harekete geçiyorum.
Parti evine intikal ettiğimde gördüğüm manzara inanılmaz. Ev sahibesi Türkiye’ye iş için gelmiş, iyi niyetli bir Batılı. Kadın heves etmiş çocuklara bir güzellik yapayım diye. Bunlar ortalığı tarumar etmişler, hâlâ da ediyorlar. Ama böyle bir tarumar yok! Ağacı tekmeleyen mi istersin, hediyeleri bağlamsızca havalara fırlatıp duran mı... Pasta, börek ne varsa hepsi her yerde zaten. Kadıncağız faltaşı gibi açılmış gözleriyle “Children, Children” deyip duruyor ama olay kontrol altına alınabilir noktayı çoktan geçmiş.
* * *
Kanepenin üzerinde deli gibi zıplayan yeğeni tutup “Tavşan kardeş, kolay gelsin de n’apıyorsunuz, biraz sakinleyin” diyorum. “Dayı biz duracağız da abla hep ‘Çıldırın’ diyor, biz de çıldırıyoruz o isteyince” cevabını alıyorum. “Aferin aslan yeğenim, hep böyle laf dinle” diyerek oğlanı topluyorum. Bir an gaza gelip bu manyağa tren almadığım için de son derece mutluyum.