Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2020 08:00
İstanbul’un son yıllardaki sıcak gündem maddesinde sona gelindi, Prens Adaları’nın sembolü faytonlar yasaklandı. Kararın arkasında atların kötü şartlarda yaşatılması, acımasızca çalıştırılması gibi haklı gerekçelerle hayvanseverlerin başlattığı kampanyalar vardı. Yorgan gitti ama kavga bitmedi. Madalyonun arka yüzünü çevirip olayın tüm boyutlarını inceledik.
Faytona bağlı bir atın yerde yatan cansız bedeni, artık neredeyse sosyal medyamızın olmazsa olmazlarındandı. Bu görüntüler ‘Faytona Binme-Atlar Ölüyor’ kampanyasının da çıkış noktası oldu. Aralarında ünlü isimlerin de olduğu 700 bini aşkın kişinin imzasıyla destek verip büyüttüğü kampanya, sonunda hedefine ulaştı. Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin oybirliğiyle aldığı karara göre Adalar’da fayton devri kapandı. Karar, fayton başına 300 bin, at başına da 4 bin lira ödenerek faytonlara el konmasını öngörüyor.
Ancak her şey bitmiş görünmüyor. Adalar’da yaşayanların önemli bölümü geçen yılın son ayında atlarda ruam hastalığı görülmesi nedeniyle alınan karantina kararına ve faytonların kaldırılmak istenmesine karşı çıkıyor. Öfkeliler; kamu yöneticilerinin yetkilerini aşarak suç işlediğini düşünüyorlar. Kararın atları mağdur edip ölümlerine yol açacağını ve bu kararın Adalar’ın imara açılmasının ilk adımı olacağını söylüyorlar. İşin teknik yanı da tartışmalı: “Atlar coğrafi özelliği nedeniyle Adalar’da yaşayamaz” diyen de var, “Bu atların doğası artık insanlarla birlikte, başka türlü yaşama şansı yok” diyen de. Karşı fikirleri bir araya getirdik.
Hayatımızdan çıktıkça tükeniyorlar(Erdoğan Ber - Veteriner hekim)İBB Meclisi’nin böyle bir kararı, üstelik oybirliğiyle almış olması çok ama çok üzücü. Konu çok yüzeysel ve basit ele alınıyor. Yabani ve evcilleştirilmiş olarak iki tür at var. Evcilleşmiş bu hayvanların yabanda hiç şansı yok, zaten böyle bir yaban hayatı da yok. İnsanlar her yerde. TÜİK’in 2018 rakamlarına göre de son 20 yılda 300 bin olan at sayısı 110 binin altına düşmüş. Bunun nedeni, atın yerini araçların alması ve yabandakilerin yaşayamaması. Şimdi Adalar’da olan da bu. Hayvan refahına uygun olarak birlikte yaşamayı sürdürebilseydik, hatta Adalar gibi atların sağlıklı biçimde hayatını sürdürebileceği altı-yedi yer daha olsaydı sayıları azalmaz, artardı. Yasal zorunluluklarını yerine getirmeyen kamu otoritesi biraz da bilerek kaosa neden oldu ve sonuçları ne Adalar ne de atlar için iyi olacak bir karara imza attı. Ama bence bu iş burada bitmedi.
Hizmet hayvanı değil demek, atı at olmaktan çıkarır(Emin Mahir Başdoğan - İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Derneği at yetkilisi)Atlar İstanbul’un diğer semtlerinde ya da Türkiye’nin başka illerinde de hayatımızdan böyle kara propagandayla çıkarıldı. Bu atlar için bundan sonra ne doğal yaşama alanı ne de yaşama şansı var. Türkiye’de 1970’te 1 milyon 200 bin olan at sayısı bugün 100 bin. Bunun nedeni faytona koşmak ya da binmek değil, hayatımızdan çıkarılması. Bugünkü atlar doğa hayvanı değil, hizmet hayvanı. Üstelik mükemmel ve çok kullanışlı bir hizmet hayvanı... Bunun böyle olmadığını düşünmek, atı at olmaktan çıkarıyor. İBB fayton başına atlarla birlikte yaklaşık 350 bin liralık ‘rüşvet’ teklif ederek toplamda 100 milyon liralık harcamadan bahsediyor. O kadar manasız bir harcama ki! O 100 milyon lirayla Adalar da atlar da çiçek gibi olur oysa. Bizim vergilerimizden alınan bir para bu. Hakkımı asla helal etmeyeceğim. Adalar’ı yıllardır sit statüsü koruyor ve buna göre buranın resmi ulaşım aracı fayton. Şu anda kanunsuz bir iş yapılıyor, sonuna kadar takipçisi olacağız, atlar Adalar’dan çıkmayacak!
