Güncelleme Tarihi:
Finale sayılı günler kala onları bir arada yakalamak çok zor. Yine yoğun bir çekim günü sete konuk oluyoruz. Yönetmen Ali Bilgin sahneyi bitirdikten sonra yanlarına gidiyorum. Final heyecanı ve aynı zamanda hüznü bütün ekibe yansımış. Pınar Deniz, Kaan Urgancıoğlu, Uğur Polat ve Uğur Aslan sözde değil, gerçek anlamda dost olmuşlar. Bir bakış, bir gülüş birbirlerine birçok şeyi anlatmalarına yetiyor. Sohbetimize ‘Yargı’yı konuşarak başlıyoruz.
◊ Veda vakti yaklaştı. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Kaan Urgancıoğlu: Birçok duyguyu birlikte yaşıyorum. Kamera arkasında ve önünde birlikte çalıştığım herkese karşı büyük bir sevgi ve saygı besliyorum. Bu kadar uzun soluklu bir işi elimizden geldiğince başarıyla tamamladığımız için de çok mutluyum.
Pınar Deniz: Karmaşık duygular içindeyim. Hayatımın en önemli devirlerinden biri kapanıyor. Diziden değil, ailemden ayrılıyormuş gibi hissediyorum.
Uğur Polat: Uzun bir yolculuğun sonuna geldik. Yolculuklar yorucudur ama geride birçok anıyı da beraberinde bırakır. Üç sezondur harika bir ekiple, çok emek harcanan bu projede Yekta’ya hayat vermek benim için çok keyifliydi. Birbiriyle bu kadar güzel anlaşan ekip her zaman nasip olmaz bizim sektörümüzde. Bizler o konuda çok şanslıydık. ‘Yargı’nın bu kadar başarılı olmasında oyuncusundan senaristine, yönetmenlerine, teknik ekibe, yapıma kadar herkesin bir uyum içinde olmasının payı çok büyük. Üç sezon önce açtığımız ‘Yargı’ sayfası bizde bıraktığı unutulmaz anılarla haftaya kapanıyor.
Uğur Aslan: Çok buruk ve üzgün hissediyorum. Üç sezon boyunca müthiş bir beraberliğimiz vardı. Bir daha ne zaman görürüz birbirimizi diye içten içe keder doluyorum.
◊ Hadi üç sene sonunda birer cümleyle birbirinizi anlatsanıza...
Pınar Deniz: Kaan benim daimi partnerim (‘Aşk 101’ dizisinde de birlikte rol almışlardı), biliyorsunuz (gülüyor). Beş yılı geçti sanırım. Onunla birçok ana şahit olduk. Ne yaşarsak yaşayalım birbirimize hep iyi gelmeyi seçtik. İyi ki bu yolculuğa da onunla çıkmışım. Uğur Aslan benim hayatımda gördüğüm en ‘yaşsız’ insan. Bu kadar iyi niyeti bir insan bünyesinde nasıl barındırır inanamıyorum. Uğur Polat’ın hastasıyım! Böyle bir disiplin, böyle bir enerji. Çok şanslıyım onunla çalışma fırsatını yakaladığım için.
Kaan Urgancıoğlu: Pınar; müthiş neşeli, hayat enerjisi, kendini geliştirme isteği ve azmi inanılmaz yüksek. Son beş senedir partner olduğum için çok şanslı hissettiğim biri. Uğur Aslan; her konuda yetenekli, mütevazı, yardımsever, vicdanlı ve disiplinli. Geniş kalpli bir dost. Uğur Polat’sa tanıdığım en kibar ve en disiplinli insanlardan. Aynı sette bulunduğum için şanslı hissettiğim bir usta.
Uğur Polat: Kaan da, Pınar da, Uğur da işine son derece saygı gösteren, disiplinli, çok yetenekli ve çalışması son derece keyifli kişiler. Hepsinin de yeri bende ayrıdır.
Uğur Aslan: Uğur Polat; ağabey, usta, disiplin, müthiş yetenek ve güleryüz. Kaan... Herhalde benden küçük bir kardeşim olsa o olurdu. İşine saygılı, hep pozitif, kırılgan ama toparlayıcı ve yetenekli. Pınar; her kelimeye bir şarkıyla devam eden, mahallemizin neşesi ve elbette yeteneği.
◊ ‘Yargı’ dendiğinde aklınıza ne geliyor?
Pınar Deniz: Ne söylesem eksik kalacakmış gibi hissediyorum. Ruhumu bu kadar büyüten, güzelleştiren başka bir hikâye hatırlamıyorum. Çok zorlandığım zamanlar da
oldu ama bana öğrettiği her şey için minnettarım.
