‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Güncelleme Tarihi:

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2023 07:00

Meziyetleri say say bitmez. On parmağında on marifet olanlardan. 2020 sezonunda ‘Survivor’da kupayı kucakladı. Oyunculuk da yaptı, şarkı da söyledi... Sosyal medyada 3 milyonun üzerinde kişi onu takip ediyor. Dünyaca ünlü markalar onunla çalışıyor. Cemal Can Canseven şimdi sunucu olarak karşımıza çıkmak için gün sayıyor. Yeni projesi öncesi konuşuyoruz; “Ben kendimi yansıttım, hep Cemal Can’dım; duygusalım, eğlenceliyim, sempatiğim, yeri geldiğinde üzüntümü de yaşıyorum. Bunu sevdi insanlar demek ki” diyor.

Haberin Devamı

Arıyorum, bir gün Çeşme’de, ertesi gün İzmir’de. Bir yandan sunacağı yarışma programının çekimleri için koşturuyor. Sonunda uçaktan inip eve girdiği bir anda yakalıyorum onu. İnternetten görüntülü olarak bağlanıyorum. O koşturmaya rağmen neşesi yerinde. Ve tıpkı sosyal medya paylaşımlarında sık sık gördüğümüz gibi ailesi de yanında. Biz konuşurken arada annesinin sesi geliyor... Başlıyoruz Cemal Can’la muhabbete...

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

İsminin önüne konan sıfatlar şarkıcı, model, oyuncu, fenomen, influencer, sunucu... Sen bunlardan hangisisin?

Hepsi diyebiliriz. Bu kategorilerin hepsinde ödüller aldım. 2021 Altın Kelebek, En İyi Erkek Influencer, 2022 PowerTürk’ten En Güçlü Yükselen Şarkıcı, farklı üniversitelerden ödüller... Ödüllendiriliyorsam demek ki başarılı iş yapıyorum diye düşünüyorum. 

Haberin Devamı

İsminin başına bir sıfat koyman gerekse ne seçersin?

Ben kendimi hiçbir sınıfa sokmak istemiyorum. Sıfata ve sınıflandırmaya karşıyım. 

Influencer Danla Biliç’le çektiğin videolar ve DJ performanslarınla tanınıyordun. Ama ‘Survivor’ şampiyonluğuyla herkes tarafından bilinir oldun. Seninki bir yırtma hikâyesi diyebilir miyiz?

Onu bilmiyorum ama şöyle anlatabilirim; Danla’yla YouTube videoları çekiyorduk ama genel kitlelere ulaşmam pandemi dönemindeki ‘Survivor’a denk geliyor. Herkes evindeydi ve izliyordu. Ben de ekranda kendimi insanlara tanıtma fırsatı buldum. Mesela şarkıcılar bir şarkı yapar, şarkısını seversin, ondan sonra o kişiyi tanırsın, merak edersin. Ama benim için tam tersiydi. Önce kendi benliğimi ortaya koydum, beni ben olduğum için seven birçok insan buldum. Bu sebeple hep şükrediyorum.

Bir süredir oyunculuk ve şarkıcılık projen yok. O işleri sevmedin mi yoksa beceremedin mi?

Beceremedim lafını kabul etmiyorum, becerdim. Hatta matematiğini de çok güzel öğrendim, piştim. İyi hocalarla çalıştım. Kıvanç Baruönü yönetmenimdi. Oyunculukta çalışma şartları çok zor. Günün 12 saati bir sette durmam, beni psikolojik olarak kötü etkiliyor. Yine de “Bir daha asla yapmam” demiyorum. Çok istediğim, ters köşe bir rol olursa yaparım.

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Ne gibi?

Haberin Devamı

Türk ‘Joker’i olmak istiyorum. 

Senin gibi pozitif birinden öyle kötü bir karakter çıkar mı?

Aslında Joker de kötü değil ama benim için çok ters köşe, o zıt kutbu göstermek istiyorum. Bunu da yapacağım, olumlamasını yapıyorum. 

Müzik devam edecek mi?

