Sefo: Ben deli olduğumu düşünüyorum, zaten kendime deli gözüyle bakıyorum

Sefo ile stüdyosunda buluşuyoruz. Yine dikkat çekici bir kıyafetle geliyor. Tam bir star havası var. Hem göz alıcı, hem havalı ama bir yanıyla da anime karakterler kadar sevimli. Sohbet sırasında da çok beyefendi, cümleleri tek tek seçen biri var karşımda. Başlıyoruz Sefo’yla bilinmeyenlerini konuşmaya...

◊ Şarkıların YouTube’da milyonlarca tıklanıyor, konserlerin doluyor, yurtdışı konserleri veriyorsun. Sence sen müziğin imparatoru musun?

Müziğin imparatoru değilim, şarkıda “İmparator el reggaeton” diyorum, aslında iddialı olduğum konu bu müzik tarzı. Reggaeton’da biraz imparatorluk söz konusu olabilir.

◊ Bu kadar sevilirken biraz gizemli durmayı tercih ediyorsun, çok fazla röportajın yok. Seni adım adım tanıyalım.
26 yaşındasın...

Ben inanamıyorum 26 olduğuma. Hep 23 gibi hissediyorum (gülüyor).

◊ Kliplerinde ve sosyal medyanda kostümlerin ve tavırlarınla delidolu, sıradışı dururken şimdi karşımda çok sakin ve beyefendi biri var...

Sahnede ya da kliplerde kendimi özgüvenli hissediyorum, orada biraz daha çılgınım. Normal hayatta da inişlerim çıkışlarım oluyor ama daha çok böyle sakin, kendi kabuğunda takılan biriyim. Fazla uçmuyor, kaçmıyorum... Magazin meseleleri de bende fazla olmuyor; kız arkadaş olayı falan... Kendi kabuğumda üretiyorum.

◊ Deli yanların var mı?

Var. Ben deli olduğumu düşünüyorum zaten, kendime deli gözüyle bakıyorum. “Delidir, ne yapsam yeridir” diyorum o yüzden (gülüyor).

◊ Şimdi hiç öyle durmuyorsun...

Şu anda mantıklı davranmam gerekiyor (gülüyor).

◊ Arkadaşlarının sende en sevdiği özellik nedir?

Eğlendiğim zaman çok eğlenceliyimdir, ortama neşe katabilirim. Ama ortamdaki enerjiyi düşürebilirim de, o anki ruh halimle ilgili. Aslında hep dürüst olmaya çalışıyorum, inşallah arkadaşlarımın sevdikleri yanım dürüstlüğümdür.

◊ Sence sen ve şarkıların ne kadar anlaşıldı?

Ben ve şarkılarım yüzde 50 anlaşıldı. Tam anlaşılmadığını düşünmüyorum.

Fazla uçmuyor, kaçmıyorum. Magazin meseleleri de bende fazla olmuyor; kız arkadaş olayı falan.

◊ Nedir anlaşılmayan kısım?

Ben reggaeton tarzı şarkılar yapıyorum. İnsanlar bu tarzda yaptığım şarkıları dinliyorlar, beat’ı (ritmi) aynı diyorlar. Anlaşılmıyor. Ya da İskoçya’ya gidip etek giydim. Orada kültürel bir şey ve normal. Sokakta etekle gezmiyorum ama beni normalde etek giyiyormuşum sandılar.

◊ Aynı altyapılar ve müziği şarkılarında kullandığını düşünüp birbirine benziyor diye eleştirenlere ne dersin?

2021-2022 sırasında yaptığım şarkıların çoğu reggaeton tarzındaydı ve tarzın gerektirdiği temel vuruşlar kullanıldığından insanlara aynıymış gibi geliyor. Son albümle bu konuyu tamamen kapattığımızı düşünüyorum, her tarzdan, her telden bir şeyler var.

◊ Sence neden seni bu kadar sevdiler?

Bence organik ve doğal olduğum için beni sevdiler. Kimse yokken ben TikTok’taydım, o videoları insanlar gördü, tanıdı, sevdi ve müziğimi dinlediler.

◊ Küçükçekmece’de bir okulda teneffüste bir sürü çocuk ‘Bilmem mi?’ şarkını söyledi ve şarkı o gece ana haber bültenlerine kadar çıktı.

Stüdyoda çalışıyorduk, gece 5’te gördüm, tüylerim diken diken oldu. Ne oluyor, bu kadar çocuk nasıl söylüyor, çok şaşırdım, çok iyi hissettim, çok mutlu oldum.

RENKLİ KIYAFETLER GİYİP KULAKLIKLA İMAM HATİP LİSESİNE GİDİYORDUM

◊ Samsun doğumlusun. Altı çocuklu bir aile...

Ben beşinciyim.

◊ Tek erkek çocuksun. Erkek çocuk bulana kadar mı denemişler?