Kaan Urgancıoğlu: Henüz bitmiş bir süreç olmadığından geriye dönerek düşünüp verebileceğim bir cevap yok. Dizinin seyircideki etkisinin ve yansımasının dışında benim hayatımda kapladığı yeri hep minnetle anacağım, hayatımın çok kıymetli üç yılı olacak.
Uğur Polat: Ülkemizde uzun zamandır alışılagelmiş dizi kalıplarının dışına çıkan ve elde ettiği başarılarla yapımcılara, senaristlere cesaret veren bir proje oldu ‘Yargı’. O yüzden yıllar geçse de üstünden unutulmayan ve konuşulmaya devam eden projelerden biri olarak kalacağını düşünüyorum.
Uğur Aslan: Kelime anlamından ziyade, dostluk, arkadaşlık, aile olabilme... Herkes bütün iyi niyetiyle çabasını ortaya koyduğunda başarının çok da zor olmadığının ispatı.
Uğur Polat: Ülkemizde uzun zamandır alışılagelmiş dizi kalıplarının dışına çıkan bir proje oldu ‘Yargı’.
GÖRÜNENİN ARDINDA HEP BİR BİLİNMEYEN VARDIR
◊ Sizce ‘Yargı’ neden bu kadar çok sevildi?
Kaan Urgancıoğlu: Birbiriyle uyumlu, işinde başarılı, aynı hayali gören insanların bir araya gelmesi ve güçlü senaryosu çok önemli bir etken oldu. Senaryodaki hikâyeler sadece izleyicilerin değil, bizlerin de hayatlarına dokundu.
Pınar Deniz: Doğru bileşenlerin buluştuğu bir projeydi. Hikâye, oyuncu, reji. Hepimiz uyum içerisinde en iyisini, en gerçeğini yaratmaya çalıştık. Seyircimiz karakterlerle organik bağ kurabildi, onların dünyasına dahil olmak istedi.
Uğur Polat: ‘Yargı’ hikâyesi ve o hikâyenin gidişat yöntemiyle alışılagelmişin dışında bir projeydi. Dizi klişelerinin dışında kalan bir dinamiği vardı. Toplumsal konulara değinme yöntemi ve her daim seyircide canlı tutulan merak unsurunun etkisi de çok büyüktü. Bir de az önce de söylediğim gibi tüm ekibin birbiriyle uyumu işin enerjisine de sirayet etti mutlaka.
Uğur Aslan: Bence seyirci merak unsuru bu kadar yüksek bir hikâyede,
senaristimizle bulmaca çözmeyi çok sevdi. Aslında hep onlar da oyunun içindeydi, bu en önemli sebep.
◊ ‘Yargı’ izleyiciye üç sezonun sonunda sizce ne söyledi?
Pınar Deniz: Görünenin ardında hep bir bilinmeyen vardır.
Uğur Polat: Bitti dediğin yerden yeniden başlar hayat. Yeter ki iste, her türlü ayağa kalkarsın.
Kaan Urgancıoğlu: Bence ‘Yargı’ yayımlandığı süre boyunca en çok adalet kavramını sorgulamamızı sağladı. Bu kadar geniş ve kapsayıcı bir kavramın her hikâyede yeniden inşa edilmesini hep beraber gözlemleme ve deneyimleme fırsatı sundu hepimize.
Uğur Aslan: Çok şey söyledi ama en önemlisi, adaletin vicdan ve merhametle uygulanmasının bir zorunluluk olduğunu gördük.
ÖNYARGILARIMDAN ARINMAYI ÖĞRENDİM
◊ Bu proje size ne öğretti?
Kaan Urgancıoğlu: Aynı Ilgaz gibi ben de bu üç sene boyunca zeminimi kaybetmeden ve inandığım değerleri göz ardı etmeden önyargılarımdan arınmayı, katı olduğum yerlerde esnemeyi öğrendim.
Pınar Deniz: Sanırım bunu hep söylüyorum ama beni büyüttü. Olgunluğa geçiş serüvenimdi ‘Yargı’.
Uğur Polat: Sevdiğin ve birbirini anlayabilen insanlarla güzel başarılara imza atabilmek her zaman yakalanan bir fırsat değil ve bizler ekipçe bu konuda çok şanslıydık. Her zaman güzel anılarla hatırlayacağım ‘Yargı’yı.