Müziği aşırı seviyorum, çocukluğumdan beri hayatımın her döneminde müzik vardı. İşin klip tasarlamasında, kostümünde veya diğer alanlarında var olabiliyorum ama müziğin en önemli şeyi beste yapmak ve söz yazmak. Bu üretimi kendim sağlasaydım emin ol, şu an albüm bile çıkarmış olabilirdim. Ama bunu sağlayamadım. Müzik sektöründe bir de şunu gördüm; biraz çıkar ilişkileri var, o da benim karakterime ters. Ben insanlarla çıkar ilişkisi kuramam, eğer seviyorsam severim. ‘Fake’ ilişkilerde yokum. Çok anlaştığım, iyi dostluk ettiğim biri, söz yazarı ya da besteci der ki ‘Hadi Cemal, gel birlikte bunu yapacağız’, o şekilde yapabilirim. 

Haberin Devamı

Hiç masabaşı bir iş yapamazmışsın gibi geldi...

Bu işleri yapmasaydım ne olurdum hiç bilmiyorum. Herhalde yine kreatif bir şeyler yapardım. Üniversitede de reklamcılık okuyordum. Kamera önünde olmasa bile kamera arkasında hayal gücümü katıp bir şeyler üretirdim.

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Yeditepe Üniversitesi’nde okuyordun, bıraktın mı okulu?

Bırakmadım, donduracağım. Bir insan normalde liseden mezun olduktan sonra okula gider, eğitimini gördükten sonra iş sektörüne atılır. Ben okula geldim, ilk anda iş dünyasına atıldım. Birçok iş yaptıktan sonra tekrar okula dönmeye çalıştım. İki sene gittim geldim ama bir şekilde olmadı. Bir de mesela Paris’te olmam gereken zaman, sınav haftama denk geliyordu. Paris’teki o organizasyona katılmak kariyerim için çok önemliydi. İşletiliyor muyum dedim.

Haberin Devamı

Bahsettiğin Valentino organizasyonu muydu?

Evet.

Marka seni nasıl buldu? Ajansları mı ulaştı sana?

Yok, ajans aracılığıyla olmadı. Valentino ekibi beni sosyal medyada görmüş ve Instagram’dan mesaj attılar. Gerçek olmadığını düşündüm, 20 kere falan gerçek mi yoksa işletiliyor muyum diye mesajlarına, sayfalarına baktım. 

Neydi talepleri senden?

Bir beklentileri yoktu, “Bir hediye yollamak istiyoruz” dediler. Çanta yolladılar. Bir dakika, bir şeyler yapmam lazım dedim kendi kendime. O sıra New York’taydım... New York’ta bir çanta ve ben, yalnız başıma. Bu çanta benim buradaki en yakın arkadaşım olacak diyerek hikâyesini yazdım. Fikri çok beğendiler. “Bizim için daha fazla ne yapabilirsin dediler” oturdum hayallerimi içeriğe dönüştürüp sundum. Ortaya global bir işbirliği çıktı. Sanırım dünya buna döndü artık, her şey bir mesaja ya da like’a bakıyor.

Haberin Devamı

Paris’e gitmek, orada büyük markalarla çalışmak gibi hayallerin, planların var mı?

Evet ama burada yapmak istediğim çok şey var. Mesela yeni programa başlıyorum, ‘Patlat Kazan’.

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Nasıl bir yarışma olacak?

Karşımda 21 balon var. Balonların içinde 9 yeşil, 7 sarı, 5 kırmızı top bulunuyor. Yanıma gelen yarışmacı ilk etapta 7 balon patlatıyor. Sonra bunun sayısı artıyor. Bir para ağacımız var, büyük ödülümüz 1 milyon lira. Hiçbir soru bilmene, el becerin olmasına gerek yok. Şansına çıkan toplara göre para ağacında bir basamak yukarı çıkıyorsun ya da sabit kalıyor veya aşağıya iniyorsun. Büyük bir heyecan var. Özellikle ikinci yarısı inanılmaz heyecanlı geçiyor. m Bu ilk sunuculuk deneyimin, heyecanlı mısın? İnanılmaz heyecanlıyım, 3 bölüm çektik. Çok sevdim sunuculuğu. Bu böyle gider, bak sana söylemiş olayım, sezonlarca çekebiliriz.

