Şehrim şehrim, güzel şehrim

Güncelleme Tarihi:

Şehrim şehrim, güzel şehrim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2022 07:00

Dans grubumuzla Londra’ya gittik. Kalabalığı, trafiği, gürültüsüyle İstanbul’dan çok farklı değil. Hatta karmaşık metrosu, İstanbul’un engelli dostu metrosunu özletiyor.

Haberin Devamı

İngiltere’de, Londra’dayız. Biliyorsunuz dans etmek isteyen herkesi kapsayan Arada Company diye bir dans grubundayım. Londra’da arkadaşlarımla küçük bir koreografi oluşturmaya çalışıyoruz. Bir görmeyen, bir duymayan, bir de yürüyemeyen üç ‘dansçı’ hayallerimizi dansa dönüştürmeyi deniyoruz. Tüm engelleri aşıp birlikte bütün duygularımızı sahneye akıtıyoruz.

Provalar bitince kendimizi şehre atıyoruz. Hep hayalini kurduğum Londra’dayız. Bazı şeyler için acaba hayallerimde kalsa daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum. Zira hiç İstanbul’dan çıkmamış gibiyim. Sanki uçakla havada birkaç saat gezdikten sonra tekrar İstanbul’a indik. Aynı trafik gürültüsü, aynı kalabalık, aynı şekilde koşuşturan insanlar...

Bir ulaşım kartımız var; o meydan senin, bu meydan benim geziyoruz. Burası inanılmaz karışık bir metro ağıyla çevrili. Bizim metrolarımız çok daha erişilebilir bana göre. Londra’da yaşayan ve tekerlekli sandalye kullanıcısı arkadaşımın anlattığı kadarıyla çalışmayan rampalar, asansörler sebebiyle burada ulaşım bizimkinden bile zor. Çünkü burada onlara metro personelleri yardım etmiyormuş. Yardım etmelerini istiyorsanız önceden geçeceğiniz lokasyonları bildirip rezervasyon yaptırmanız gerekiyormuş. Anlayacağınız günün herhangi bir saatinde tek başınıza ‘Hadi şuraya gideyim’ demek gibi bir şansınız yok. İsterseniz engelli yaşamına uygun taksiler varmış fakat arkadaşım çok pahalı olduğunu söyledi.
“3 Aralık’ta kutlanan Dünya Engelliler Günü hakkında ne düşünüyorsun” diye sordum, “Burada çok umursanmıyor. Ayrıştırmaya neden olduğunu düşünüyorlar” dedi. Ben de aynı fikirdeyim aslında. Yani bizdeki gibi medya fenomenleri, siyasetçiler sokaklara çıkıp gözlerini bağlayıp ya da bir tekerlekli sandalyeye oturup video çekmiyormuş.

Haberin Devamı

3 Aralık reklama dönüşmüş bir gün. Bizim yerimize geçmeye çalışmak empati yapmak değil bence.

Asıl derdimiz ortak yaşam

“Size olan bakış nasıl” diye sorunca “Buradaki toplum her yaşama açık gibi gözüküyor. Her yaşama saygı göstermeye çalışırlar. Öyle konuşur ve görünürler. Fakat gerçekte çok da umurlarında olmayız. Ben böyle hissediyorum” dedi.

“Peki eğitim şartlarınız nasıl” diye sordum, “Burada gelişmiş mantıkla yapılan bir yöntem var. Durumunuz bu yönteme uygunsa eğitim alabiliyorsunuz. Onun dışında başka bir şansınız yok. Belki paranızla özel eğitim alabilirsiniz” dedi.

Diğer ülkelerden katılan arkadaşlarla da konuştum ve anladım ki farklı şehirlerde olsak da sosyal hayatımız pek farklı değil. Hatta belki İstanbul daha rahat bile olabilir. Daha önce de yazmıştım, 3 Aralık reklama dönüşmüş bir gün. Kaldı ki bizim yerimize geçmeye çalışmak da empati yapmak değil bence.

Çok istiyorsanız yaratıcılığınızı kullanıp bize hiç yaşamadığımız bir deneyim yaşatabilirsiniz mesela. En önemlisi ‘Biz ne istiyoruz ve bu şehri birlikte nasıl paylaşacağız’ bunu konuşmak. Çünkü asıl derdimiz bizim yaşamımızı tecrübe etmeniz değil, birlikte yaşayacağımız bir dünya oluşturmak.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!