Benim annem, babamın ikinci evliliği. İlk evliliğinden üç kızı olmuş. Annemle de ilk çocukları yine kız oluyor. Sonra ben, ardından yine kız çocuk... Ben de erkek çocuk için denemiş diye düşünüyorum.

◊ Kalabalık bir ailede tek erkek çocuk olmak nasıldı?

Markete mi gidilecek, bir şey mi gerekiyor, ben yapıyordum. Babam ticaretle uğraşıyor, saatçi dükkânı vardı, hafta sonları dükkâna götürüyordu. Sekizinci sınıfta okuldan sonra dükkânı açıyor, akşama kadar çalışıyordum. Bunları zorluk diye anlatmıyorum, oralarda kendi alanımı oluşturuyordum.

◊ Ailen muhafazakârmış...

Evet.

◊ Sen ailenin içinde biraz asi miydin?

Biraz, beklemedikleri şeyler gördüler, duydular ama bir şekilde anlaştık.

◊ Ne gibi?

O zamanlarda yine böyle garip şeyler yapıyordum aslında (gülüyor). Mesela şimdi düşünüyorum da kırmızı pantolon giyiyormuşum, babam bir şey söylemiyordu. Lisede değişik tarzlarda pantolonlarla geziyor, sürekli kulaklıkla dolaşıyordum. İmam hatip lisesine gidiyordum ama renkli kıyafetler, kulaklıklarla takılıyordum.

◊ İmam hatipte okumak hayatına neler kattı?

Bana çok şey katmış olabilir. Aslında en başta garip hissettirdi ama sonra sevdim oradaki ortamı, arkadaşlarımı. Büyük bir sıkıntı yaşamadım. Bazı şeyler daha öğreticiydi orada. Mesela bizim sınıfta kız yoktu, kız-erkek ayrıydı. Erkekler sınıfta bir kız olsa daha farklı davranabilecekken kız yoksa daha doğal olabiliyorlar, o doğallığa biraz alıştık.

◊ Müzik bu sırada nerede?

Müzik hep bir yanımdaydı. Sürekli müzik dinliyordum, arkadaşlarım başka liselerdeydi, onlar rap yapıyordu. Ben de şarkı yapıyordum, onlarla şarkılar da yaptık; hatta 16 yaşımda amatör, 10 şarkılık falan bir albüm bile yapmıştık.

◊ Asıl adın Seyfullah, Sefo ismi nasıl ortaya çıktı?

Sefo, Seyfullah’ın kısaltması, lise arkadaşlarım kullanıyordu en başta. ‘Seyfo’yu ‘Sefo’ yaptılar. Müzik yapmaya başla-
yınca da bu mahlası kullandım.

◊ Üniversitede uluslararası ticareti kazanıp İstanbul’a tek başına gelince zorluklar yaşadın mı?

Aslında istediğim buydu, biraz daha kendi ayaklarımın üzerinde durmak. Önce aileme haber vermeden yurttan ayrıldım, günübirlik işlerde çalıştım. Ev kirasını ödedim. Hep bir şeyleri başarmak istedim.

ACABA ÜNÜM İÇİN Mİ SEVİYOR?

◊ Şarkılarında aşkı ve bir kadına ilgini “Gümüş gerdanınla/Tutsaktı ben ellerinde” gibi sözlerle anlatıyorsun. Bu nasıl bir romantizm türü?

Yazarken çok romantik, aşk dolu olsun diye yazmıyorum, içimde hissediyorum, bir şekilde ağzımdan çıkıyor. Yoksa aşkı böyle yaşayan, bunları kız arkadaşına söyleyebilen biri değilim.

◊ Nasıl yazıyorsun bu sözleri?

Geceleri. Benim taktiğim yalnız kalmak, ilham öyle geliyor, evde kendime ait bir alanım var, ışığı kapatıyorum... Gözlemlediklerim ve yaşadıklarım ilham veriyor.

◊ Aşkın sendeki karşılığı ne?

Oturup yazmam lazım onu da.

◊ Yazmadan da bir şeyler çıkar...

Aşk iki kişinin karşılıklı olarak birbirine sonsuz güvenebilmesi, sevgi de onunla beraber geliyor. Aradığım aşk, hayatımın sonuna kadar benimle olabilecek, bana güvenebilecek, birbirimizin iyi ve kötü yanlarına dayanabileceğimiz, ona iyi geleceğim biri. Kısa süreli, sonu olmayacak bir ilişkiye başlamak bana saçma geliyor. Üç ay sonra ayrılacağım bir ilişkiye hiç gerek duymuyorum, biraz daha tedbirliyim.

◊ Kadınların ilgisinde neler değişti?