Uğur Aslan: İnsanlara ne yaparsanız yapın onları önyargılarından arındıramayacağımızı görüyorum; tahmin etmek, akıl yürütmek, bence demek, tespitte bulunmak gibi tüm kavramların içinde önyargı var. Karşımızdaki insana hata payı bırakmamız gerektiğini anlamalıyız.
◊ Dizi yurtdışında yayımlandı, uyarlamaları yapıldı. Geçen sene de başarısı Emmy ödülüyle taçlandı. Nasıl bir deneyimdi?
Kaan Urgancıoğlu: Böylesine önemli bir projenin parçası olduğum için inanılmaz büyük bir gurur ve mutluluk duydum.
Pınar Deniz: ‘Yargı’ sayesinde harika olaylara şahit oldum. Hayatı yaşanılır kılan deneyimlerin çoğunu dizi sayesinde yaşadım. Ödüllere doymadığım, çokça gurur yaşadığım birçok an.
Uğur Polat: Çok gurur duyduğumuz, muhteşem bir deneyimdi. Sema (Ergenekon) Hanım’ın kaleminden çıkan özgün senaryonun yönetmenlerimiz Ali (Bilgin), Beste (Sultan Kasapoğulları) ve Batuhan (Semir/ikinci yönetmen) ve oyuncu ekibimizle ete kemiğe bürünmesi, böylesi başarılar elde etmesi elbette ki bizleri de çok mutlu etti. Dünyanın birçok ülkesinden talep görmesi hatta söylediğin gibi uyarlamalarının yapılmasının üstüne Emmy ödülünün de gelmesi dizinin başarısını taçlandırmış oldu.
Uğur Aslan: Bence hak edilmiş bir başarı, çünkü Sema’nın bu işi hazırlama sürecindeki olağanüstü mesaisine ben tanığım. Rejisi, yapımı, cast seçimi, tüm sacayakları yerli yerinde olunca bu güzel sonuç geldi ve tabii ki çok gurur verici.
MERHAMETİNİZLE YAPTIĞINIZ HER ŞEY SİZE AZ HATA YAPTIRIR
◊ Dizi kendi yargılarınızla yüzleşmenizi sağladı mı?
Kaan Urgancıoğlu: Bir durumu başka bakış açılarından değerlendirmeyi, birden fazla perspektifin var olabileceğini kesinlikle gösterdi.
Pınar Deniz: Hayatımın her evresinde insanları yargılamadan, objektif kalmaya çalıştım ama elbette benim de önyargılara kapıldığım anlarım vardır. ‘Yargı’ hayatıma girdiği andan itibaren hikâye boyunca ben de Ceylin’le büyüyüp evrildiğim için tabii kendi yargılarımla yüzleşmeme de etkisi oldu.
Uğur Polat: Yargı dediğimiz şey aslında insan güdüsünü tehlikeli şekilde hareket ettiren, yönlendiren önyargılar. Bunlar çok nadir de olsa bize sığınak olabiliyor ancak üç sezon boyunca neredeyse her karakterin çatışmasına neden olan önyargılara baktığımızda, aslında ‘Pire için yorgan yakmak’ durumunun söz konusu olduğunu görüyoruz. Dizi kişisel anlamda böyle bir yüzleşme bana yaşatmadı. Çünkü belki mizacım, belki yaşıma bağlı deneyimlerimi göz önünde bulundurduğumda hayata ve hem iç hem de dış çemberimdeki insanlara sakin ve gözlemsel yönden yaklaşan biriyim. Bu nedenle önyargıları mümkün mertebe iki çemberin de dışında tutmaya gayret ediyorum.
Uğur Aslan: Malcolm X (Amerikalı insan hakları savunucusu) kitabında şöyle bir şey söyler: “Ben tanıdığım her insana belli oranlarda değerler verdim; kimine yüzde 50, kimine yüzde 60,
eşim Betty’e yüzde 80 değer verdim, onunla da evlendim. Vermediğim kısımlarsa onların hata paylarıydı.” Ben de hata payı bırakmayı öğrendim.
Pınar Deniz: Hikâye boyunca ben de Ceylin’le büyüyüp evrildiğim için yargılarımla yüzleşmeme etkisi oldu.
◊ Dizi aynı zamanda adalet konusunu da ele aldı. Hayatta hem kendinize hem başkalarına karşı ne kadar adil olmayı başardınız?
Pınar Deniz: Kendine adil olmanın ne demek olduğunu hiç bilmiyordum sanırım. Başkalarına kendime olduğundan daha adil davranıyordum. İnsan deneyimlendikçe bazı şeyleri daha net görüyormuş. Olaylara bakış açımı nesnelleştirmeye, olduğu gibi görmeye çalışıyorum. Üzerine hâlâ çalıştığım bir konu bu.
