Güncelleme Tarihi:
Başımız sıkıştığında hepimiz koşarak bir doktora gidiyoruz. Bize verdikleri tavsiyeleri dinleyip iyileşmek için yazdıkları reçeteleri uygulamaya çalışıyoruz. Madem onlara bu kadar güveniyoruz, o zaman kişisel hayatlarında uzak durdukları ya da sevdiklerine asla önermedikleri yöntemleri/davranışları da bilmekte yarar var. Göz doktorunun tavsiye etmediği uygulamalar, dermatologların asla kullanmayacağı ürünler, estetik cerrahların sevdiklerine yapmayacakları operasyonlar, diyetisyenlerin ve iç hastalıkları uzmanlarının yemeyeceği gıdalar... Şimdi söz onlarda...
‘Su diyeti yapmam’
Güneş Aksüs, diyetisyen
Vücudumuzun bizden istediği en önemli şey ihtiyaçlarının karşılanması ve denge. Fazlasını da istemiyor, eksik kalmasını da. Bilimsel sonuçlarıyla kendini kanıtlamış tek bir diyet var, ve o da Akdeniz diyeti. Ketojenik, detoks, alkali, dukan, Hollywood... Ne isterseniz ekleyin. Bu listeler sizi sadece kısa süre motive edebilir. Yaşam şekli olarak hayatınıza yerleştirebileceğiniz diyetler değil. Örneğin son zamanlarda su diyeti çıktı, resmen açlıkla mücadele. Neymiş bedenimize iyi geliyormuş. Yok böyle bir şey! Bedenimizi aç bırakarak, strese sokarak ona bir şey öğretemeyiz. Ben bedenimi dinliyorum ve ne istediğini duymaya çalışıyorum. Örneğin bir gün sadece meyve yiyip ertesi gün sadece protein ağırlıklı beslenmiyorum. Düşük kalorili diyetlerle hızlı zayıflamak mı istiyorsunuz? Bunu yapabilirsiniz ama aynı hızla kilo alırsınız.
'Etiketlere bakıyorum, solaryuma girmiyorum’
Doç. Dr. Tuğba Özkök Akbulut, Liv Hospital dermatoloji uzmanı
Bir ürün alırken etiketine bakıyorum ve içeriğinde şu maddeler varsa kullanmamayı tercih ediyorum: Literatürde hormonal aktiviteyi bozabileceğine ilişkin kanıtlar olan ftalatlar. Dietil ftalat, monometil isimlerini de görebilirsiniz. Alerjik kontakt dermatit ya da irritasyona yol açabilen parabenler ve parfüm içeren ürünler. Kanser gelişimiyle ilişkili olduğundan şüphelenilen butylated hydroxytoluene (BHT). Alzheimer gelişimi açısından riskli olan alüminyum, alüminyum zirkonyum ve alüminyum klorohidrat. Kozmetiklerde kullanılan triklosan (hydroxy diphenyl ether).
Kişisel hayatımda uzak durduğum davranışlar da şunlar: Yüzümde sivilce çıkarsa sıkmıyorum. Solaryuma gitmiyorum. Makyajımı temizlemeden yatmıyorum. Ortak tırnak makası kullanmıyorum. Yazın güneşe çıkmadan retinol ve türevlerini, hidrokinon içeren leke kremlerini sürmüyorum. Kimyasal peeling işlemi yaptırmıyorum.
Mide ve bağırsak sistemimi korumak için Akdeniz usulü beslenme tarzını uygulamaya çalışıyorum. Yağlı, kızartılmış yiyeceklerden, alkolden ve asitli içeceklerden uzak duruyorum.
Grip gibi viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılması hastalığın iyileşmesini sağlamaz. Eğer enfeksiyon virüs kaynaklıysa evde dinlenerek, bitki çayları içerek, antiviral ilaçlar ve ağrı kesiciler alarak iyileşmeye çalışıyorum. Virütik iltihaplarda antibiyotik içmek bağışıklık sistemini zayıflatıp iyileşme süresinin uzamasına neden olabilir. Bazen viral enfeksiyon bittikten sonra eğer direnç düşükse bakteriyel bir enfeksiyon ortaya çıkabilir. İşte o zaman antibiyotik kullanma gereği doğar.
