Güncelleme Tarihi:
Sosyal medya artık profesyonel imajımızı şekillendiren ve iş dünyasında hakkımızdaki ilk izlenimi oluşturan kritik bir alan haline geldi. İşe başvuru sürecinde LinkedIn, Instagram, Facebook veya X gibi platformlardaki tutumumuzun bizi nasıl etkileyebileceğini İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Yeni Medya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Tugay Sarıkaya ve şirketlerin işe alım konusunda uzman, yetkili isimleriyle konuştuk.
Sosyal medyayı çoğunlukla sosyal alanda kendi benliğimizi sunma çabasıyla kullandığımızı ve ilk etapta bunun bir avantaj gibi göründüğünü belirten Dr. Tugay Sarıkaya şunları söylüyor: “Belki 5 sayfa özgeçmiş göndersek okumayacak insanlar son 5 yılda nereye gittiğimizden neler yaptığımıza kadar her şeyi görebiliyor. Üstelik şirketler bizi orada gördükleri gibi değerlendirme eğiliminde. Bir fotoğrafımız itici gelebilir ya da düşünce yapımız şirket yöneticilerine uymayabilir. Bu durum işi ne kadar iyi yapabileceğimizin önüne geçebilir.”
Sarıkaya toplumsal açıdan dijital medyada okuryazarlık seviyesinin arttırılması gerektiğinin altını çizerek “İlkokuldan itibaren sosyal medyanın ne kadar önemli olduğu, herhangi bir yorum ve paylaşımımızın ilerleyen yıllarda kariyerimizi şekillendirebileceği gibi konularda çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz. Çünkü sosyal medyada sunduğumuz benlik bizim yansımamız olarak değerlendiriliyor” diyor.
‘OLMAMAK DA KÖTÜ’
Günümüzde şirketlerin işe alacakları kişiyi sosyal medyadan izlemeleri normal değerlendiriliyor. Sarıkaya konuyla ilgili şunları anlatıyor: “Herkes çalışacağı insanı bilmek istiyor. Ama diğer tarafta bu ‘Sürekli izleniyorum’ etkisi yarattığı için insanlar profillerinde farklı isimler kullanma yoluna gidiyor. Bu durum da onların ‘bilinmez’ olarak algılanmasına ve işverenin kafasında soru işaretine neden oluyor. Yani sadece sosyal medyada olmak değil, olmamak da kötü bir etki yaratabiliyor.”
Platformlardan politik görüşler de paylaşılabiliyor. Bu konuyu değerlendirmesini istediğimizde de Sarıkaya, sosyal medyadaki ‘yankı odaları’ndan, yani bize benzer görüşteki insanları takip etmemizden bahsediyor: “Sosyal medyada algoritmalar ideolojik olarak bize benzer profilleri önümüze çıkarıyor. Şunu bilmeliyiz: Sosyal medyada kimliğimizi ideolojik olaylar üzerinden anlatmak zorunda değiliz. Kendimizi benzer değerler etrafında bir yankı odasına almamız iş başvurusu sürecimizi etkileyebilir.”
‘TÜRKÇEYİ İYİ KULLANMALIYIZ’
İş başvurusu sürecinde şunlara dikkat etmeliyiz:
◊ Bizi iyi anlattığını düşündüğümüz bir fotoğraf seçmeliyiz. Profilimize bakan biri bizi görmek ister. Türkçeyi iyi kullanmalıyız çünkü her şey dili iyi kullanmakla başlar.
◊ Paylaşımlarımızın ırkçı, cinsiyetçi öğeler içermemesi gerekir. Nefret dilinden uzak durmalıyız. Bununla beraber belirli ideolojik kalıplara çok fazla takılmak ve farklı kişilere saygısız yorumlar yapmak işveren açısından olumsuz değerlendirilir. Bir önceki şirketimiz hakkında negatif paylaşımlar yapmak da bizi uyumsuz biri gibi gösterir.
◊ İşveren için hobiler önemli. Bu belirli yeteneklerimiz olduğunu gösterir ve sempati uyandırabilir.
◊ Sebebi ne olursa olsun aşırılıklardan kaçınmalıyız. Çünkü sosyal medya günlük hayatımızın bir yansıması.