Kaan Urgancıoğlu: Bu kişinin kendisini sürekli geliştirmesi gereken bir alan. Ben de bu konuda her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya, hatalarım olursa bunlardan öğrenmeye, etrafıma ve dünyaya olabildiğince saygıyla yaklaşmaya gayret ediyorum.
Uğur Polat: Ben elimden geldiğince adil olmaya çalıştığımı düşünüyorum.
Uğur Aslan: Merhametinizle yaptığınız her şey size az hata yaptırır, daha çok adil olursunuz. Ben de öyle yapmaya çalışıyorum ama kırıp incittiğim, adil olmadığım, olamadığım anlar mutlaka vardır.
‘ILCEY’ AŞKI BİR EFSANE BENİM İÇİN
◊ Dizide karakterlerin hatalarını da gördük. Tıpkı gerçek hayattaki gibi. Siz bu karakterleri oynarken hangi hatalarınızla yüzleştiniz?
Kaan Urgancıoğlu: Ilgaz adalet konusunda mükemmeliyetçi, sivri, takıntılı bir karakter. Bu alanda Ilgaz’ın hata yapmama güdüsü çoğunlukla kişisel hayatında hatalar yapmasına sebep oldu. Ve bu süreçte kendisini geliştirdi diyebilirim. Evet, ben de bu süreçte kendimi geliştirmeme vesile olacak şeylerle yüzleştim.
Pınar Deniz: Bence insan fıtratında kendini sevdirme dürtüsü var. Keşke hayatta bunu dengeleyebilmenin bir yolunu bulsak. Ceylin bu konuda bana da ve eminim birçok insana da ilham oldu. Ceylin nasılsa öyleydi, kimseye kendini sevdirme ihtiyacı hissetmiyordu. Karanlık taraflarıyla yüzleşmiş ve kabule geçmişti. Üç sezondur oynadığım Ceylin beni daha dürüst bir hale getirdi.
Uğur Polat: Hayatta her yaşanan tecrübe insana bir şeyler katar ve öğretir. Şu hatamla yüzleştim diyemem ama Yekta’nın birçok kişiye karşısındaki insanı tek bir taraftan değerlendirmemek gerektiğini, herkesin iyi ya da kötü olan karakterinde kırılımlar yaşayabileceğini gösterdiğini düşünüyorum.
Uğur Aslan: Oyuncunun bütün besin kaynağı, hayatı boyunca topladıklarından ibaret. Dolayısıyla, tek tek söyleyemem belki ama karakterlerimizde gördüğünüz her hasar, her tutku, her duygu bize ait.
◊ Ilgaz ve Ceylin başta olmak üzere karakterler bize aşkın farklı yanlarını, tutkuları gösterdi. Size aşk adına ne öğretti?
Pınar Deniz: ‘Ilcey’ aşkı bir efsane benim için. Bu kadar engebeli yollardan geçip hâlâ beraber olabilmek gerçek bir bağlılığı gerektirir. ‘Kendin olabilme cesareti gösterdiğinde de sevilebilirsin’ cümlesini kurdurdu.
Kaan Urgancıoğlu: Ilgaz ve Ceylin ilişkileri boyunca bir sürü engelle karşılaşmalarına rağmen bir arada kalabilmenin yolunu tekrar tekrar mutlaka buldular. Bu uğurda bir sürü özveri, fedakârlık ve değişim gördük. Aşkın aslında dönüştürücü, geliştirici yüzünü gördük belki de en çok.
Uğur Polat: Yekta aşktan yana pek şanslı olamadı valla ama diğer karakterlere bakacak olursak, dizi sevdiğine güvenmenin ve onun her durumda yanında durup elini tutabilmenin önemini vurguladı diyebilirim.
Uğur Aslan: Ben ‘Ilcey’ ikilisinde Sema ile kendi hayatımızdan bir sürü kesit gördüğüm için sadece gülesim geliyor bu soruya.
İLK KEZ REAKSİYONLARINA BİRE BİR TANIKLIK EDECEĞİZ
◊ 26 Mayıs final akşamı bilet gelirlerinin Türk Eğitim Vakfı’na (TEV) bağışlandığı çok özel bir geceye hazırlanıyorsunuz. İzleyicilerle beraber finali seyredeceksiniz...
