Güncelleme Tarihi:
◊ Film bizi günümüzden alıp 1969’a götürüyor. O dönemin sizdeki karşılığı ne?
Ozan Güven: Seda Hanım, siz cevap vermek ister misiniz?
Seda Bakan: Gözlerim görmüyordu, bir şey göremedim! Filmde görmeyen bir kızı canlandırıyorum da (gülüyor)...
Ozan Güven: Bu arada Seda sette gerçekten görmüyor gibi davranıyordu. Çekim bitiyordu, “Açsana gözlerini, sen normalde görüyorsun” diyorduk ama anlatamıyorduk. Sürekli “Yeterince görmüyor gibi görünüyor muyum” diye soruyordu.
Seda Bakan: Karşımda çok iyi oyuncular vardı. Bu yüzden hata yapmaktan korktum.
◊ Soruya dönersek...
Ozan Güven: O dönemin filmlerini izleyerek oyuncu olmak istedim. Tekrar oralara gidip bizi sinemaya başlatan simalarla karşılaşıyor olmak duygusal bir his yarattı.
Bu eleştiri bile değil, saçmalık
◊ Arzu Film’in filmleri hâlâ internette izlenme rekorları kırıyor. Eski diziler günümüze uyarlanarak yeniden çekiliyor. Sizce günümüzde neleri kaybettik de eskiye özlem arttı?
Seda Bakan: Eskiden mahalle kültürü vardı, artık kalmadı. İnsanların hoşgörüsü kayboldu. Kimsenin kimseye tahammülü yok.
Ozan Güven: 1969’da yaşayanlar da 50’li yılları özlüyordu. Bu sanırım büyümek ve daha çok farkına varmakla ilgili. Ama şunu biliyorum ki mahalle maçının olmadığı yerde bir sürü şey azalmış demektir.
◊ Neden?
Ozan Güven: Mahalle maçı yaparken komşunun poşetleri taşınacaksa ara verilir ve ona yardım edilirdi. Aslında her şey mahalle maçında bitiyor sanırım. Ama meseleyi günümüze getirecek olursak, “Aynı adamlar aynı filmi yapmış” cümlesini ben Arzu Film’in filmlerini izlerken hiç aklıma getirmezdim. Senin aklına hiç, “Yine Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen” demek geldi mi? Oysa şimdi bazılarını aynı adamların sürekli beraber filmler yapması rahatsız ediyor. Bence o dönemin insanlarıyla şimdinin insanları arasındaki fark bu.
◊ Bu eleştirilere bozuluyor musunuz?
Ozan Güven: Bu eleştiri bile değil, külliyen saçmalık.
◊ Sizin ekibe girmek zor mu?
Ozan Güven: Yoo, bir akşam deneyebilirsin (gülüyor).
◊ Cem Yılmaz’ı sormamak olmaz. Onun için “Başarılı, komik, yetenekli” dışında ne söylersiniz?
Seda Bakan: Onu tanıdıkça herkese ve işine kıymet verdiğini gözlemledim. Son zamanlarda pek karşılaşmadığım bir şey.
Ozan Güven: Çok vicdanlı, namuslu ve çalışkan bir adam. Ayrıca çok iyi bir baba.
Seda Bakan: Yönetmenimiz “Çok büyük görünüyorsun, ‘yemeksepeti’ gibi oldun” dedi
◊ Daha önceki projeleriniz, ‘Kardeş Payı’ ve ‘Kara Bela’nın setleri de erkek ağırlıklıydı. Yine testosteron yüklü bir filmdesiniz...
Seda Bakan: Amaan, ben hiç aldırmıyorum öyle şeylere.
Ozan Güven: Benim altımda tayt vardı. Cem sette tüylü kostümlerle dolaşıyordu, ne testosteronu!
Seda Bakan: Sette cinsiyet olmuyor. Ya da ben anlamıyorum o düşünce yapısını.
◊ Zaten set arkadaşlarınız da sizden askerlik arkadaşı gibi bahsediyor...
Seda Bakan: Evet, öyle bir şey oluyor.
Ozan Güven: Seda, çok güzel bir kadın.
Seda Bakan: İlk defa biri bana iltifat ediyor, farkında mısın?