Bütün yetkililer suç işledi(Siren İdemen - Adalar Demokrasi Meclisi üyesi)Hayatını
Heybeliada’da geçirmiş biri olarak atına kötü davranan, sevmeyen bir faytoncu görmedim. Olan şey, büyük denetimsizlik... Şu ana kadar tek bir uzman veteriner yoktu Adalar’da. Atlar için koşulların berbat hale gelmesinin sorumlusu, üzerine düşeni yapmayan yetkililer. Şimdi de yasaklayarak suç işliyorlar. Her şey oldubittiye getirildi ve büyük bir hoyratlıkla yapıldı. Hayvan hakları da maalesef buna çok güzel bir fon oluşturdu. Öncesi, sonrası ve sorumluluklar tartışılmadan, çok acımasızca yapıldı her şey. Şu anda bir şey talep edilecek bir merci de yok. Sorunu çözecek olanlar, aynı zamanda bu olayın failleri. Madem yetkililer bundan sonra sorumlulukları üstlenecek, o zaman Adalar’daki boş alanlar atlara tahsis edilsin, gözümüzün önünde bakılsınlar.
Bundan sonraki süreci izleyeceğiz(Elif Ertürk - ‘Faytona Binme-Atlar Ölüyor Platformu’ kurucusu)Kampanya altı yıl önce başladı. Atların çektiği zulmü anlatmak için çok emek harcadık. Sonuca ulaşmak çok mutluluk verici. Binlerce atın hayatı kurtuldu. Mevcut atların bundan sonraki yaşamının teminat altına alınması da bizim için önemli. Sürecin sivil toplum örgütleriyle birlikte yürütülmesini istiyoruz, bunun da takipçisi olacağız.
Asıl iş şimdi başlıyor(Prof. Dr. Ebru Yalçın - Uludağ Üniv. Veterinerlik Fak. Öğr. Üyesi)Adalar’ın yokuşlu yapısı atların doğasına uygun değil. Alınan önlemlere, konulan kurallara uyulmayacağını da gördük. Çok zalimce çalıştırılıyorlardı. Karar atlar için son derece doğru. Şimdi önemli olan, bundan sonra ne olacağı... Bu hayvanların birtakım destekler olmadan doğada kalmaları güç. Hayvanseverlerin de kamunun da işi bundan sonra başlıyor. Onların sağlık ve refahı düşünülerek hareket edilmesi gerek. Bu da aynı zamanda onların bir yere kapatılmaması demek.
Şimdi ne olacak?İBB Sözcüsü Murat Ongun son durumu şöyle açıkladı: “Adalar’da 277 tescilli fayton plakasının 300’er binden, fayton başına 6 atın da 4’er binden İBB’ce satın alınması ve ulaşımın elektrikli araçla yapılması UKOME’de kararlaştırılmıştır. Atlar veteriner kontrolünde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın doğal yaşam alanlarına bırakılacak.”
Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül ne demişti?-Atlar tahliye sonrası özel bir yere alınacak. Vermek istemeyen at sahipleri bakıma devam edebilecek. Kaçak ahırlar yıkılacak.
-Adalar’da elektrikli ulaşım sistemine geçilecek. Sistemi Büyükşehir işletecek. Oluşacak yeni istihdam imkânı varsa adadaki insanlar tercih edilecek. Toplu taşıma araçları 14-15 kişilik olabilir. Sayıları 20 tane olabilir.
- Bir de daha az yolcu alan tur araçları olacak. Akülü araçlarsa toplanacak. Elektrikli araç yükünden kurtulmuş olacağız.
-Adalar’da atı tamamen yasaklıyoruz bakış açısında değiliz. İsteyen atına bakabilir, bakmayabilir ya da başka bir proje geliştirebilir.