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Aileden başka gerçeğimiz yok

28 yaşındasın. Ünlüsün, yakışıklısın, tam serserilik yapacak zamanların...

Evet, onu da tattım. İstanbul’a ilk geldiğimde 2013 yılıydı, her gece dışarıda gezdim, tozdum, yedim, içtim, güldüm, eğlendim. O yüzden çok şanslı hissediyorum kendimi. 

Şimdi ailenle yaşıyorsun...

Evet; İzmir, İstanbul, Çeşme... 

Onların olduğu paylaşımları sık sık görüyorum. Gerçekten iyi aile çocuğu musun?

Gerçekten öyleyim, zaten ne yaşıyorsam story’lerimde de o var. Aileden başka gerçeğimiz yok, bence herkesin böyle düşünmesi lazım. Bir de bizim aile inanılmaz, hiçbir arkadaş grubuyla bu kadar zevk almıyorum.

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Peki, çapkınlık olmuyor mu?

Onu da elbet yapıyorum, Çeşme’de kendi evim var (gülüyor). 

Kalbin hep boş, neden biri giremiyor? Kriterlerin mi yüksek?

Çok çalışıyorum Hakan. Tabii kriterlerim var... Mesela ben, ‘ciddiliyimdir’, öyle lay lay lom hiç olmadım. Ama şu anki enerjimi oraya aktarmak istemiyorum, yapacağım ve hayal ettiğim birçok şey var, bunlar için çalışmam lazım. 

“Dağıttık, çok eğlendik” dediğin bir akşam kimlerle, neler yapmış olursun?

Dışarıda keyifle vakit geçirip evde günün kritiğini yapmışızdır. Arkadaşlarımla bir oyunumuz var, birtakım olmamış şeyleri, olmuş gibi düşünüp senaryo yazıyoruz. O hikâyelerin üstüne de kendi kendimize gülüyoruz.

Danla Biliç’le dostluğun aynı şekilde devam ediyor mu?

Tabii, o benim için arkadaştan öte, kardeş!

‘Sıfatlara ve sınıflandırmaya karşıyım’

Beni üzmek zor

Kişisel gelişim kitaplarına ilgin var...

Tek okuduğum şey onlar diyebilirim. Farkındalık yüklemek için okuyorum. Kitaplarda yazanlar belki herkesin bildiği doğrular ama insanoğluyuz, unutmuş olabiliyoruz. O farkındalığı hatırlamak iyi geliyor.

Hiç psikoloğa, terapiye gittiğin oldu mu?

Evet, ‘Survivor’dan dönünce gitmiştim yaklaşık 3 ay. Dönem dönem, arada çok ihtiyaç duyduğumda, çok sıkıştığımda ya da kendime çok yüklendiğimde danıştığım insanlar var.

Konusu açılmışken ‘Survivor All Star’a gidecek misin?

Yok, çok zor, hem bence her iş tek sefer çok değerli, orası da bence tek seferlik bir tecrübeydi. Orada aşırı zorlandım. Döndükten sonra baktım psikolojik olarak annem, babam ve arkadaşlarım da çok şey yaşamış. Bir daha bu stresi hem kendime hem çevreme yaşatmak istemem.

Sen o yarışmada kimseyle kavga etmeden, çok kaslı ve sporcu olmadan da kazanılacağını gösterdin. Sence neydi başarının sırrı?

Bir inanç, iki azim, üç tevazu diyebilirim.

Bir röportajında “Pollyanna’yım ben” demişsin. Öyle misin?

Evet ve kendimi mutlu ederim, o yüzden beni üzmek zor. Kötü insanlar da kötülükleriyle beslensinler, ben kendi kendime mutlu olacak birçok sebep bulabiliyorum.

İkizler burcusun. Özelliklerini taşıyor musun?

Ben kendime İkizlerim. Karar vermede kararsızlık yaşıyorum.

BAKMADAN GEÇME!