Ozan Güven: Olur mu öyle şey? Sette bunun da geyiği yapıldı gerçi.
Akıl sağlığım için Instagram’dan uzak duruyorum
◊ Ne gibi?
Seda Bakan: Çekimlere başladığımızda 34 bedendim. Ama sette çok iyi yemekler vardı. Biz Can (Yılmaz) Abi’yle beraber sürekli yedik. Tabii ben stresten yiyorum. Sonra pantolon 36 beden oldu. Ardından 38’e çıktım. Bir sahnenin çekiminin ardından yönetmenimiz “Seda çok büyük görünüyorsun, ‘yemeksepeti’ gibi oldun” dedi (gülüyor).
Ozan Güven: Filmdeki kırmızı pantolonu ikinci hafta paraşüt gibi oldu. Şaka bir yana; güzele güzel denir. Seda alımlı bir kadın, bunu kim inkâr eder? Ama evli!
◊ Eşiniz kıskanmıyor mu bu set ortamlarını?
Seda Bakan: Kıskanıyordur da belli etmiyor. Ben zaten işimi profesyonelce yapıyorum.
◊ Kilo etkisi dışında bu ekibe dahil olup 13 hafta geçirdiniz. Nasılmış onlarla çalışmak?
Seda Bakan: Son gün, “Yarın sabah kalkıp birbirimizi görmeyeceğiz ve bu kötü bir şey” diyorduk. Kendimi hiç yabancı gibi hissetmedim.
Ozan Güven: Bir ara Seda cinsiyet değiştirecek zannettik. İşini bu kadar ciddiye alması hayranlık uyandırıyor ve çıkan işi görünce ne kadar iyi bir karar olduğunu bütün ekip anlıyor. İyi ki bizim filmimizde oynadı.
Ozan Güven: Robot kostümüyle “Ben Can Manay’ım” diye çok bağırdım
◊ 13 yıl sonra yeniden ‘Robot 216’ kostümünü giymek ve Arif’le karşı karşıya gelmek nasıldı?
- Yıllar sonra bir yerde karşılaştığın ilkokul arkadaşınla rakıya oturmak gibiydi.
◊ ‘216’ karakterini ‘G.O.R.A.’da eşcinsel zannetmiştik. Ama bu sefer ‘Pembe Şeker’e (Seda Bakan) âşık oluyor...
- Aslında cinsiyetsizdi. ‘G.O.R.A.’da kimseye sarkmadı.
◊ Yani karakter yeniden şekillendirilmedi?
- Aklımızın ucundan bile geçmedi. Eğer bu röportaj olmasaydı, sana bir şey söylerdim Hakancığım ama (gülüyor)...
◊ ‘Fi’ dizisinde canlandırdığınız Can Manay karakteri aşırı maskülen ve sert bir adam, bu robotsa aşırı duygusal ve naif... O geçiş zor oldu mu?
- “Karakterin etkisinde kaldım” şizofrenisine asla katılmıyorum. Sette de robot kostümüyle, “Ben Can Manay’ım” diye çok bağırdım, bunun dalgasını geçtim ama bu bir meslek.
◊ Robot dışında Ayhan Işık’ı da çok oynamak istemişsiniz?
- Evet. Ayhan Işık’a çok benzediğimi düşünüyorum. Aslında bütün rolleri oynamak istedim. Arif’i de Pembe Şekeri de...
Seda Bakan: Allah’tan öyle bir şeye izin vermemişler.
Dostun, hiç düşünmeden konuşabileceğin arkadaşındır
◊ Bu aynı zamanda bir dostluk filmi. Sizin de en yakın arkadaşınız Cem Yılmaz mı?
Ozan Güven: Elbette ki yakın arkadaşım.
◊ Cem Yılmaz’ı sizin için bu kadar yakın ve vazgeçilmez yapan nedir?
Ozan Güven: İşini çok ciddiye alıyor, güvenilir.
◊ Bu kadar yakın arkadaşken aynı işin içinde olmak zor mu?
Ozan Güven: Yoo... Daha rahat kavga ediyorsun. Dostun hiç düşünmeden konuşabileceğin arkadaşındır, küslük diye bir şey yoktur.