◊ Sosyal medyayı sürekli güncellenen canlı bir CV olarak düşünmeliyiz. (Dr. Öğr. Üyesi Tugay Sarıkaya)
‘PROFESYONELLİKLE KİŞİSELLİĞİ DENGELEMELİ’
Duygu Yasin, Demirören Medya İnsan Kaynakları İşe Alım Grup Direktörü
◊ Sosyal medya artık insanların yaşam tarzlarını yansıtan bir mecra haline geldi ve iş başvurusu sürecinin bir parçası oldu. Çünkü işverenler için adayların sosyal davranış biçimlerini, becerilerini, ilgi alanlarını ve iletişim tarzlarını değerlendirme fırsatı sunuyor. Fakat genel itibariyle kişinin iş hayatıyla ilgili net görüş sağladığını söylemek pek mümkün değil. Profiline baktığımızda o kişinin ağırlıklı olarak pozitif yanlarını görüyoruz. Bu da karar aşamasında sosyal medyayı temel referans almanın yanıltıcı olabileceğini gösteriyor.
◊ Adayların sosyal medya profillerine bakıyoruz. Ancak bunu yaparken sadece profesyonel anlamda bir değerlendirme yapmayı önemsiyoruz. Özellikle adayın sektörel deneyimlerine, katıldığı projelere, aldığı ödüllere ve sertifikalara dikkat ediyoruz. Ayrıca adayın saygılı, dürüst ve profesyonel bir üslup benimseyip benimsemediğine bakıyoruz. Paylaşımlar arasında aşırı derecede olumsuz, saldırgan, ayrıştırıcı, sınıflandırıcı dil kullanımı ve sürekli tartışmalara girme bizim için kırmızı alarm demek.
‘FUTBOL, DİN, DİL, IRK VE POLİTİKA RİSKLİ KONULAR’
Jilda Bal, Gilda&Partners kurucusu, insan kaynakları danışmanı
◊Yetenek yönetimiyle ilgili çevrimiçi hizmetler sunan internet sitesi CareerBuilder’ın bu yıl yaptığı bir ankete göre işverenlerin yüzde 48’i adayların sosyal medya profillerini kontrol ediyor. Bu inceleme adayın profesyonel duruşunu ve kişisel ilgi alanlarını değerlendirmek amacıyla yapılıyor.
◊ İşe alım ve başvuru takibi platformu Jobvite’ın 2008’den bu yana her yıl yaptığı araştırmanın 2024 ilk çeyrek sonuçlarına göre işverenlerin yüzde 57’si adayların sosyal medya hesaplarını inceleyerek karakter ve kültürel uyum değerlendirmesi yapıyor. Bu açıdan sosyal medya platformlarının politik görüşler için bir kontrol merkezi olarak kullanılabileceğini düşünebiliriz.
◊ Olumsuz değerlendirilebilecek paylaşımlar genellikle hassas konuları içeriyor. Türkiye’de gözlemlediğimiz kadarıyla futbol, din, dil, ırk ve politika karşı tarafı rencide edebilecek içerikler olabildiği için daha riskli.
‘KADIN VE ÇOCUK CİNAYETLERİ HASSASİYETİNE BAKIYORUZ’
Güneş Havva Eren, By Eve PR Strateji Ajansı kurucusu
◊ Adayların sosyal medya profilleri işe alım sürecimizi etkiliyor. Hatta takip ettikleri profilleri de gözden geçiriyoruz. En çok özel hayatının sınırlarını iyi çizip çizemediğine, sosyal bir kişi olup olmadığına, iletişim becerilerine, toplumsal olaylara bakış açısına dikkat ediyoruz. Hayvanlara işkence, kadın ve çocuk cinayetleri gibi konularda hassasiyet çok önemli.
‘İNSAN HAKLARINA SAYGI GÖSTERMELİ’
Nilhan Erten Üçok, Emlakjet İnsan Kaynakları Direktörü
◊ Şiddeti destekleyen, cinsiyet eşitliğine, temel insan ve hayvan haklarına saygı göstermeyen biriyle kimse çalışmak istemez. Ancak saldırgan olmayan bir dille farklı dünya görüşünü açıklayan bir aday eşitlik ilkesine göre değerlendirilir.
‘İLK İZLENİM ARTIK SOSYAL MEDYADAN’
İrem Yelkenci, insan kaynakları performans yönetimi platformu şirketi F4e kurucu ortağı ve CEO
◊ Sosyal medya, özellikle LinkedIn, F4e olarak işe alım süreçlerimizde önemli bir rol oynuyor. Teknoloji ve yapay zekâ odaklı bir startup olarak adaylarımızın dijital dünyadaki varlığı bizim için değerli. İlk izlenim artık sosyal medyada oluşuyor.
‘REFERANS İSİMLER KADAR ÖNEMLİ’
Can Aydoğdu, Jolly Joker Genel Müdürü
◊ Şirket değerlerimizin çalıştığımız kişilerle ortak olmasını önemsiyoruz. Özellikle son 10 yılda özgeçmişlerdeki referans isimler kadar önemli hale gelen kişilerin dijital vitrini onlarla ilgili tahminimizden çok daha fazla şey söylüyor.