Pınar Deniz: Deliriyorum heyecandan. Ben arkadaşlarımla bile izleyemem. Kendimi eleştirir dururum çünkü. Bu kadar kalabalık bir seyirciyle izlemek korkutsa da çok mutluyum. Hem final anına beraber şahit olacağız hem de gecenin geliri müthiş bir yere bağışlanacak. Hâlâ biteceğine inanamıyorum, sanki yaz bitecek ve ‘Yargı’mıza geri dönecekmişiz gibi hissediyorum. Şimdiden çok duygusalım, o gün ne hale gelirim tahmin bile etmek istemiyorum.
Uğur Polat: Geceyle ilgili sürprizleri söyleyemem tabii ama çok güzel ve anlamlı bir gecenin bizleri beklediğini düşünüyorum. Finali seyircimizle beraber izleyecek olmak da hepimizde ayrı bir heyecan yarattı. TEV yararına satışa çıkan biletlerin saatler içinde tükenmesi hepimizi çok mutlu etti. Herkese çok teşekkür ediyoruz.
Kaan Urgancıoğlu: Kesinlikle duygu yüklü bir gece olacak.
Uğur Aslan: O gün çok heyecan verici hepimiz açısından. Diziyi evde izleyip izleyicinin tepkisini dışarıda alıyorduk. İlk kez reaksiyonlarına bire bir tanıklık edeceğiz. Tabii yayın öncesi çok güzel sürprizlerimiz var onlara.
◊ Finalde hayalinizde mutlu son mu var?
Pınar Deniz: Benim bir sonum yoktu. Sema bize bir fikirden bahsetmişti Amerika’da, ben de sürekli o nasıl şekillenecek diye merak ediyordum. Yine ters köşe bir Sema finali geliyor diyebilirim.
Uğur Polat: Üç sezon boyunca ‘Yargı’ karakterlerinin başına türlü türlü olaylar geldi. Senaristimiz Sema Hanım hep ters köşeye yatırdı bizi ve seyircimizi... O yüzden mutlu mu mutsuz mu bilemem ama yine farklı bir son olacağını düşünüyorum.
Uğur Aslan: Ben mutlu son istiyorum. Yeterince bedel ödendi (gülüyor).
Kaan Urgancıoğlu: Yorum yok (gülüyor).
PINAR DENİZ: SENİNLE OYNADIĞIM HER ANI MUTLULUKLA HATIRLAYACAĞIM, İYİ Kİ VARDIN
KAAN URGANCIOĞLU: BİR SONRAKİ PROJEMİZE KADAR...
◊ ‘Yargı’nın üç sezonluk başarısı sizin de şöhretinize şöhret kattı. Peki hayatınızda neleri değiştirdi? Size nasıl yeni kapılar açtı?
Pınar Deniz: ‘Yargı’ benim en büyük şanslarımdan biri oldu. Bütün güzelliklere, ödüllere, daha iyilerine ulaşmamı sağladı. Oynadığım karakter kalbimi, ruhumu genişletti.
Kaan Urgancıoğlu: Bu değişimi kendi başarımdan çok hikâyenin ve projenin başarısı olarak görüyorum ve bu beni mutlu ediyor.
◊ Ilcey... Her pazar sosyal medyada TT (trending topic) listelerindeydiniz, çok sevildiniz... Sizce nasıl bir ikili oldunuz?
Kaan Urgancıoğlu: Çok iyi (gülüyor).
Pınar Deniz: İlk Kaan’la tekrar oynama fikrini duyduğumda yadırgamıştım. “Nasıl yani, daha yeni partner olduk”, “Nasıl olur bilmiyorum ki” gibi sorular türemişti kafamda. Gören gözlere teşekkür ediyorum. Daha iyisi olamazdı bence.
◊ Üç sene önce ilk röportajımızda, ofisin önündeki ilk karşılaşmanızı anlatmıştınız. Üzerinden yıllar geçti. Siz nasıl dostlar oldunuz?
Pınar Deniz: Birbirini hissinden tanıyan insanlar olduk bence. Ne yaşanırsa yaşansın ben bilirim ki Kaan beni anlar. Birbirimize iyi gelme çabamız vardı ilk tanıştığımızda,
hâlâ da öyle devam ediyor.
Kaan Urgancıoğlu: Birbirine çok güvenen, iyi tanıyan, sırtını yaslayabilecek. Gerçek dostlar olduk yani...
◊ Birbirinize arşivlere girecek son bir cümle söyleyecek olsanız. Ne derdiniz?
Pınar Deniz: Seninle oynadığım her anı mutlulukla hatırlayacağım. İyi ki vardın.
Kaan Urgancıoğlu: Bir sonraki projemize kadar...