Kalp sağlığım için kolesterol yükseltici gıdalardan, sigara ve alkolden uzak duruyorum. Stresi de mümkün olduğunca kontrol etmeye çalışıyorum. Akciğer sağlığı konusunda da uzak durulması gereken en önemli şey sigara. Kronik bronşit ve akciğer kanserinin bir numaralı nedeni. Radon gazı kanserin ikinci sebebi. Havasız ortamlarda olan ve sağlığımızı tehdit eden bir unsur. Mümkün olduğunca evimi ve çalıştığım ortamı havalandırıyorum.
Eşime göz çevresinde kullandığı malzemeleri başka bir kişiyle paylaşmamasını söylüyorum. Çünkü bu gözde enfeksiyona neden olabilir. Bazen ipek kirpik gibi uygulamalar yapılıyor. Bu uygulamalar da alerji riski taşıyabilir. Göz ve çevresine bir kozmetik ürün kullanılacaksa içeriğinde retinoit olmaması uygun olacaktır. Zira bu madde gözde kuruluğa yol açar. Bu da farklı sorunlara davetiye çıkarır.
Göz çevresine kullanılan ürünlerin son kullanma tarihine bakmak alerji riski açısından önemli. Far sürmek için kullanılan fırçaların temizliğinden emin olmak gerek. Makyaj yapmadan önce de eller mutlaka yıkanmalı. Göz makyajı yapmadan önce kontakt lenslerin takılmış olması gerekir. Eğer bu işlem daha sonra yapılırsa makyaj malzemesi tozları lense yapışabilir ve göze zarar verebilir.
'Stresliyken önemli konularda karar vermeyi erteliyorum’
Feyza Bayraktar / Psikoterapist, aile danışmanı
Sosyal medya genellikle huzursuz eden bir alan. Ben sosyal medya üzerinden çoğunlukla sadece haber takip ediyorum.
Sık sık şikâyet eden, memnuniyetsiz, olağan günlerde bile taşıması zor kişileri gergin olduğum zamanlarda aramıyorum. Telefonla aradıklarında da açmıyorum.
Stresliyken benim için kritik sonuçları olabilecek konularda karar vermeyi erteliyorum. Yeni bir adım atmak için zihnim berrak olmalı.
Günümüzde güzelleşme amaçlı dolgu malzemeleri yaygın olarak kullanılıyor. Genel olarak ana maddesi de hyalüronik asit denen, insan vücudunda olan bir madde ve çok güçlü bir su tutucu. Bu özelliğiyle derinin daha canlı ve sağlıklı görünmesini sağlıyor. Fakat iyi bir estetik anlayışa sahip olmadan yapılan abartılı dolgu uygulamalarını birçok ünlüde görebiliyoruz. Ben her zaman kişinin ihtiyacı olan ve doğallığını bozmayacak dozu uygularım.
‘Burun estetiğini tercih etmiyorum’
Op. Dr. Bülent Cihantimur / Estetik International Yaşam Kliniği
Sağlık sorunlarının dışında genellikle kişinin kendini iyi ve mutlu hissetmesi için yapılan işlemler estetik operasyonlardır. Benim bu noktada kişisel olarak tercih etmediğim ameliyat burun estetiği. Önemli bir sağlık gerekçesi olmadığı müddetçe yakınlarıma burun ameliyatı yapmıyorum. Çünkü yüzün en belirgin özelliklerinden birinin burnu olduğunu ve yüze karakteristik bir özellik kattığını düşünüyorum.
‘Her sabah omega-3, haftada 2-3 gün B12’
Hasta olmamak için bağışıklığımızı güçlü tutmamız çok önemli. Düzenli olarak aldığımız takviyeler, doğru beslenme alışkanlıkları, kaliteli uyku ve yeterli egzersizle yeni yılı daha sağlıklı geçirebiliriz. Farklı alanlardaki uzman isimler kendi günlük rutinlerinin bir parçası olan takviyeleri, beslenmelerine ekledikleri olmazsa olmazları anlattılar. Ancak hepsinin ortak düşüncesi şu; alınan takviyeler, yapılan beslenme programları kişiye özel olmalı ve doktor kontrolünde uygulanmalı.