Değişen şeyler oldu. Aslında ünlü olmadan önce de kız arkadaşlarım oldu ama şimdi bana bakmayacak olan da bakabilir. Asıl değişen, acaba beni ünüm için mi yoksa gerçekten mi seviyor düşüncesi. Aslında aşkı yaşatmayan şey de bu.

ALNIMDA BOTOKS VAR, İLERİDE KIRIŞMASIN DİYE...

◊ Farklı bir tarzın var. Fütüristik, bazen çizgi film kahramanlarını andıran... Normal tarzın mı, imaj mı?

Kendim alışverişe çıkıyorum genelde. Beğendiklerimi giyiyorum. Mesela bu ayakkabıları kendim aldım (Crocs şeklinde Balenciaga terliklerini gösteriyor). Sahnede stilistle çalışıyorum, orada yönlendirmelere göre giyebiliyorum ama neticede ben karar veriyorum.

◊ Rap’çilerin hayatlarında lüks arabalar, gösterişli takılar, marka kıyafetler, şatafatlı bir yaşam görüyoruz. Bu ne kadar senin tarzın?

Her ne kadar istemesen de bir şekilde hayatın lükse evriliyor. Ama gösteriş bambaşka bir şey, onu hiç sevmiyorum. Mesela yemek yediğim yerden masa paylaşımı yapmayı istemiyorum. Bindiğim arabayı da alenen “Bakın ben buna biniyorum” diye paylaşmam.

◊ Paranı en çok neye harcarsın?

Tarzım için harcarım. Çünkü sahneye çıkarken ya da günlük hayatımda insanlar beni bu şekilde tanıdı, ki ben böyleyim, bunları giyineceğim. Ama gidip şuna 80 bin lira para verdim gibi şeyler konuşmam. Mesela bu pantolonum özel dikildi, bunun pahalı olduğunu düşünebilirler ama değil. Önemli olan çok para vermiş olmak değil, kendi stilimi ortaya koymak. Gösterişi sevmem ama güzel giyinmeyi severim.

◊ Estetik var mı?

Alnımda biraz botoks var ama eridi. İleride kırışmasın diye, birkaç güne tekrar yaptıracağım.

BİRAZ ÇILGINLIK...

◊ İlk albümün ‘IMPARATOR pt.1’ yayımlandı. Devamı da bu yaz gelecek. Toplam 24 şarkı olacak. Delirdin mi?�

Biraz delilik, biraz çılgınlık... Ama albümüm olsun istiyordum ve yaptım. En başında “14-15 şarkı çok” dendi, sonra yaparken baktım ki oluyor, devamı geliyor, 24 şarkılık iki albüm ortaya çıktı.

◊ Nasıl anlatırsın bu albümü?

Çok farklı Sefo’lara tanıklık edilebilecek bir albüm. Pop, rap, R&B, reggaeton, farklı tarzlar var. Kendimi daha net ifade edebildiğim, daha profesyonel vokal kullanımı ve düzenlemelerle iyi hissettiğim bir albüm.

◊ 200 milyondan fazla izlenen kliplerin var. Bunlar organik rakamlar mı?

Hepsi organik. Ben bot atılabildiğine yeni tanık oldum, öyle bir bütçem de yoktu. ‘Bonita’yı çektik, benim param bitti, para bittikten sonra ‘Bilmem mi’yi klipsiz yayımladım. ‘Toz Duman’ da klipsizdir. Şarkıyı dinleten şeyin klip olmadığını biliyordum, o yüzden klipsiz yayımlamak çok büyük bir problem değildi.

◊ Sana rap’çi diyebilir miyiz?

Diyebiliriz, rapçi’ler, rap dinleyenler kabul etmiyor olabilirler ama reggaeton hip-hop türünün bir alt dalı, ben de istediğim zaman rap yapabilen bir rap’çiyim. Ben iyi bir rap’çiyim çünkü pop da yapabiliyorum.

◊ Sen şimdi rapstar mısın popstar mısın?

Ben starsam eğer sadece bir starım diyebilirim. Ne rapstarım ne popstarım, sadece starım.

‘KÖLEN OLURUM’ DİYENLER, GARİP FETİŞÇİLER OLABİLİYOR

◊ Seni beğenenler kadar albüm kapaklarındaki animasyonlardan dolayı sevimli bulanlar da var. Sence?

Bence sevimliyim.

◊ Kendini yakışıklı bulur musun?

Bazen sahneye çıkarken...

◊ Instagram’da neredeyse 900 bin takipçin var. Fake adresin var mı?

Var, aslında tam fake değil, bir şey için açmıştık, sonra kullanmadık, oradan bakıyorum.

◊ Ahlaksız teklif geliyor mu?

Sahnede biri kâğıtla not veriyor, otomatik alıyorsun, bakıyorsun bir şeyler yazıyor.

◊ Aldığın en garip teklif neydi?

“Kölen olurum” diyenler, garip fetişçiler olabiliyor, garip benim için.