Güncelleme Tarihi:
Uzun süre onların bitki mi yoksa hayvan mı olduğunu anlayamadık ve sonunda onlar için ayrı bir sınıf yarattık: Mantarlar… Lezzetlisi, zehirlisi, halüsinasyonlara neden olanları ve daha ne olduklarını bilmediğimiz binlercesi var. Bir başka gerçek var ki onların hayatımızdaki yeri giderek daha belirgin hale geliyor, gelir kapısı olması dışında lezzet olarak soframızdaki yeri de her geçen gün artıyor. Bunun en güzel örneklerinden biri Bolu’da yaşanıyor. Tavuk üretiminden sonra mantar üretiminde de hedefini Türkiye liderliği olarak belirleyen Bolu Belediyesi, kurduğu Köroğlu Yöresel Ürünler Üretim ve Pazarlama Kooperatifi aracılığıyla kurslar düzenliyor, kurslarda sertifika verdiği kişilere mantar üretimi için yer ve gerekli tüm hammaddeyi sağlıyor ayrıca alım garantisiyle de küçük üreticilerin gelir elde etmesine destek oluyor.
Kültür mantarı yetiştirme projesine 9 ay önce başladıklarını belirten kooperatifin genel müdürü Bahadır Acar, “Şu anda 72 üreticimiz var. 150 metrekarede başlamıştık, 4 bin 500 metrekare kapalı alana çıktık. Yıl sonu hedefimiz 10 bin metrekare. Günlük 2 ton mantar hasadı yapıyoruz, zincir mağazalarda satıyoruz. Bu iş doğrudan 200 kişiye, yan dalların gelişimiyle de 600 kişiye gelir kapısı oldu. En küçük üreticimizin aylık geliri 3-4 bin lira ” diyor.
Bolu’nun mantar üretimi için çok büyük bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Acar, “Bolu, tavuk üretimi alanında neredeyse dünyada birinci… Bu sektörün eski tesisleri atıl duruyordu. Bunları ve belediyenin atıl alanlarını bu işe uygun hale getirip kurstan mezun olan üreticilere veriyoruz. Halk Eğitim ve Milli Eğitim ile birlikte verdiğimiz kurslar 15 gün sürüyor, maliyetleri düştükten sonra üreticiye parasını veriyoruz. Hiçbir zirai ilaç kullanmadığımız mantarlarımız daha şimdiden en kaliteli mantar olarak tanınmaya başladı. Haziranda mantar kompostu üretim tesisi kuracağız. Bunu kurduğumuzda maliyeti en düşük, kalitesi en yüksek üretimi yapacağız” sözleriyle hedeflerini anlatıyor.
TOPRAĞI SEVEN HERKES YAPABİLİR
Habibe Çimdemir (42)
Ev ekonomisine katkıda bulunmak için arayışa geçtiğim bir dönemdi. Kursa kaydoldum. Şu anda üçüncü sezondayım. 10 gün sonra mantarlarım çıkacak. Zorlukları var, kolay bir iş değil açıkçası ama çok da güzel bir iş. Hassasiyet isteyen bir ürün… Ben severek yapıyorum. Toprağı seven ve vakti olan herkes yapabilir. Bu iş için apartmanın 25 metrekarelik kapıcı dairesini kiraladım. 4 ton 200 kilo kompost geliyor, bir buçuk tona yakın ürün alıyorum. 60 günlük ortalama kazancım 5 bin lira civarında.
İŞE YARIYOR HİSSEDİYORUM
Nazire Gelir (65)
Malatyalıyım. Her yıl memlekete gider, toprakla uğraşırdım. Virüs nedeniyle ne yazık ki gidemedim. Neredeyse bunalıma girmiştim. Bu iş sayesinde
hem hava alıyorum hem de moralim düzeldi. Ne zaman hasta olacağım diye düşünüyordum. Şimdi ne zaman büyüyecek diye mantarı düşünüyorum. Her şeyi kendim yapıyorum. Günde 3-4 saat çalışıyorum. Kendimin bir işe yaradığını hissediyorum bu sayede. Çok iyi geliyor bana.
ÇOK MÜTHİŞ BİR PAZAR
Düzce Üniversitesi Tıbbi Mantar Üretim Tesisi sorumlusu Prof. Dr. Ertuğrul Kaya
Türkiye’de yaklaşık 25 yıldır kültüre alınmış beyaz mantar ticareti büyük üreticilerce yapılıyor. Bu tür mantar küçük üretici için kârlı değil. Ama ticari değeri çok yüksek başka mantarlar var. Bunlar küçük üreticiler tarafından üretilebilir. Örneğin istiridye mantarı… Toptan fiyatı 8-10, perakende fiyatı 15-20 lira arasında değişiyor. Kestane mantarı da kültürde üretilebilen mantar… Bunun çok az amatör üreticisi var. Pazarı yüksek. Ancak unutulmamalı ki mantar hassas ve dikkat isteyen bir ürün. 1 ton için 5 bin lira masrafı var. Verim yüzde 20’nin altına inerse zarar.Yeterli tecrübeyi kazanana kadar yavaş ilerlesinler.
DOĞANIN GİZEMLİ CANLILARI
“1 hafta içinde de, 3 ayda da zehirleyebilir”
Mantarbilimci Jilber Barutçuyan Avrupa’da olup da Türkiye’de olmayan mantarın olmadığını söylüyor: “Buna trüf gibi ekonomik değeri yüksek mantarlar da dahil.
30 binden fazla mantar türümüz var ve biz sadece 2 bin 500’ünü tanımlamış durumdayız.” Lezzetli ama bir o kadar tehlikeli olan mantarları bilmeden, tanımadan el sürülmemesi gerektiğinin altını çizen Barutçiyan, “En iyi mantarcı hayatta kalandır” diyor ve ekliyor: “Hayvan yiyorsa biz de yeriz, sütü akarsa zehirlidir, köylüler bilir gibi yargılarla mantar yiyenler ölür. Unutulmamalı ki hiçbir mantar bir günde öldürmez. Ölümcül etkisini göstermesi 1 haftadan 3 aya kadar değişebilir.”
Peki marketten mantar alırken nelere dikkat edilmeli? Prof. Dr. Ertuğrul Kaya kültür mantarından zehirlenme olmayacağını ama marketten alınan mantarın üretim tarihine mutlaka bakılması gerektiğini söylüyor: “Üretiminin üzerinden birkaç gün geçmişse bu taze mantar demektir. Mantar, uygun koşullarda saklanırsa bir haftaya kadar tüketim tarihi uzayabilir.”