'Magnezyumw olmazsa olmazım’
Prof. Dr. Derya Uludüz, nörolog
Zencefil, zerdeçal ve karabiber ekstresi kombinasyonu özellikle mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin korunması için önemli.
Magnezyum olmazsa olmazım. Beyin sağlığı, kas sağlığı, hafıza, ağrılar ve enerji açısından magnezyumun vücudumuzda 300’den fazla görevi var.
Kemik sağlığım için henüz kemik erimesi gelişmediğinden destek almak yerine her gün bir tabak ev yapımı yoğurt yiyorum. Yoğurdumun içine bir tutam tarçın ve keten tohumu ekliyorum.
Vücudumda enerjimi hep yüksek tutmak için propolis damla tüketiyorum.
Her gün salata ya da çorbalarıma 1 yemek kaşığı MCT yağı ekliyorum. MCT yağı beynin sağlıklı ve tam kapasite çalışması için en sevdiği enerji kaynağı.
‘Çinko, propolis, C vitamini kullanıyorum’
Berrin Yiğit, beslenme ve diyet uzmanı
Güne 1 bardak suya 1 yemek kaşığı kadar limon suyu, 1 çay kaşığı hakiki bal ve küçük bir parça taze zencefil rendeleyerek sıcak halde çay gibi içerek başlıyorum.
Sabah salatalarımda bolca yeşillik ve narı, 1 yemek kaşığı çörekotu yağı, doğal nar ekşisi ve limonla yaptığım sosla tüketiyorum. Özellikle baharatı her öğün yediklerime ekliyorum.
Günde yaklaşık 25 damla kadar, zaman zaman 50 damlaya çıkardığım, zerdeçal özü kullanıyorum. Sebzelerden özellikle lahana, brokoli, karnabahar ve kerevizin ilikli kemik suyuyla çorbasını yapıyorum ya da bunların yemeklerini tüketiyorum.
Organik tavuk suyunun içine bolca baharat karışımı, sirke, limon ekliyorum. Hafif kırgınlık olduğunda vücudun savaşma gücünü arttırıyor.
Meyveyi günde 1-2 porsiyon, bütün haliyle yemeği tercih ediyorum. Kış aylarında zaten kivi, portakal, mandalina gibi daha düşük şekerli olanları daha güçlü buluyorum.
Bağışıklığımı güçlendirirken günde 2 litre su yanında 2-3 bardak kadar bitki çayı tüketmeye özen gösteriyorum.
‘Probiyotikten zengin besinler alıyorum’
Dr. Ayça Kaya, iç hastalıkları uzmanı
Demir takviyesi kullanıyorum.
Her sabah omega-3 içiyorum.
Haftada 2-3 gün B12 ve folik asit kombinasyonu kullanıyorum.
Ev yoğurdu, kefir, turşu, şalgam suyu, sirke, tarhana gibi probiyotikten zengin besinleri tercih ediyorum.
Stres nedeniyle uyku sıkıntısı yaşadığımda melatonin desteği kullanabiliyorum.
Uzun ve sağlıklı yaşam için haftada en az iki kez balık yemek gerekiyor.
Ara ara direncim düşüyor. Bu durumlarda bitkisel çözümlere öncelik veriyorum. İçinde fitoterapötik yani nar, zencefil gibi bitkilerden elde edilmiş özütler olan pastiller, Afrika sardunyası içeren damlalar evde hiç eksik olmayan takviyelerin başında gelir.
'Günde 3 litre su...’
Prof. Dr. Melih Us, kalp-damar cerrahı
İmmüniteyi yani savunma sistemini desteklemek için her gün Ester C 1000 kullanıyorum.
İkinci olarak vücudumdaki seviyesine bakıp ona göre zaman zaman çinko alıyorum.
Günde 3 litre su içiyorum. Bu öneriler bana özel, yani benim vücuduma göre, her kişinin dengeleri farklıdır.